53.Bölüm

45.9K 3.9K 375
                                    

📍 Hoş Geldiniiiizzzzzz

Gittikçe ara açılıyor dobarlanmamız lazım hocaam...

Oy vermeyi ve satır aralarına üzümler saçmayı unutmayınız lskdlskdjls

Buyurunuz bölümümüze, keyifli okumalaarrrr ✨

🍇

🍇

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍇

*******
53.Bölüm

*******

"Akıllı tek bir Allah'ın kulu olmaz mı ya şu köyde!" eli belinde bir tur daha attı odada, "Mustafa'yı seviyorum diyor salak, yolacağım saçını başını görecek sevmeyi!"

Bir de gelmiş 'aramızı yap' diyordu.

"Hıı yaparım aranızı.. Bak gör nasıl yapıyorum!" gözlerini kapatıp başını tavana çevirdi bıkkınca, aşağısı şenlik bayram Hasret cenaze matemdi.

Şerife gelmiş omuzlarına bir ton yük bırakıp gitmişti, "Ben demem mi ama seni abine. Uğraşırsa o uğraşsın, başıma bir daha mı bela saracağım!"

Söylemesi lazımdı, Hamza'nın siniri öyle çok saman alevi değildi, ağır ağır işler fakat kuvveti önlenemezdi. Şerife'yi koruyacak bir Haşim ağa olduğundan genç kıza pek yüklenemez, kabak Mustafa'ya patlardı.

"Patlasın o şerefsize. Ama Şerife de az değil, yarasını sarmış bir de."

Burnundan sert bir soluk verdi, iki tur daha döndü Hamza'nın odasında, "Saracağım bekle ben senin yaralarını Şerife. Her erkeğe güvenilir mi ya? Bul Hamza gibisini hangi yarasını saracaksan sar. Gitmiş oğlancığın tekini bulmuş kendine, tövbe tövbee."

Onun korkusuna, daha doğrusu yaşadığının korkusuna yukarı kata çıkmaya bile çekinmişti ilk başta Hasret. Bir ürkmüş, olabilecekler aklında bir bir canlanmıştı.

Ama Hasret, içini alsan dışını satsan da Hasret'ti altına batırıp gümüşten çıkarsan da.

Çıkacağı üç merdivenden o oğlancığın tehdidiyle çekiniyorsa hiç yaşamasa da olurdu. Bugün o merdivenden çıkamıyorsa yarın odadan çıkmaya çekinirdi. Bu da Hasret'in kitabında yazmazdı.

Eline baltasını alır dereye inerdi, gecenin kör vakti ahıra çıkardı, evinden çarşıya kadar kurda kuşa değmeden yürür gider, Hamza'ya kafa tutar, amcasını soba demiriyle de kovalardı.

İki adımlık koridordan, üç para etmeyen Mustafa'dan mı korkacaktı?

Korkmuyordu.

Hem sabah Hamza bir çakı tutuşturmuştu eline. Güzel, kibar, fakat epeyce keskin bir çakı.

Benim olmadığım, gölgemin değmediği yerde lazım olur demişti. Olmamasını umuyordu Hasret, ama yine de belindeki kuşağa görünsün görünmesin iliştirmişti.

KÖYGÖÇÜRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin