11.Bölüm: 'Kardeşim'

29.2K 1.4K 644
                                    

İyi okumalar dilerim

Beğeni ve yorum sayısı beni tatmin ederse bir sonraki bölümü erken atabilirim. Size bağlı yani. Ama gerçek yorum atın lütfen.


11. Bölüm: Kardeşim

🔫🔫

Toplantı bitiminde; nasıl kalktığımı, nasıl toplantı odasından çıktığımı bir ben bir de Allah biliyor. Alparslan ve Poyraz arasında ki gerginlik herkesi sarmıştı. En çokta beni.

Masamda oturmuş dosyalarla ilgilenirken baskına girer gibi kapım açılmıştı. "E yuh yani. Kırsaydın." dedim. Yavuz koltuğa oturup ayaklarını sehpaya uzatırken Alparslan odanın içinde volta atıyordu. Karşıma geçip ellerini sertçe masaya koydu. Baş parmağımla damağımı kaldırdım. "Kendine gelir misin?" dedim. Yumuşak bir sesle. "O herif niye bu kadar senin üstünde duruyor?" dedi Alparslan. "Herif değil. Onun bir adı var; Poyraz." dedim. "Asena! Bana cevap ver." dedi. "Abartıyorsun. Farkındasın umarım." dedim arkama yaslanıp. "Sinirlendirme beni!" dedi desibelini yükselterek. Oturduğum yerden doğruldum. "Alparslan kendine gel. Benim komutanım o. Üzerimde durması gayet normal. Sen de Yavuz'un ya da Mete abinin üzerinde durmuyor musun? Ne o yoksa onlara aşık mısın?" dedim sinirle. Otuz saniye boyunca gözlerimin içine bakıp çıktı odadan.

Alparslan'ın çıkmasıyla Yavuz kahkaha atmıştı. "Güzel laf soktun ama ben de sevmedim o herifi." dedi Yavuz. Göz devirdim sadece.

Dosyalarla ilgilenmeye devam ediyordum. Yavuz ise beresini yüzüne koymuştu. Gözlerini dinlendireceğini, onu rahatsız etmememi söylemişti. Sessiz adımlarla yerimden kalkıp Yavuz'a yaklaştım. Beresini alıp hızlıca odadan çıktım. "Asena!" dedi arkamdan ama ben durmaya pek niyetli değildim. 

"Evde değiliz. Yakalarsam kötü olur. Beremi getir." dedi Yavuz, normal bir ses tonuyla. "Bir kerecik takacağım ya." dedim. Yavuz'a dönmüş geri geri yürüyordum. "Ne halin varsa gör." dedi Yavuz. Beni umursamayıp bahçeye çıktı. Olduğum yerde durdum. Ama sayılmaz. Böyle tadı çıkmaz ki. Dudaklarımı büzüp arkamı döndüm.

Arkamı dönmem ile sert bir şeye çarpmam bir olmuştu. "Taştan mı yapıldın?" dedim, burnumu ovalarken. "Ben sakarım demiyorsun suçu bana atıyorsun." dedi Poyraz. "Maalesef arkamda gözlerim yok." dedim. Elimi tutup indirdi. Diğer eliyle de burnuma dokundu. "Yamukluk yok hâlâ havada." dedi alaylı bir şekilde. Kaşlarımı çattım.

"Bayan çatık kaş. Sana daha çok uydu gibi." dedi, gülumseyip.

Güldüm. "Bence ben Bayan mükemmel olmalıyım." dedim.

"Ol bari." dedi. Kalorifere yaslanıp kollarını göğüsünde bağladı. "Seninkiler buraya gelmeden iyi bir araştırma yapmışlar, bizler hakkında." dedi. Yavuz'un beresini takıp ben de yaslandım onun gibi. "Ben buraya gelmeden zaten her şeyi araştırmışlardı, sizler hakkında." dedim. "Her ne kadar bir şey söylemesem de yanlış anlaşılmadan dolayı kusura bakma." dedi Poyraz. Gülümsedim. "En azından Mert gibi ağıza alınmayacak şeyler söylemedin. Daha iyi. Sorun yok. Alışkınım." dedim.

Sessiz bir şekilde karşıya bakıyorduk. "Asena?" dedi Poyraz. 'Efendim' der gibi Poyraz'a döndüm. Tam dudaklarını aralamışti ki Mert'in bize doğru geldiğini gördüm. "Sonra konuşuruz." deyip Poyraz'ın yanından ayrıldım.

Bahçeye çıktığımda Alparslan ve Yavuz'un kamelyada oturduklarını gördüm. Alparslan'ın arkasından dolaşıp boynuna sarıldım. "Siz bensiz dolaşır mıydınız?" dedim, kıkırdayarak. "Amca oğlu." dedi Yavuz. Ben daha olayı anlamadan Alparslan kollarımı tuttu ve Yavuz beresini aldı. Kolları kurtarıp saçlarımı düzelttim. "İsteseydin verirdim zaten." deyip göz devirdim.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin