16.Bölüm

66.2K 5.3K 525
                                    

📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz

Keyifli okumalaaaarrr 💕💞💓💘💜

*******
16.Bölüm

*******

Kapının yıllanmış gıcırtısını duyunca sırtındaki tüm tüyler bir bir ayaklandı Hasret'in.

'Yandık' dedi içinden, hem de öyle bir yanmışlardı ki Hamza'nın güzel dediği külleri bile bulamayacaklardı.

Hatta onlar da yanacaktı.

Hızlıca düşündü, sonra elini Hamza'nın kafasına koyup ittirdi uzağa doğru acımadan.

Ama 'git' demeye çalışıyordu sadece. Adamın şaşkın bakışını görünce eliyle telaşlı telaşlı uzaklaşmasını işaret etti. Perdeyi de yarıya kadar çekti.

Şu akşamı atlatırsa biriktirdiği parasından köyden bir çocuğu doyuracaktı.

Gerçekten doyuracaktı.

Annesinin uyku sersemi odaya girdiğini fark etse de ona bakmadı, kaşlarını korku ve endişeyle çatıp perdeyle yüzünün yarısını kapatarak dışarıyı gözlemeye başladı.

Sanki bir ses duymuştu Hasret...

Hatta belki çakal gelmiş tavuklara dadanmıştı da onun sesine uyanmıştım! Kabus da görmüştü üstelik!

Bu rolü yapabileceğini düşünüyordu... Yüreğinin çarpıntısı etrafı duymasını engelleyecek kadar olsa da soğukkanlı kalmalıydı. Daha önce de çok kez yalan söylemişti.

Yine yapardı.

"Hasret kı-"

"Ştt sus ana!"

"Ne-"

"Sus sus! Ya çakal var ya hırsız!!"

Hırsız gelse bu kuru evlerinde çalacağı bir Hasret vardı ama kendi dediğine de muhalefet olmak istemiyordu.

Ama biraz düşününce inekleri de vardı.

Dışarıdan dediğini tasdikler gibi bir devrilme sesi geldi, ardından da tavuk çığırtıları.

'Ah Hamza' dedi içinden, 'Az anasının gözü değilsin..'

Hem ağzının hem aklının iyi çalışması da iyi bir meziyetti sonuçta.

Annesinin telaşlanıp her zaman ağrır dediği diziyle dış kapıya uçuşunu izledi Hasret, yakalanma korkusuna rağmen gülmeden edemiyordu.

Kendi kıkırtıları arasında dikkat çekmemek için Hamza'nın getirdiklerini divanın altına tıkıp içeriden de sobanın demirini alıp koştu dışarı. Görünürde kimse yoktu, rahat bir nefes aldı.

Ama bir yanı da Hamza'nın tavuk çalarken yakalanmasını pek bir isterdi.

Annesiyle öte beri dolandılar biraz, adamı bir yerlerde göremeyince rahat bir nefes alsa da evin diğer tarafında gelince aldığı nefes hık diye boğazında kaldı.

Sarılırken batan o boyu devrilesice mermi kemeri upuzun serili duruyordu yerde.

Annesinin arkasında olduğunu bildiğinden gözlerini öteye beriye çevirdi, sonra sanki bir ses duymuş gibi tavuk kümesine geri döndü, "Duydun mu ana?"

"Neyi kız?"

"Çıtırtı geldi."

"Yok ya?"

"Geldi geldi... Bu çakal adam yiyor mu?"

KÖYGÖÇÜRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin