29.Bölüm:'Sakın Açma'

19.2K 1.1K 444
                                    

İyi okumalar dilerim.

Buraya yine geç kalmış bir Beyza bırakıyorum. Kusura bakmayın. dudaklarınıbüzüpmasumbakansevimliemoji*

29.Bölüm: Sakın Açma

🔫🔫

Canımın acıması gerekirken neden kalbim acıyordu?

Biz bunu haketmedik.

Mutfakta oturuyorduk. Batu ve Oğuzhan yanımdaydı. "İyi misin?" diye sordu Batu. Gözyaşlarımı silip burnumu çektim. "Poyraz'ın neyi var?" dedim. Birbirlerine baktılar. Bir cevap vermediler.

Zaman o kadar çabuk ilerlemişti ki bir şey anlamamıştım. Poyraz'ın boğazımı sıkması, kendinde olmaması, şans eseri Mert'in odaya girmesi ve beni hızlıca oradan uzaklaştırması. Boğazımı sıktığından biraz nefessiz kalmış, öksürmüştüm ama kalbimin acısı daha ağır geldiğinden olsa gerek şu an sadece ağlıyordum.

Poyraz'ın odasından bağrışma sesleri geliyordu ama ne dedikleri anlaşılmıyordu. Oğuzhan başımı kendine yasladı. Sarılmak istediği görülsede asıl amacı sesleri duymamamdı. "Neden bir şey söylemiyorsunuz? Neyi var?" dedim, sesimin çıktığı kadarıyla. "Ben seni Tugay'a bırakayım." dedi Batu. Olumsuz anlamda başımı sağa sola salladım. "Poyraz ile konuşacağım." dedim. Oğuzhan önümde dizlerinin üstünde çömeldi. Sol elimi elleri arasına alıp yüzüme baktı.

"Şu an seni görmesi iyi olmaz." dedi. "Hayır." dedim. "Asıl şu an beni görmezse iyi olmaz. Ondan kaçtığımı düşünür. Kendini suçlu hisseder. Benim onunla konuşup sorun olmadığını söylemem lazım. Neyinin olduğunu öğrenmem lazım." dedim. "Bak, Poyraz'ın arada böyle krizleri olur. Mert'ten başkası sakinleştiremez. Lütfen sen de biraz sakin ol. İyi olunca kendisi sana gelir." dedi Batu. "Gelir değil mi?" dedim. "Gelir." dedi Oğuzhan. Gelmedi.

Batu üzerini değiştirince evden çıktık. Ne Poyraz ne de Mert odadan çıkmıştı. Batu ve Oğuzhan'ı dinlemekten başka bir çarem yoktu. Elimden başka bir şey gelmiyordu. "Bir şey olursa haber ver." dedim. "Tamam." dedi Oğuzhan. "Onunla konuşursan, canımın acımadığını söyle. Suçlu hissetmesin kendini." dedim. Gözlerini kapatıp açtı. Çantamdan kendi asker yeşili bandanamı çıkardım. Oğuzhan'a uzattım. Konuşmamı beklemeden, "veririm." dedi. Gülümsedim.

Batu ile apartmandan çıktık. "Siz izinli değil misiniz? Ben giderdim. Senin gelmene gerek yok." dedim. "Seni bırakacağım. Evin anahtarlarını alır geri dönerim." dedi. Arabaya geçip kemerimi taktım. "Batu her şeyi bilmek istiyorum. Artık benden kaçmayın." dedim. "Poyraz'ın anlatması daha doğru olur." dedi. Sıkıntılı bir nefes verdim. "Sürekli erteliyorsunuz. Anlatın biriniz. Kafayı yiyeceğim." dedim.

"Poyraz'ın çocukluktan kalma sorunları var. Bir türlü yenemediği, kapatamadığı konular. Bazen onu tetikleyen durumlar olunca kriz anları oluyor. Kendine hakim olamıyor. İlaç kullanması gerekiyor ama Poyraz bu aralar tamamen boşladı. Dün yine morali bozuktu. Seni aramasını ben söyledim. Onu iyi edecek tek kişi sensin. Aradı seni. Gayet iyiydi. Tugay'a geldik artık o sırada ne olduysa... Çok çabuk sinirlenir. Ama kendini kaybetme durumları sık sık olmaz. Kendini ondan geri çekme. Sana zarar vermek istememiştir. Muhtemelen şu an canını acıttığı için ayrı bir atak noktasındadır. Biraz zaman ver ona."

Ben kendimi nasıl geri çekebilirim ki? Bunu ona asla yapmam. Gözlerim dolmuştu.

"Sebebi ne? Poyraz'ı bu durumlara getiren şey ne?"

Batu, söylemek ve söylememek arasında gidip gelirken ben sorduğum soruya kendim cevap verdim.

"Annesiyle mi ilgili?" Batu yüzüme baktı. Kaşları havalandı. "Akif amca, öldüğünü söylemişti ama ölmedi değil mi? Annem de bir şey söylemedi. Ne oldu?"

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin