21

30.4K 1.5K 160
                                    

Arda, bir adım önce çıkmıştı. Sinirli gibiydi. Kuzey'lerin dövdüğü kişilere baktı.

Emir'in dövdüğü çocuk yani bana, sinirli sinirli bakan kişiydi ve adını hala bilmiyordum. Sırtını duvara yaslamıştı. Karnından tutarken arda'ya bakıyordu.

Arda, dün ona vurmuştu benim için.

Gökay'ın dövdüğü iki kişi yavaş yavaş ayılmaya başlıyorlardı.

Biri Adem'i dürttü Adem, etrafına bakıp kardeşini görünce panikle kalkmaya çalıştı. Yaralı haline rağmen "ona, dokunursanız...-" diyecekken emir, siyah deri ceketini düzelttikten sonra adamın karnının üzerine ayağını koydu.

"Ee?" Dedi ve ayağını onun, karnına doğru bastırınca arda, oraya yöneldi.
Gökay, onu, omzundan ittirince tehditkar bakışlarını arda'ya dikti.

"Arda, o" dedim kuzey'e.

Kuzey, tek kaşını kaldırıp "arda?" diye sorunca "ufuk'un elinden o kurtardı beni, o olmasaydı çabuk kurtulamazdım" dedim hemen.

Kuzey'in, bakışları değişmişti.
Arda'ya doğru yüzünde bir gülümseme ama aynı zamanda şaşırarak bakarken arda ise hala sinirle bana, bakıyordu.
Bana, gözlerini devirdikten sonra emir'in yanına gitti.
Gökay, arda'yı kuzey'e işaret edip "durdurayım mı?" Diye sorunca kuzey, hayır anlamında kafasını salladı

Arda, neden bana böyle bakmıştı ki?

"Emir..." Dedi ardından ayağına baktı.

"Ayağını çek... lütfen" deyince emir, hoşnutsuz olsa da "yavru kuşu kurtardığın için" deyip ayağını çekti.

Arda, abisinin kolunun altına girip bu sefer de onu, kaldırdı.

"Hop hop, nereye?" Dedi Gökay gülerek. Arda, Dişlerini sıktı.

Gökay'a, çaresizce bakınca onun yanına doğru gittim.

Bende Adem'in diğer koluna girince kuzey, ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

"Arda, dün bana yardım etti. Bugün ben ona, edecem" dedim onlara.
Emir, ağzını araladığı zaman "geç kalmam" deyip yavaş da olsa ilerlemeye başladık.

Neyse ki çok takılmamışlardı çünkü şimdiden Gökay, "emir, bir tur daha?" Deyince emir, önce sessiz kaldı
Sonra "haaaa, bi daha mı dövelim?" Deyip onların yanına gitti.
Ben ise kuzey'in bakışlarını üzerimde hissetsem de yürümeye devam ettim.

Bir süre yürüyünce arda "gidebilirsin, artık" dedi.
Yürümeye devam ettim.
Adem, yarı uyanıktı ama Gökay'dan yediği dayaktan olsa gerek kendinde değildi.

"Niye, gitmemi istiyorsun ki?"

"Çünkü abim, senin yüzünden bu halde" dedi sinirle.

"Ben..." Dedim gözlerimi yere çevirmiştim sonra duraksadığımı fark edince yürümeye devam ettim.

"Sen, ne Ares?"

"Ama o, bana-"

"Keser misin?" Dedi sanırım şimdi de ağlıyordu. Aramızda adem, olduğu için onu görmüyordum ama ağladığı sesinden belliydi.

"Emir'i tanıyorum. Çetedekilerden bir farkı yok, tamam mı, Şimdi niye abimi de karıştırdın? Sadece O, Ufuk piçini dövdürseydin anlardım..." Gözlerim dolmuştu.

"Ama ufuk, bana vursaydı o anda hiçbir şey yapmayacaktı hatta yardım bile ederdi"

Gerçi yine haklıydı. Benim, yanımda da bir çok kişiyi dövüyorlardı ve bende sadece izliyordum. Suçu işleyen kadar sessiz kalanlar da suçlu değil miydi?

YAVRU KUŞ - BXBWhere stories live. Discover now