23. BÖLÜM

15.1K 1.1K 151
                                    

KEYİFLE OKUYUN.

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
(Okunma oranına göre oylar biraz düşük geliyor. O yüzden bu sefer fazla fazla oy bekliyorum 💕💕)

Medya: Erdal Güney- Saklımdasın

Yürüyorum ey yâr
İnsanların arasında
Kimi yorgun kimi dökük
Kanar sabır yarasında

Yürüyorum ey yâr (yürüyorum ey yâr)
İnsanların arasında (insanların arasında)
Kimi yorgun kimi dökük (kimi yorgun kimi dökük)
Kanar sabır yarasında (kanar sabır yarasında)

Özlüyorum seni
Zamanla barışamadım
Geçip gidiyor ömür
Günlere doyamadım

Geçip gidiyor ömür (geçip gidiyor ömür)
Günlere doyamadım (günlere doyamadım)

Ucum yok bucağım yok
Saklımdasın ey yâr haberin yok
Yıllar geçti sönmedi ateş
Yanıyorum ey yâr haberin yok

Ucum yok bucağım yokSaklımdasın ey yâr haberin yokYıllar geçti sönmedi ateşYanıyorum ey yâr haberin yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

YUSUF ALOĞLU

Yüreğimde bir sızı var. Ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum. Yutkunamıyorum bile. Nefessiz kalmış gibiyim. Elim kolum bağlı sanki. Kader mi bu yoksa başka bir şey mi bilmiyorum.

Adımlarım kardeşime doğruyken ilk defa böyle çaresiz hissediyorum. Hep çaresiz hissederdim ona geldiğimde. Ama bu sefer farklıydı. Bu sefer başkaydı. Bu yaşadığım şeyin tarifi yoktu.

Adımlarım durdu. Ağırca gözlerimi beyaz mermerin üzerindeki isme değdirdim. Gözümden o anda bir damla yaş süzüldü. Göz yaşı bile vaktini bekliyordu işte. Gerçeklerin vakti beklediği gibi.

Göz yaşıma rağmen tebessüm ettim. Titreyen sağ elimi kaldırıp iki parmağımı alnıma selam verir gibi vurdum. Hep böyle yapardık biz onunla eskiden... Birbirimizi her gördüğümüzde, sarılırken dahil hep kafamızı tokuştururduk. Çoğu zaman başkalarına bu saçma bir davranış gibi gelse de, bizim kardeş geleneğimizdi bu hareket. Şimdi ise yıllardı olduğu gibi yine karşımda Yiğit yoktu. Ama ben geleneği devam ettiriyordum. Onunla sarılıyor gibi hissetmek iyi geliyordu. Birkaç saniyeliğine bile olsa bu duygu özlemimi dindiriyordu.

Gözyaşım dudaklarıma doğru ince bir hoş çizerken burukça gülümsemeye devam ettim."Ben geldim kardeşim."

O süzülen göz yaşını, bir gözyaşı daha takip etti. Güçsüz bacaklarımı hareket ettirdim. Yavaşça mermerin kenarına çöktüm. Elim Yiğit'in isminin üzerinde hasretle dolaştı."Geç kaldım biraz kusura bakma olur mu?"

Mezarlıkta gülmek ayıp mıydı bilmiyordum. Ama ben onun yanına her geldiğimde göz yaşlarım ile bulanan bir gülümseme ile bakıyordum toprağına. Somurtmak istemiyordu. Her şey eskisi gibiymiş gibi düşünüyordum.

Toprağını sevdim. Dakikalarca isminin yazıldığı yere baktım durdum. Güç toplamaya çalışıyordum. Halbuki güç namına bir zerre kalmamıştı ruhumda.

NAZLI SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin