geçmiş

3.1K 233 335
                                    

Nilipek,Kosuyolu.
Evgeny Grinko, Valse.
Billie Elish,Lovely.

-1 Hafta Sonra, Tuana Naz Atalay'dan.-

"Alo,abicim geldik biz. Evet, evet... İçtin mi ilaçlarını? Aferin benim güzel kardeşim!" dedi. Çağan telefonu kulağıyla omzu arasına sıkıştırmış bir yandan Ülkü ile konușuyor öbür yandan bagajdaki bavulları indiriyordu. "Kapatıyorum şimdi. İyi bak kendine, seviyorum seni bir şey olursa ara." telefon kapandı. Telefonunu alıp cebime koydum ve ona yardım etmek için bagajdaki yiyecek poşetlerini aldım.

"Ağır onlar bırak." dedi.

"Abartma ya." dedim ve kapıya doğru ilerledim. Sıradan, tek katlı bir evdi. Kapısına geldiğimizde Çağan cebini işaret etti. Poşetleri yere bıraktım ve cebindeki anahtarlığı alıp kapıyı açtım. Poşetleri kapıdan içeri soktum. O da bavulları içeri getirdi. Gidip arabanın anahtarlarını çekti ve geri geldi. Ben içeri girmiş evde dolanıyordum. Ortada bir koltuk takımı, televizyon ünitesi vardı. Salonun hemen bitişiğindede amerikan mutfak. Gepgeniș salonun bir tarafı dışarıya açılıyordu ve bahçede bir havuz vardı. Salonuda odalar çevreliyordu. Gayet güzeldi. Ben etrafa bakındığım sırada Çağan birden arkamdan sarıldı ve boynumdan öptü.

"Nasıl?"

"Harika! Gerçekten bayılmış olabilirim." dedim. Ardından elimi tuttu ve beni yavaşça çekip diğer odalardan birine girdi. Burada büyük bir banyo vardı. Fayanslar, küvet, eşyalar hatta derzler bile siyah ile beyazdan ibaretti.

"Burası banyo."

"Vay be." dedim elimi ağzıma götürüp.

"Herkes bilmez ne olduğunu. Banyo diyorlar yeni görmüşsündür sen şimdi, yazık." dedi.

"Çok acayip!" dedim. Ardından ikimizde güldük. Sonra yan odayı açtı. Burası eşya dolu kolilerin olduğu bir odaydı.

"İşte burasıda bizim odamız." dedi. "Şakaydı, gel." dedi ve diğer odaya çekti beni. "Burası bizim. Birlikte kalıcaz." dedi. "Yani sorunsa koltukta yatarım." dedi boynunu büküp. Gözlerimi devirdim ve içeri girdim. Yatak örtüsü siyah beyaz çizgilerden ibaretti. Çift kişilik normal bi'yataktı. Duvarlar kendi odasına nazaren çok farklıydı. Bembeyazdı. Yatağın karşısında, yani arkamda kalan duvara döndüm. Küçük küçük çerçevelerde bizim fotoğraflarımız vardı. Küçüklükten bu halimize kadar hepsi vardı! Bi' lel arabasına ikimizin küçükken oturup fotoğrafımızı çeksinler derken yokuştan aşağı hızla kaydığımız andan kalan fotoğraf dikkatimi çekti. Çağan'a baktım ve güldüm. Başka bir fotoğrafta Çağan'a peruk takmıştım ardındanda kolumu boynuna atmıştım kameraya “ne alaka” der gibi bakıyordu. O yüzünü buruşturmuș bense gülmüştüm o an. Sonra başka bir fotoğrafa baktım. Derse gizlice telefon sokup sıranın altından çektiğimiz abuk subuk ama komik olan bir fotoğraftı. Bir tanesinde sadece ben vardım ve gülüyordum. Üzerimdede bir aşçı önlüğü vardı. Doğum gününde pasta yaptığım andandı bu. Başkasında ise eski ekip vardı. Ben, Çağan, Leya, Ülkü ve Yağız. Hepimiz yan yanaydık. Çağan yine dibimdeydi. Ne zaman fotoğraf çekilsek milleti itip yanıma gelirdi. Bir başkasında ben Ülkü ve Leya vardık. Birtanesinde ise Çağan'ın yanağımdan öperken ağzımı açıp ikimizinde sevimli çıktığı bir fotoğraftı. En son bir tanesine gözüm çarptı.

Birbirimizden ayrılmadan önceki son günlerimizde birbirimize gülümseyerek baktığımız bir fotoğraf. O zamanlar Çağan'ın gözlerinin içi gülerdi. Bense sürekli onu güldürürdüm. Kısaca birlikte mutlu olduğumuz günlerdendi.

Çağan'a döndüm ve gülümseyerek baktım.

"Eskiden... Buraya yalnız kalmak için gelirdim. Bu odada sipsiyahtı. Ama birlikte geleceğimizi planladıktan sonra beyaza boyattım ve resimlerimizi astım. Çünkü artık birlikteyiz. Yalnız değiliz ikimizde." dedi. Sıkıca ona sarıldım.

KarmaşaWhere stories live. Discover now