1

4.9K 107 8
                                    

 "Sinirimi bozuyorsun." Yakınlığı yüzünden hızlanan kalbimle itiraf ettiği şeye göz devirdim. Beni bunun için mi bu odaya çekiştirmişti?

"Öyle mi?" Diye sordum gözlerimi gözlerinden ayırmayarak. Madem sinirini bozuyordum, hak edecek bir şey yapmalıydım. "En yakın arkadaşın benim için çıldırıyor ama." Yalandı, Pablo'yla aramızda arkadaştan öte hiçbir şey yoktu ama o bana böyle imalar yapıp durduğu için bunu kullanabilirdim.

Beklediğim gibi sertleşen bakışlarıyla bana doğru bir adım attı. Öyle ya, zaten aramızda bir adımlık boşluk vardı. Aramızdaki ufacık mesafeden gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Arkamdaki duvar yüzünden geri çekilmek gibi bir şansım zaten yoktu, bende bu yakınlığı kullandım ve işaret parmağımı onun göğsüne bastırarak gülümsedim. Üzerindeki smokinle her zamankinden daha çekici duruyordu.

"Ve bir zamanlar, sende benim için çıldırıyordun Gonzalez." Gözleri koyu kırmızı rujun sarmaladığı dolgun dudaklarıma, sonra da göğsüne baskı uyguladığım parmağıma gitti.

"Onu bana karşı kullanmayı seviyorsun, değil mi?" Sert bakışları adeta tenimi yakarken, üzerimde bıraktığı etkiye lanet ettim.

Sert olmasını seviyordum, her zaman için.

"Ama anlamadığın şey şu Gabriela, kimseyi benim yerime koyamazsın. Bunu anladığında geç olacak, beni arayacaksın." Gülümsemem yüzümden silinirken yutkundum. Haklı olması zoruma gidiyordu, onun benim üzerimde bıraktığı etkiden memnun gülümsemesi daha fazla sinirimi bozarken, eli belime uzanan kızıl saçlarıma gitti ve yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Hafifçe eğilip dudaklarını kulağıma yaklaştırdığında gözlerimi kapattım. Yakınlığı sayesinde burnuma dolan tanıdık parfüm kokusu başımı döndürürken, titrek nefesler almaya başlamıştım bile.

"Gabriela... Sen benim kızımsın." Dudakları kulağımı geçip boynuma dediğinde alt dudağımı dişledim. Aynı evde yaşıyor olsak bile birbirimizden uzun zamandır uzak duruyorduk, bu yüzden bu davet ikimiz içinde her şeyin yeniden başladığının kanıtıydı. Çünkü birbirimizden duygusal açıdan ne kadar kalabilirsek kalalım, bedensel açıdan kalamıyorduk. Birbirimize ihtiyaç duyuyorduk ve bu artık engel olamayacağımız seviyeye gelmişti.

Dudaklarının boynuma yaptığı her baskıda hırıltılı nefesler veriyordum. Zorlandığımı fark ettiği an başını kaldırdı ve yüz yüze geldik yeniden.

"Benim için çıldırıyorsun," etkileyici ses tonuyla daha fazla dayanamıyordum ama ona doğru bir hamle de yapmak istemiyordum.

İstekli bakışlarımı fark ettiğinde kısılan gözleriyle sordu.

"Ne istiyorsun?"

Sikerler.

"Seni, Pedro." Boynundan aşağı götürdüğüm tırnaklarımla göğsünün üzerinde daireler çizmeye başladım. "Yeniden, seni"

__

Kısa giriş bölümü...

(Düzenlendi)

karmaşık | pedriWhere stories live. Discover now