14

152 22 16
                                    

Son günlerde bebeğine olan bağı iyice güçlenmişti Jihyo'nun, özellikle de yakında cinsiyetini öğrenecek olmak onu heyecanlandırıyordu. Bu sebepten ötürü bebeği için her şeyi yapmaya hazırdı, gerekirse ömrünü sevmediği bir adamla geçirecekti. Daniel de her erkek gibi çocuğu görünce yumuşayıp kendine gelebilirdi değil mi? Şimdiden Jihyo'yu sinemaya istediği filmi izlemeye getirmişti. Film bir animasyon filmiydi. Bebek de duyacağından her zaman izlediği korku filmlerini izlemek istememişti Jihyo. Elindeki patlamış mısırları hayatı onlara bağlıymış gibi yiyor, bebek de heyecanla hareket ediyordu.

"Ah, yakında eski fotoğraflarındaki gibi kilolu olacaksın bu gidişle."

Elindeki mısırları anında kutuya bırakmıştı Jihyo. Daniel onun lise mezuniyet fotoğraflarından bahsediyordu, Jihyo ne zaman biraz fazla yese hep bu konuyu açardı zaten. Onun için yediklerine dikkat edebilirdi, bebeği için bunu ya yapabilirdi sonuçta.

"Haklısın... Sabahtan beri mesajlaşıyorsun, önemli bir şey mi oldu?"

Daniel'in film başladığından beri kafasını telefonundan kaldırmaması Jihyo'nun dikkatini çekmişti. 3D olan film için gözlüklerini bile takmamıştı. Daniel bir iş adamı olduğundan meşgul olabilirdi, onu işinden almak Jihyo'nun isteyeceği çok şeydi.

"Hayır sadece filmi beğenmedim. Bence bir şekilde eğlenebilirim yine de."

Daniel'in eli hemen Jihyo'nun yanağında yerini bulmuş ve Jihyo bir şey diyemeden Daniel onu öpmeye başlamıştı. Jihyo onun öpücüklerini sevmiyordu ve şu an yeri de değildi. Bu aylarda ilişkiye girmek bebek için tehlikeliydi, bunu zaten Daniel'e buraya gelmeden önce anlatmak zorunda kalmıştı. Ayrıca bu bir animasyon filmi olduğundan etrafta çocuklar da vardı.

"Daniel lütfen, sana anlattım değil mi? Ayrıca şu an yeri değil..."

Gözlerini deviren Daniel onu itercesine çekmişti ellerini. Jihyo'nun istediği son şeydi Daniel'in kendisi ve bebeğinden nefret etmesi bu yüzden suçlu hissediyordu.

"Ben bir tuvalete gidip geliyorum."

Daniel yerinden kalkıp hızlı adımlarla salondan çıkmıştı. Jihyo onun nefret edip etmediğini düşünüyor, bebeği için korkuyordu.

"Bayan Kim : Ah, evet! Pazartesi ilk işim odana gelmek olacak hayatım."

Daniel giderken sabahtan beri elinden düşürmediği telefonunu orada bırakmıştı. Mesajı görür görmez kalbinde hissettiği güçlü acıyla gözleri dolmuştu Jihyo'nun. Telefonu alıp almamakta tereddüt etse de merakına yenik düşüp telefonu açmıştı. Her ne kadar kabullenmek istemese de en yakın arkadaşı Sejeong ve sevgilisi Daniel'in konuşmalarıyla yeniden karşı karşıyaydı Jihyo. Onları bastığında ikisinin de ne kadar yalvardığını hatırlıyordu. Birer yalandan ibaretmiş oysaki hepsi.

"Jihyo yemin ederim açıklayabilirim çok sarhoştuk."

Bilinmeyen numaradan aldığı mesajla bu oteli bulmuştu Jihyo. Yol boyu bir yalan olmasını dilese de her şeyin doğru olduğunu kendi gözleriyle görüyordu şimdi. En yakın arkadaşı, tüm sırlarını, tüm geçmişini, tüm sıkıntılarını anlattığı en yakın arkadaşı; birkaç hafta önce evlilik teklifi eden nişanlısıyla aynı yataktaydı. Sejeong üzerini battaniyeyle örtmeye çalışıyor, Daniel de üzerini giyiniyordu panikle. Jihyo daha fazla onları dinlemek istemiyordu, ne deseler sahteydi artık. Önünde diz çöken Daniel'i avucuna bırakmıştı yüzüğü tek kelime etmeden. Kalbini de orada terketmişti öylece.

Sinemadan dışarıya atmıştı kendini Jihyo gözlerinde yaşlarla. Daniel bebeğe rağmen değişmemişti, ne bebeği ne de bir aile olmayı istemişti. Karnındaki bebek böyle bir babayı haketmiyordu, kendi üvey babasından yaşadıklarından korktuğu için Daniel'de ısrar etmesi bir saçmalıktı. Jihyo'yu ne olursa olsun kabul etmeye hazır birisi varken onu böyle terkettiği için suçluluk hissediyordu Jihyo. Kendini düşünme vakti gelmişti, sonunda kalbini dinliyordu. Çiselemeye başlayan yağmur onu yavaşça ıslatırken Jihyo yağmuru umursamadan koşarcasına ilerliyordu. Affedilmeyi diliyordu, son bir şans daha...

Daring Woman ; 2yeon ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin