64.Bölüm:'Ben Kimim'

Start from the beginning
                                    

Hastanelerden nefret ediyorum. Mert'ten telefon aldığım gibi hastaneye koşmuştum. Deniz öncesinde yorgun düştüğü için uyuyakalmıştı. Ve ben nasıl geldiğimi bilmiyorum. Ayağımdaki terlikler ve üzerimdeki şortla tişört bunu destekliyordu.

"Evden çıkınca niye haber vermiyorsunuz?!" Onları gördüğüm gibi söylediğim ilk şey olmuştu. "Ne oldu? Ateşi mi çok yükseldi?" Bana bakmıyorlardı. Başımı iki yana sallayıp hasta odasına girdim.

Asena uyuyordu. Başında Güney vardı. Bu defa kardeşi olarak yanında değil de bizzat doktoru olarak orada gibiydi. "Ne oluyor?" Biraz daha cevap vermezlerse kafayı yiyecektim. Güney elindeki dosyayı bırakıp yanıma geldi. "Dışarı çıkalım." Kolumdan tutup beni koridora çıkardı.

"Ne oldu? Bir yere düşüp başını mı yaraladı?" Güney, sıkıntılı bir nefes verdi. "Bazı tahlilleri Ankara'ya göndermiştik." Başımı aşağı yukarı salladım. Bundan haberim vardı. "Sonuçlar bugün geldi. Tam ben gelecekken, Asena geldi." Kaşlarımı çattım. "Bayılttıktan sonra başka ilaçları da enjekte etmiş olmalılar. Normalde bu ilaçlar etkilerini daha hızlı gösterir fakat-" Güney'in kolundan tuttum. "Bana laf ebeliği yapma. Sadede gel!" Kolunu elimden kurtardı.

"Hafızasını kaybetmiş. Hiçbir şeyi hatırlamıyor."

Asena, beni unutmaz.

Ayakta duramayacağımı anlayıp oturdum. "Asena beni unutmaz." Sesim çıkmış mıydı? "Uyanınca çok üstüne gitmeyin, hatırlaması için. 24-48 saat arası süreceğini düşünüyorum. Elimden geleni yapacağım."

Güney araştırma yapacağını söyleyip yanımızdan ayrılmıştı. "Daha erken bana haber verebilirdiniz." dedim, kızgın bir şekilde. "Asena o halde görseydin muhtemelen sen de her şeyi unuturdun. Sonradan hatırlayıp sana haber verdiğimize şükür et." Yüzümü sıvazladım.

"Sizi de mi hatırlamıyor?" Mert yanıma geldi. "Asena kim, diye sordu." Beni de mi unuttun, Yavru Kurt?

Aradan geçen iki saat, iki yıl gibi gelmişti. Güney'in odasındaydım. Bir şeylerden bahsediyordu. "Bunu yapanlara aynı şeyi yapmak gerek." Öldüler. Telefonum çaldı. Arayan Oğuzhan'dı. Aramayı kabul ettim.

"Asena uyandı."

Bir şey söylemedim. Telefonu kapatıp koşarak odadan çıkıp Asena'ma gittim.

Kapıyı açıp odaya daldım resmen. Aşık olduğum gözler bana değil bir yabancıya bakıyor gibiydi. Üzerime bakıp Batu'ya döndü. "Bu kim?" Yutkundum. Gözlerimi sıkıca yumup açtım. Yatağın ucunda oturdum. Elini tutmak istesem de korkutmamak için tutamadım. "Ben Poyraz." Dudakları iki yana kıvrıldı. "Ben de Asena. Yani öyle söylüyorlar." Sağ elini tuttum. Parmağındaki yüzüğü yeni görmüş gibi baktı.

"Ben evli miyim, Batu?" Kafayı yiyeceğim. "Henüz değil ama yakında evlenecektik." Kaşları havalandı. "Seninle mi?" Başımı aşağı yukarı salladım. Dudakları kıvrıldı. Yanakları kızarmıştı. Utandığına çok şahit olmamıştım. İstemsizce gülümsedim.

İlk günlerdeki gibi benden etkileniyordu. "Kendini nasıl hissediyorsun?" Gözleri yüzüğündeydi. "Başım ağrıyor. Kaslı bir doktor gelip geçeceğini söyledi. Adı neydi?" Güney'i de hatırlamıyordu. "Güney." Başını aşağı yukarı salladı. "Evet. Evet. Benim hiç kız arkadaşım yok mu?" Baş parmağımla elini okşadım. "Var ama burada değiller." Gözlerini üzerimizde gezdirdi.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Where stories live. Discover now