01

1.9K 81 56
                                    




















İlk bölümlerde biraz saçmalamış olabilirim (acemiyim) ama 20'den sonra düzeliyor

YANİ

Okumaya devam edin lütfen
<3



































-Yoongi

"Sikeyim, dur artık!"

Nefes nefese bağırdığımda hiç bir işe yaramadığı için öfkem daha çok arttı.

Gece yarısı bir kuyumcunun soyulduğuna dair ihbar gelince sevgili müdürüm beni görevlendirmişti. Her zaman böyle basit görevler vermesi beni sinirlendiriyordu. 3 yıldır Jeon karakolunda çalışıyordum ve bu zamana kadar bu tür basit görevler yapıyordum.

Bu yüzden elimdeki silahı koşan hırsızın bacağına nişan aldım ve ateş ettim.
Silah sesi sessiz cadde de yankılanırken hırsızın acı dolu bağrışı ve pes etmeden koşmaya devam etmesi.. tanrım!

Tekrar koşmaya hazırlanıyordum ki karşı kaldırım da duran ve dörtlüleri açık bir araba gözüme çarptı.

Hızla kapıyı açtım ve öne oturdum.
Karşımdaki adam bana şok olmuş gözlerle bakıyordu. Ve o.. neden maske takıyordu? Hasta mıydı? Bu soruları boşverip direkt konuya girdim.

"Ben Jeon departmanından komiser Min Yoongi ve şu kaçan adamı yakalamam gerek. Bana yardım eder misin?"

Gözlerini bir kaç kez kırpıştırıp yüzüme baktı. Sanırım ciddi olup olmadığımı sorguluyordu. Arka cebimden polis kimliğimi çıkarttığımda gözleri gözlerimden ayrılı elimde ki kimliğe kayınca gözleri büyüdü.

"Tanrı aşkına! Sürücek misin artık!?"

Bir anda bağırdığım için irkilsede arabayı nihayet çalıştırıp gazı köklemişti. Arabanın farları sayesinde siyahlar içinde maskeli bir adam görünce özellikle bacağında ki kan ben burdayım diyordu.

"Bu o hemen önünü kes."

Biraz daha gaza köklenip direksiyonu sağa kırdığında, tekerlerin çıkardığı o tiz ses ile yankılandı boş cadde.

Araba adamın önünü kesince bir dakika bile beklemeden hemen inip silahımı adam doğrulttum.

"Sakın kımıldama."

Adam hareketlerini yavaşlattığında temkinli bir şekilde yavaş hareketlerle silahımı indiricekken aniden üstüme atlaması beklenmedik bir şeydi.

Elleri boğazımı sararken, benim ellerim ise onun ellerinin üzerine gitti. Tutuşunu gevşetmek için bileklerini tutup çekiştirmeye başladım ama elbette o kas yığınına gücüm yetmezdi.

Biri tarafından kapşonundan tutulup çekildiğinde, gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Nefes alışlarımı düzeltmeye çalışırken sol elimin parmak uçları ile boğazımı hafif bir şekilde ovdum ve bir iki kere öksürdüm. Kafamı kaldırdığımda iki kas yığını'nın nerdeyse boğuştuğunu gördüm. Biri üstte çıktığında net görebilmek için gözlerimi kıstım. Bu o arabadaki maskeli adamdı. Sert bir şekilde hırsızı sırtını zeminle buluşturup, kaçmaması için sıkıca tutuyordu. Bakışları hırsızdayken bana doğru seslendi.

"Kelepçelerin."

Sesini ilk kez işittiğimde dondum kaldım. Sert ve kaslı görünüşün aksine sesi benimkine göre biraz kalın ama aynı zamanda ince ve o kadar hoş bir tınısı vardı ki dediklerini algılayamamıştım.

"Min, kelepçelerine ihtiyacım var. Ver şu lanet kelepçeyi." Dediğinde, ellerim hızla arka cebimdeki kelepçelerime gitti ve aldığım gibi yanına gittim.

Kelepçeleri elimden alıp hırsızın bileklerine geçirdiğinde kollarından tutup ayağa kaldırdı.

"Teşekkür ederim. Yakalamama yardım ettiğin için."

"Ne demek komiser Min."

Garip bir ses tonuyla söyleyişi kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Ağzımı konuşmak için araladığım zaman hırsızı bana doğru hafif ittirip arabasına doğru adımlayama başladı. Hemen hırsız tuttum kaçmaması için ardından bakışlarım arabasına binmek üzere olan adama kaydı.

"Hey! Adını söylemeyecek misin?"

Ona seslendiğimde hareketleri durmuştu. Bakışlarımız orta yolda birleştiğinde kafasını hafif yana eğip konuştu.

"Buna gerek var mı?"

Aslında neden böyle bir şey sorduğumu bende bilmiyordum. Sadece adını öğrenmek istiyorum.

"Söylesen ölür müsün?"

"Evet, ölme olasılğım var aslında."

Birşeyler mırıldandığını işittim ama tam anlamamıştım.

"Anlamadım. Biraz daha sesli konuşur musun?"

"Bana, Jim diyebilirsin. Tabii bir daha karşılaşırsak..."

-

Dip not, Daha önce okuduğum bir kitaptan uyarlama!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dip not, Daha önce okuduğum bir kitaptan uyarlama!

Keep your heart open for me Where stories live. Discover now