11

142 23 7
                                    

"Hayır! Hayır Nayeon! Sana ne yapacağını söylemesine izin verme. Şu güne kadar yaşadığın hayattan çok daha iyisini yaşayacaksın onsuz eminim. Lütfen, Lavanta. İyice düşün."

" Sağında Jennie, solunda Jeongyeon bekliyordu Nayeon'un. İkisi de onun kararını duymayı sabırla bekliyordu.

"Lütfen, Lavanta. İyice düşün."

Daha yeni kavgadan ayrıldıkları için Jennie'nin dudağı patlamış, Jeongyeon'un yüzünde ise çizikler vardı. Nayeon kimi istediğini bilmiyordu. Bir yanda hakkında hiçbir şey söylemediği bir kadını her gün ziyaret eden sevgilisi Jeongyeon vardı, diğer yanda da ona duygusal olarak destek olan ve Jeongyeon'u aldatmasına sebep olan Jennie vardı. Nayeon ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kalbi Jeongyeon için atsa da Chaeyoung denen kadının kim olduğunu bilmiyordu ve Jeongyeon hiçbir şey söylemiyordu. Gün geçtikçe daha çok onunla vakit geçirip Nayeon'u unuttuğundan Nayeon daha fazla tereddüt etmemiş ve sağa doğru ilerlemişti."

"Hatırladın değil mi Lavanta'm? Şimdi gerçeği açıklama vakti, çünkü onun gerçek yüzünü görmeni istiyorum."

Jennie ani bir hareketle Jeongyeon'un yakasına yapışmıştı. Hemen onu yere düşürmüş ve vakit kaybetmeden üzerine çıkmıştı. Jennie onu hırpalarken Jeongyeon ona vurmuyor, sadece sabitlemeye çalışıyordu. Jennie tüm enerjisini kullansa da Jeongyeon onu bastırmış ve üzerinden atmıştı. Lavanta onların birbirlerini hırpalamalarından korkmuştu, böyle bir durumda ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Normalde ne yapması gerektiğini hep Jennie söylerdi, Lavanta kendi kararlarını vermekte kendine güvenmiyordu. Hissettiği gerginlik gözlerini doldururken kendini onların arasına atıp ikisini durdurmak için kollarını açmıştı. Bu doğru bir davranış mıydı? Yaptığı şey doğru hissettiriyordu ama bunu Jennie'ye sormamak farklı hissettirmişti. Bu farklılık tatlı bile geliyordu.

"Seni bırakıp gittim çünkü sen onu seçtikten sonra buna mecbur kaldım ama seni aldatmak bir gün bile aklımdan geçmedi seninleyken. Peki sen benden bunun için ayrılmışken seni onlarca kez aldatan ve pazarlayan bu kadının nasıl seni kullanmasına izin veriyorsun? Onsuz özgür olabilirsin Lavanta, inan bana."

"Kes sesini, aptal!"

Jennie, Jeongyeon'u hırpalamaya çalışırken Lavanta bu sefer sadece onları izlemekle yetinmişti. Hatırlıyordu... Bir şeyler hatırlıyordu... Kalbine aniden yerleşen eski hisler ve duygular artık yabancı hissettirmiyordu. Jennie'nin yaptığının 'aldatmak' olduğu gerçeği sanki yeniden her şeyi yaşamış gibi yakmıştı canını. Lavanta sonunda kabullenmişti, Jennie'nin yaptığı şey aldatmaktı.

"Chaeyoung kim, Jeongyeon?! Bana neden cevap vermiyorsun asla? Beni aldatıyor musun?"

Jeongyeon elleriyle yüzünü kapatmış, derin bir nefes vermişti oturduğu bankta. Lavanta başında sinirle ona bağırırken boğazındaki uumrunun yukarıya çıkmasına izin veremiyordu Jeongyeon. Sevdiği kadından bir şeyler saklamaktan her ne kadar nefret etse de Chaeyoung'u sadece ondan değil tüm dünyadan saklamalıydı.

"Seni aldatmak bir gün bile aklımdan geçmedi Lavanta'm yemin ederim. Chaeyoung ile aramda bir şey olamaz lütfen inan bana."

Gözyaşları Lavanta'nın gözlerinden süzülürken Jeongyeon ona her şeyi anlatmak ve buna son vermek istiyordu ama bunu yaparsa her şeyin mahvolacağını biliyordu. Jennie, onun aklına girmiş ve her şeyi karıştırmıştı işte.

"Sana nasıl inanabilirim sen bana tek kelime bile etmezken onun hakkında? Üzgünüm Jeongyeon ama artık sana inanmıyorum."

O gün çok net bir şekilde zihninde canlanmıştı Lavanta'nın. O kavgadan sonra Jennie ile birlikte olmuş ve aldatan kişi kendisi olmuştu aslında. O gece Lavanta'nın kaderini değiştiren geceydi ve tüm bu kabuslar da böyle başlamıştı. Birkaç gündür hafızasına yerleşen karışık anılar kalbi için çok fazlaydı. Lavanta çok büyük hatalar yapmıştı ve şimdi sonuçlarına varıyordu. Bir hayatı vardı Jennie'den de önce. Müziği çok severdi mesela ve beraber şarkı söyledikleri bir grupları da vardı. Jeongyeon orada hem şarkı yazar hem saksafon çalar hem de söylerdi. Lavanta aniden Jeongyeon'un ona yazdığı dizeleri anımsadı teker teker, aşk dolu sözlerle dolu kocaman bir defteri de. Jihyo'yla yaptıklarını hatırladı, Tzuyu'yi bile hatırlamıştı.

Tüm bunlar onun bünyesi için çok fazlaydı ve dizlerinin bağı aniden çözülmüştü. Ani hareketle Jennie onu hemen kendisine çekmiş ve kavramıştı. Bu kollar Lavanta için 'huzur'du bir süre, hiçbir şey hatırlamazken huzurluydu öylece. Şimdiyse midesi bulanıyordu, kendisini yıllarca ilaçlarla kendisine bağlayıp her şeyi unutturan bu kadın midesini bulandırıyordu. Aptal kalbi hâlâ nasıl heyecanlanabilirdi onun kollarındayken, Lavanta bunu anlamıyordu. Kafasını kaldırmıştı Jennie'nin gözlerine bakmak için, o yine gülümsüyordu.

"Ellerini üzerimden çek, Jennie."

Yüzündeki gülümseme usulca yerini öfkeye bırakmıştı. Lavanta eskiden olsa korkardı ama şu an güvende hissediyordu çünkü onu uyandıran kadın tam da yanında duruyordu. Hâlâ hafızasında çok boşluk vardı ama kalbindeki duygular yerine oturmuştu çoktan. Lavanta, Jeongyeon'un uzattığı eli tutarak Jennie'den uzaklaşırken içi verdiği karar hakkında kaygıyla doluydu.

"Bu iş burada bitmeyecek Yoo Jeongyeon duyuyor musun beni? Bana yaptığın hatanın bedelini bir daha ödeteceğim sana hem de en ağır şekilde."

Yenilgiyi kabul ettiği belli olan Jennie öfkeyle arabasına doğru ilerlemiş ve kapısını sertçe çarpmıştı. Onun gidişini izlerken Lavanta kendini bir hain, bir kötü kadın gibi hissetmişti. Onun arkasından bakarken kalbindeki acı yavaş yavaş soğuyordu sanki.

"Hadi Lavanta, gidelim. Sana bir şey yapmasına bir daha asla izin vermeyeceğim bu yüzden endişelenme."

____________________________________

Selamlar efendim!
An itibariyle kitabın finalini planlamış durumdayım bu yüzden yavaş yavaş sona geliyoruz ama size her şeyin iyi gideceğinin sözünü veremem :)

Bu kitaptan sonra bir MiChaeng yayınlayacağım belki bunu final yapmadan yayınlarım bu yüzden ona da göz atabilirsiniz. Şimdiden çok teşekkürler!

Her şey dahil 789 kelime.

Daring Woman ; 2yeon ✔Where stories live. Discover now