27. Bölüm

1.8K 139 97
                                    

Çalan telefon zili uyuyan iki genci rahatsız etse de Bora kendine ait olmayan sese duyarsız kalıp gözünü açmamayı tercih etti. Esmer açınca yanan gözünü kısıp hatta bir tanesini yarım yamalak açıp uzandı telefona. Pek ulaşamadığı için yerinden hafif yükselip almaya çalıştı. Bora kollarını asla gevşetmiyordu bu da esmeri tatlı bir sinire sürüklüyordu sabah sabah.

"Lan bi dur telefon.." deyip tekrar uzandı telefona. Aldığı gibi gerisin geri yerine uzandı. Sırtı kumralının göğsüne yaslı, bacaklarında kumralın bacakları, karnına dolanan kollarsa zerre kımıldamasına imkan vermiyordu.

Uykulu sesini hiç düzeltme gereği duymadan telefonu kulağına dayayıp "hım?" Diye yanıtladı.

Telefondaki hiç selam sabah faslına girmeden "kaç zamandır sesin soluğun yok aramadıkça aramıyorsun, Seni reddecektim Ilhan zor tuttu" diye devam edecekken esmer kesti "yine mi?" diye sitemle söylenirken Bora duyduğu kadın sesinin kime ait olduğunu anlamak için esmerin elinin altındaki telefonu hafif yükseltip numaraya baktı gördüğü Annem ismiyle telefonu aynı şekilde esmerin kulağına bırakıp gözünü kapadı.

"Ne yine mi, ne demeye çalışıyorsun bak Ilhan da böyle diyor çıldırtmayın beni. Neredesin sen?" Kadın konuşurken karşısında oturan eşine de çemkirmeyi ihmal etmiyordu.

"Annem, Özlemciğim, bitanem neden her ay senin çıldırmış halini ben çekiyorum.. babam orada ne güne duruyor ya!" Diye söylendi ağlamak üzereyken. Babası arka fonda bir şeyler söylemişti ama duymamıştı haliyle.

"Abartma. Neyse bütün ciddiyetimle soruyorum kaç zamandır sesin soluğun kesilmiş biz aramasak yoksun. Neler oluyor anlat." Dedi az öncekine nazaran daha ılımlı bir tonda.

"Annem.." deyip derin bir nefeslerdi "anacım hala uyuyoruz ya, uyanınca ararım" deyip kapayacaktı ki annesinin yüksek tonda "Vallahi babanı üzerine salarım. Sınavların bitti niye gelmedin?" Diye söylenmesiyle uzandığı yerden kalktı esmer. Oturup yüzünü sıvazladı. Zihninin açılmasını bekledi bir kaç saniye.

"Galiba bir sınavdan kalmışım onu bekliyorum" diye açıkladı. Yataktan kalkacağı an kumral kolunu esmere dolayıp yine göğsüne çekti. Uyanmıştı zaten, esmerin gitmesine gerek yoktu yanında konuşabilirdi.

"Yine niye kaldın evlâdım?" Büyük bir ciddiyetle sordu kadın.

Esmer uzandığı yerden kımıldayamadığı için sesi boğuktu "anne bir tane ya, normaldir. Oğlun hiçbir zaman zeka küpü olmadı, kabullen bunu" deyince bora kıkırdadı.

"Sesin neden boğuk, yanında kim var" dedi ardı ardına. Esmer açıklama yapacaktı ki kadın tekrar araya girdi "oğlum.. seni kaybettim değil mi?" Diye ciddi tonda ağlamaklı geldi sesi. Esmer kaşlarını çatıp "ne diyon anne?" Diye sordu.

"Gittin di'mi ele, doğruyu söyle?"

Hakan annesinin laflarına kayıtsız kalamayıp güldü ardından kendini tutamayıp kahkaha attı. Bora da telefonun yüksek sesinden tüm konuşmaları duyduğundan gülüyordu.

"He anne he, oğlun tuttuğunu koparır bilmiyor musun." Deyip uzandığı yerden sırtını yatak başlığına vererek yarı uzanır hale geldi. Bora hala yan dönmüş şekilde esmerini izliyordu gülümseyerek. "Artık bir kaynanasın" dedi gururla.

"Oğlum tatilde eve gel, o sana bakamaz. Yemek yapmayı biliyor mu?" Diye sordu anında kaynana modu açılmıştı kadında.

"Anne bende bilmiyorum yapmayı."

"Hee, doğru. Bu olmadı. Ütü de bilmiyordur o şimdi?" Deyip sitemle ahlar vahlar edecekti ki oğlu araya girdi "Anne bende bilmiyorum ütüyü!" Deyince kadın hemen karşısında oturan kocasına çemkirdi "ilhan ben sana bi çocuk daha yapalım demiştim ben bununkine kaynanalık yapamıyorum" diye sızlanıp  kapattı telefonu. Oğluna hoşça kal deme gereği bile duymadan.

61. DAKİKAWhere stories live. Discover now