evlatlık.

3.1K 281 96
                                    

Kamptan dönmüştük. Herkes okuldaydı ama ben hastaydım. Bu yüzden gitmemiştim okula.

Çağan'a yazmıştım kamp dönüşünde ama bana görüldü atmıştı. Belkide benle konuşmak istemiyordu. Soğumuştu tamamen.

Üșüttüğüm için hastaydım ama bir sebebide Çağan'ın benle 2-3 gündür konuşmuyor olmasına olan üzüntümdendi.

"Anne..." diye mırıldandım kısık sesimle.
Birkaç kez söyledikten sonra annem odaya girdi. Peşindende babam.

"Bu kızın sorunları bitmiyor! Kaç yaşına geldin hala hasta mı oluyorsun sen! Kendine bakmasını bilmiyor musun!" diye bağırdı.

Annem beni doğrultup su içirdi. Babama doğru baktım güçsüz halimle.
Normalde olsa kavga ederdim ama şuan kendimi kötü hissediyordum.

"Sadık, kızı bi'doktora mı götürsek? Baksana çok köt-"

"Bırak gebersin! Hep senin el bebek gül bebek  alıştırmalarından oldu bunlar! Bıktım kızındanda sendende! Ne haliniz varsa görün!" dedi ve kapıyı çarparak odadan çıktı.

Annem ardından ona baktığında yavaşça elimi kaldırdım ve annemin yanağına dokundum. Üzülme der gibi gülümsemeye çalıştım.

"Canım kızım... Sen üzülme tamam mı? Geçecek, gerekirse ben götürürüm seni doktora. Sen bakma babana..." dedi saçlarımı geriye verip. Başımı salladım.

Babamdan önce kendimi, sonrada annemi kurtaracağım günü bekliyordum sadece.

"Bitirmişsin yemeğini aferin kızıma." dedi komodinin üstündeki tabağa bakıp. Gözü, Çağan'ın fotoğrafına takıldı. Bana bakıp burukça gülümsedi.

"Küstünüz mü? Normalde kapında yatardı hasta olduğunda." başımı onun resmine çevirdim ve çaresizce omuz silktim.

Kısık sesimle “kırdım onu anne” dedim.

"O sana kıyamaz barışırsınız. Hadi yat dinlen." dedi saçlarımı okşayıp. Bir şey diyemedim ve geri yatağıma yattım yavaşça. Gözümle komodini işaret ettim. Fotoğrafı bana verdi ve odadan çıktı.

Çağan'ın kalbini kırmak bu hayatta istediğim son şeydi hep.

Halada öyleydi. Ama kendimi ona nasıl gösterdiysem bilerek yaptığımı falan düşünüyordu. Eskiden olsa hemen barışırdık. Ben gider ağlardım onun odasında, o da susardı. En son dayanamayıp yanıma gelir bana sarılırdı. Sonrada affederdi. Çünkü bana kıyamazdı...

Ama şimdi böyle değildi. Korktuğum başıma geliyordu. Aşk, ciddi bir iş olduğu için arkadaşlığımızda bozulmuştu en küçük kavgada.

Onu kaybetmeyi, gerçekten hiç istemiyordum oysaki...

Önceden her hasta olduğumda yanımda beklerdi sabahlara kadar. Defalarca kavga etmişti annesiyle. Hemde benim için. Şuan hasta olduğumu biliyor mu bilmiyordum ama biliyorsa bile gelmemişti.

Belkide umurunda değildim. Yan yana çekildiğimiz fotoğrafta bana bakıyordu bende ona. Bir sene kadar önceydi bu fotoğraf. Gülümsedim ve titreyen ellerimle resmini dudaklarıma bastırdım sonrada kalbime.

"Özür dilerim kumralım... Çok özür dilerim." dedim kısılan sesimle. Ardındanda gözlerimi yumdum.

Son kez gelmesini diledim ve uyudum.

Akşama doğruydu. Bu saatlerde Çağan'ın ek dersi olurdu. Acaba yorgun muydu şuan?

Merak ediyordum onu.

Babam evde yoktu ama annem vardı. İçeriden sesler duyduğumda gözlerimi araladım.

"Ne demek çok hasta? Bana yeni mi söylüyorsun Gökçe Abla?" sonra annemin sesi duyuldu ama onun dediklerini pek seçemiyordum. "Bırak içeri giricem çocuk değilim ben!" sinirlenmiști ama sesinde korku vardı.

KarmaşaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin