📍Hoş Geldiniiiizzzzzz
Evet, zurnanın öteceği kısımlara yaklaşıyoruz. Bakalım neler yaşayıciğiz
Oy vermeyi ve satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı unutmayınızz
Bu arada artık instagramda bir official hesabımız var xmkxsksk hikaye hakkında soru cevaplar, alıntılar, sohbetler ve instagram grubu için davetlisiniz... -koygocurenofficial-
Keyifli okumalaarrrr
*******
*******
48.Bölüm*******
"Yumurtayı nasıl kırıyorsun bakayım?"
Hasret, yanındaki tezgâha yaslanmış, üzerinde düğmeleri boydan boya açık bir gömlekle duran kocasına baktı gözünün kıyısıyla, bu adam da dün geceden sonra kendini ayrı bir nimetten sayıyordu canım.
Sanki Hasret yüzüne çok havastı da dibinden de gitmiyordu.
Gözünü beyaz gömleğin açık bıraktığı yanık teninden zar zor ayırıp önüne döndü, burnunu kırıştırmak istese de yapamamıştı gülmesini tutmaya çalışmaktan, "Nasıl kırayım Hamza, inceldikleri yerden çıt diye gidiyorlar işte."
Hasret'in dediğine güldü Hamza, onun dördüncü yumurtayı kırışını izledi, sonra ellerini yıkayıp ince saplı bir çatalla yumurtayı karıştırmasını...
"İlk sabahımızda yumurta da ne güzel gider."
Güldü Hasret, elinde yumurta kasesiyle yaklaşıp alnını Hamza'nın çenesine küçükçe vurup kaçtı, "Ben sana dedim elim iş bilmez diye, orasını düşünecektin evvelden. Sonra ah Hasret vah Hasret de dur."
Cızırdayan tereyağına biraz tuz atıp yumurtayı da döktü üzerine Hasret. Hamza'ya gülen yüzü arkasını dönünce az buçuk düşmüştü. Sabah akşam adama bulgur pilavı yediremezdi ya, illa laf ederdi işte Hamza'da olsa.
Çatalı tabağın içine koyup bıraktı tezgâha az bir şıngırdatarak, dalgınca ağaç kaşık almaya uzanacaktı ki tutuldu eli Hamza tarafından, daha ne olduğunu anlayamadan dudağına doğru yükselip öpüldü bir de.
Gençliğin verdiği bir tazelik vardı teninde, Hamza'nın da hoşuna gidiyor olacak elinin üzerinden, parmaklarından, avuç içinden öptü durmadan, "Hangi elinmiş bakayım o iş bilmeyen? Diğeri de mi aynı? Tüh, ver onu öpeyim bari."
Sesli sesli öptü Hamza, yetmedi yaklaştı iyiden Hasret'e.
Tabii bu kadarına dayanamazdı Hasret, dayanamadı da. Tavayı hepten bırakıp Hamza'ya döndü, kaşlarını kaldıra kaldıra konuştu, "Öyle öpersen üç öğün yumurta yersin ama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖYGÖÇÜREN
Historical FictionHasret köyden uzakta bir dere kenarındaki küçücük evinde hem hayatla hem de annesiyle mücadele eden başı dik, dili sivri bir kızdır. Yaşadığı yerin yazı kurak, kışı çorak, baharı biraz rahattır. Ama babası olmadığından evin direği sürekli gıcırdar...