66.Bölüm:'İyi ki'

Start from the beginning
                                    

Alparslan'ı da kalabalığa yollayıp masadaki bardağı ve su şişesini elime aldım. Bardağın yarısını doldurup tek dikişte bitirdim. "Ablam benim, kurban olsunlar sana." Buğra'nın söylediklerine gülmüştüm. Yanağımdan öptü. "Üzüyorlar mı benim canım ablamı? Hemen babamı arayayım ikisini de ortadan kaldırır." Kolları açınca arasına girdim.

"Küçük çocuklar gibi birbirlerine giriyorlar. Ne yapacağım ben bu iki deliyle?" Sırtımı sıvazladı. "Biri ikizin diğeri de kocan olacak. Çok yakınlar. Bilemiyorum yani. Ama canını sıkarlarsa bende onların canını sıkarım." Gözlerim dolu dolu Buğra'ya baktım. Sıcak bir gülümseme vardı yüzünde. Ailemizin en küçük bireyi ama en olgun bireyi. "Ağlatacaksın beni." Başımın üzerine dudaklarını bastırdı. "Gözyaşların bizim için değerli. Sakın görmeyeyim." Sıkıca sarıldım.

"Gelin hanım nerelerde?" Batu yine bir şeyler karıştırıyordu. Buğra elimi havaya kaldırdı. Batu yanıma kadar gelip elime mikrofonu tutuşturdu. Ellerini birbirine vurunca şarkı çalmaya başlamıştı. Yine bir Düm Tek Tek olayı.

🐺

Sevdiğim adam ile dans ediyorduk. Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu tıpkı gözlerimi gözlerinden ayırmadığım gibi.

"Düğününümüz ne zaman olacak?" Düşünür gibi yaptım. "Kar yağınca." Derin bir nefes aldı. "Bu sene kar yağmazsa ne olacak?" Bilmem der gibi dudaklarımı hareket ettirdim. "Biz de seneye yaparız." Gözleri kocaman olmuştu. "Ciddi olmadığını söyle." Gülerek başımı göğüsüne yasladım.

"Sana bir sürprizim var." Gözlerimi, Poyraz'ın gözlerine çevirdim. "Ne sürprizi?" Burnumun ucundan öptü. "Çok uzun zamandır sürekli ertelediğim bir şey." Heyecanlanmıştım. "Söyle hemen." Başını iki yana salladı. "Henüz zamanı değil. Ama az kaldı." Kaşlarımı çattım. "Söylemeyeceksen neden heyecanlandırıyorsun?" Belime sarılı kolunu itmek istesem de başarılı olamamıştım. Daha sıkı sarmıştı. "Güzel bir günde söylemek istedim. Benim için biraz daha dişini sıkar mısın?" Alnıma dudaklarını bastırdı. "Ve ne olursa olsun, elimi bırakıp ta  gitme. Canım acıyor." Çenesinden öptüm. "Trip atmak istemiştim. Gitmeyecektim bir yere. Biraz daha dişimizi sıkacağız. Umarım çok büyük bir sürprizdir. Beklediğime değeceğini düşünüyorum." Gülümsedi. "Beklediğimize değecek."

🐺

Çok güzel geçen birgünün ardından yeni bir güne başlamıştık. Poyraz'ın sürprizini merak ediyordum. Sürekli tahminlerde bulunmuştum fakat doğru sonuca ulaşamamıştım.

"Anne, nişan alışverişine nişandan önce gidilmesi gerekmiyor mu?" Annemle beraber evden çıkıyorduk. "Bir buçuk günlük izniniz olduğu için tam tersi yapmaya karar verdik." Arabayı annem kullanacağından ön kapıyı açtım. Annem gülümseyerek geçti. Kapıyı kapatıp diğer koltuğa yerleştim.

"Aslında gerek yoktu. Biz sonradan da yapardık." Annem arabayı çalıştırmıştı. "Suzan Hanım sana bir şeyler almak istedi. Kırmayalım kadını. Akşama gideceklermiş." Poyraz'ın yengesi. "Peki." 

Alışveriş merkezine gelmiştik. "Senin korumalar nerede?" Arabadan indik. "Sen varsın yanımda. Beni korursun." Sırıtarak anneme baktım. "Sizin korunmanıza ihtiyacınız yok Umay Yücesoy Aral." Annemin yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

Karşıdan gelen Poyraz'ı farkedince kaşlarım havalandı. Poyraz'ın burada olması hiç iyi olmadı.

Suzan yengenin elini öpüp sarıldım. Poyraz annemin her iki yanağından öpmüştü. Daha sonra annem ve Suzan yenge selamlaştılar. Ben ve Poyraz arkada, onlar ise birkaç adım önümüzde ilerliyorduk.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Where stories live. Discover now