33. Bölüm

1.7K 114 56
                                    

Medya: Emre Fel- Sen Aslıdan da Güzelsin

Bora verdiği sıcak nefesinin kendine dönmesiyle uyandı. Hafif geri çekilip kısık gözleriyle bakındığında yine esmerinin boynuna gömüldüğünü anlamıştı bile. Gülümseyerek biraz geri çekilip esmeri rahatsız etmeden kımıldamaya başladı. Başını eline yaslayıp dirseğini yastığa dayadı. Esmeri uyurken izlemek gibi bir huy edinmişti uzun zamandan beri. Laf aramızda kalsın ama eskiden esmeri istemiyorken bile izlerdi neden izlediğini bilemeyerek.

Elini daima çatık duran ama uyurken dünyanın en masum haline bürünen kaşlarına götürdü. Kendi boz kaşlarına nazaran esmerinki da sert yapılı ve karaydı. Çok güzeldi. Sinirli değilken yani uyuyorken! çok masum duruyordu ifadesi. Nefes alabilmek için dudaklarının yarım aralık durması bile esmerin kendine has özelliğiydi sanki. Normalde belki gıcık olacağı uyurken duydugu hırıltılı ses Borayı mutlu ediyordu. Yavaşça dudaklarına dokundu esmerin. Kendi dudağına nazaran bir nebze daha dolgundu. Çıkmış sakalları arasında kırmızı bir gül goncası gibi duruyordu. Bora düşüncelerini kendi zihin süzgecinden geçirince gülümsedi bulduğu benzetmeye, kendi kendine, zira esmerin güle benzeyen hiç bir yanı yoktu. Ama o Bora için bir gülden de güzeldi.

Aslında bora düşününce esmere hiç bir tabiri yakıştırmadığını fark etti. Esmerin gözleri en beğendiği yeriydi ama ona 'badem gözlüm' veya 'ceylan gözlüm' ifadelerini kullanmak çok yavan kalıyordu yanında. Hiç bir benzetmeye yakışmıyordu daha doğrusu hiç bir mazmun, ona yakışmıyordu çünkü esmer kendine hastı. O esmerin gözleriydi. Eğer bir tabir kullanacaksa 'Hakanımın gözleri' tabiri çok daha güzeldi. Çünkü her şey Hakanla başlayınca güzel geliyordu Boraya.

Bazen Hakandan korktuğu oluyordu. Bu korku fiziksel olarak alacağı darbe korkusu değildi elbet ama artık farkındaydı ki eski korkularının hiç birini şu an yanında uyuyorken taşımıyordu. Çünkü her tartışmada esmeri kendisine geri dönüyordu.

Bora giden birinin arkasından ne yapacağını bilemiyordu çünkü. O giden babasının peşinden yıllarca gittiğinde de geri dönüş alamamıştı. Eğer gidenin peşinden gidince gelmiyorsa yerinde oturup günlerce beklemeye razı geliyordu içi içini yese bile. Bundandı esmerin her tartışmada çekip gidişine laf edemeyişi ve sessizce bekleyişi. Eğer Esmerin peşinden giderse ya o da babası gibi dönmek istemezse.

Giden kimse umrumda değildi babasından sonra. Hangi arkadaşı hangi dostu gitmişti pek de umursamamıştı Bilal ve Rüyadan başka. Şimdi dönüp baktığında esmeri bir yere koyamadığını da fark etti. Esmer ona sadece aşkı getirmemişti ki, kalabalık olmayı getirmişti. Aile olmayı diletmişti ilk defa. Belki de sonsuza dek bir yere ait olma hissini yaşatmıştı esmer Boraya. Bu sebeple nereye koyacağını bilmiyordu. Galiba Bora bir insan nasıl sevilir onu da bilmiyordu. Insan göremediği şeyi haliyle yansıtamıyordu. Ama seviyordu. Hemde çok seviyordu. Anlatamıyordu belki gösteremiyordu ama esmerin her bir yüz hattını ezberleyecek kadar seviyordu. Esmerin ufacık bir soğukluğunda tüm dünyayı yakmak isteyecek kadar çok seviyordu.

Hakanın kımıldamasıyla yüzündeki huzurlu gülüşü daha da büyüdü Boranın. "Günaydın huysuzum" diye mırıldandı esmerine. Hakan eliyle yüzünü sıvazladı önce. Yan dönüp kumralına baktı. Gözlerinin içindeki pırıltıları görüyordu. Güzel bir gün başlayacak diye düşündü. Çünkü güne güzel başlamıştı. "Günaydın" deyip kumralın dudağının kıyısına narin bir öpücük bırakıp ayaklandı. Bugün rektörlüğe gitmesi gerekiyordu. Fatih yurttan tamamen ayrılıyordu onun yanında olmalıydı ve ev bakmaya gitmeliydiler en önemlisi. Kendi kendini her şey yolunda ilerleyecek diye telkin edip hala ayılmamış zihniyle banyoya ilerledi sarsak adımlarla.

Banyodaki işlerini halledip elindeki havluyla yüzünü kuruturken odaya adımladı. Kumralı kot pantolununu giymiş elinde düz tek renk kazağı giymeye çalışıyordu çalışma masasının hemen yanında. Kaşlarını çatıp kumralına ilerledi "nereye sabah sabah?" Masaya bakınca boranın geçen dönem notlarını gördüğünde daha ilk sorusuna cevap almadan "bu notlar ne için" diye sordu.

61. DAKİKAOn viuen les histories. Descobreix ara