09

161 23 5
                                    

"Geçti Nayeon, hepsi geçti. Şimdi seni evime götüreceğim tamam mı? Seni giydirmek için sana dokunacağım..."

Onu korkutmamak için ona haber veren Jeongyeon onun kelepçesini açtıktan sonra onu doğrultmak için elini sırtına koyup onu kaldırmıştı. Yerde yatan kenarı yırtılmış elbiseyi ona giydirirken elleri titriyor, buna benzer bir anı uzun zaman önce yaşadıklarını hatırlıyordu. Şu an geçmişi hatırlamanın zamanı değildi Lavanta her şeyden habersizken, bu yüzden sadece ona odaklanmaya çalışıyordu. Elbiseyi ona giydirdikten sonra ona dokunmaya ve onu ürkütmeye korksa da yavaşça koluna girmişti onu otelden çıkartmak için.

"Güvendesin tamam mı? Ben sana zarar vermem. Her şey geçti..."

Onu yavaşça otelden çıkartan Jeongyeon, Lavanta hiçbir tepki göstermediği için çok korkuyor, çok geç kaldığı için kendine kızıyordu. Bir an önce eve gidip Lavanta'yı temizlemesi gerekiyordu, o adamdan hamile kalmaması için ona duş aldırıp ilaç vermek zorundaydı, tıpkı bir zamanlar Lavanta'nın onu korumak için yaptığı gibiydi...

Lavanta'yı dikkatlice bindirdikten sonra kendisi de binmişti. Asla Jeongyeon'a bakmayıp yere bakmasına Jeongyeon dayanamamış, istemeden de olsa gözyaşlarının akmasına izin vermişti. Onun kemerini taktıktan sonra son kez ona bakıp arabayı çalıştırmıştı.

"Bu kadar geç kalmamalıydım... Özür dilerim."

Arabada tam hızla gitmeye başlamıştı Jeongyeon, insanlar ona korna çalıp küfretse de umrunda değildi. Ceza yiyecek olsa da bu umursayacağı son şeydi. Aklında dönen tek şey vardı: Nayeon... Nayeon... Nayeon...

Eve gelir gelmez arabadan inmiş ve onun kapısını açmıştı. Lavanta'nın dizlerinin titremeye başladığını görünce araba kapısına tutunmuş, korkuyla bağırmamak için elini ısırmıştı.

"Nayeon... Seni kucağıma alıp eve götüreceğim tamam mı? Bunun için sana dokunmam gerek."

Lavanta asla göz teması kurmuyor, bu yüzden Jeongyeon onun hislerini çözemiyordu. Titreyen elleriyle usulca kavramıştı bedenini, bir tepki hissetmeyince arabadan çıkartmıştı onu. Zor da olsa kapıyı çalabilmişti, hizmetçi kapıyı çok geçmeden açmış ve panikle kenara çekilmişti.

"Gidebilirsin Natalie, bugünlük bu kadar yeterli."

Genç hizmetçi endişeli bakışlarla ona boyun eğmiş ve hemen eşyalarını toplamaya başlamıştı. Jeongyeon bir saniye bile beklemeden banyoya girmiş ve Lavanta'yı kenara oturtmuştu. Küveti sıcak suyla doldururken bunu daha önce Lavanta'nın yaptığını hatırlıyordu, o da böyle korkmuş muydu o gün? Böyle pişman olmuş muydu ya da?

Yerde oturan Lavanta sadece yere bakıyor ve hiçbir şeyi görmüyordu. Küçük kalbi, birkaç dakika önce yaşadıklarını kafasında tekrar edip duruyor ve o kâbusu tekrar yaşatıyordu ona. Sanki bedenindeki o sızıyı bile yeniden hissediyor, bu anı tekrar tekrar izliyordu. Aniden kolunun çıplak kısmında hissettiği bir el ile uyanmıştı o döngüden. Etrafına baktı, karşısındaki kişiye baktı, üzerindekilere baktı. Az da olsa güvendeydi ve bunun farkına varır varmaz atamadığı çığlıklar kendilerini dışarıya bırakmıştı. Delirecek gibi hissediyor, titriyor, ağlıyor, kendi saçlarını çekiyordu. Düzgün bir şekilde düşünemiyordu, ne olmuştu ve ne olacaktı kafasında toplayamıyordu. Aklındaki tek şey birkaç dakika önce yaşadıklarından kurtulduğuydu, artık çığlıkları bedeninden ayrılmıştı. Onu kendine çekip sarılan bedeni farketmişti gözyaşları akmaya devam ederken. Titreyen kollarıyla içindeki güven duygusunun son damlasına sarılmıştı; karşısındaki kadına, bir zamanlar böyle sarıldığı kadına yeniden sarılmıştı. Bu güvenin nereden geldiğini hatırlıyordu artık Lavanta, karşısındaki kadın için de aynısını kendisi yapmıştı. Lavanta artık güvendeydi...

Daring Woman ; 2yeon ✔Where stories live. Discover now