1.BÖLÜM|KONSER|

1.6K 75 98
                                    

"Ahenk! Kızım geç kalacağız. Bilet yanacak" Yasemin deli gibi bağırırken dudaklarıma sürdüğüm gül kurusu ruju iyice yedirdim. Hiç bir boka benzemiyordum. Aynada kendime yüzümü burustururken "Şaptın şahpaz oldun" diye fısıldadım. Siyah çantamı kapıp koşa koşa kapıya gittim. Yasemin ayağını sallaya sallaya beni bekliyordu. "Bilet yanarsa senin sevgilinin parası gider sonuçta" dedim ona öpücük atarken. "Hep sevgilime karşı bir cin fikirlikler, ayıp!" Diye söylenirken ben ayakkabılarımı giyiyordum. Sevgili Anıl ve ben pek iyi anlaşamıyor olsak da az da olsa seviyordum onu. Topuklu botlarımla asansörü çağırırken Yasemin telefonun kamerasından kendine bakıyordu. Yasemin çok güzel bir kızdı. Sapsarı dalgalı saçları, yeşil bir kediyi andıran gözleri ve dolgun dudaklarıyla aşırı çekici bir genç kadındı. Güzellik algılarına tamamen uyuyordu, benim aksime. Ben ise normal kumral saçlı, yüzüme göre büyük sayılabilecek bir burna ve orta kalınlıkta olan dudaklara sahiptim. Bedenimde tek güzel şey çekik ve kahverengi gözlerimin üzerinde ki uzun, kıvrık kirpiklerimdi. Bunları düşünürken Yasemin ile asansöre binip aşağı inmiştik. Dışarda bizi bekleyen Anıl'ı görür görmez koşa koşa apartmandan çıkıp boynuna atladı. Onların bu çifte kumru halleri beni sinir ederken göz devirdim.

Tanrım, ne zaman sap olmayacaktım!

Yasemin çok sevgili sevgilisinden! Ayrılınca Anıl bana döndü ve beni süzdü. " Çok çirkin olmuşsun," Yasemin' e baktı "Buraya bakıyorum Allah'ın lütfunu görüyorum" Bana döndü ve gözlerini belerterek "Bir de şu tarafa bakıyorum Kur'an'a küfür eden kızı görüyorum!" Dedi abartı bir şekilde.

Şerefsiz. Ağzımı açıp ona bol bol küfür ederken Anıl beni bir eli kalbinde şokla dinliyordu.

Yasemin' e döndü. "Aşkım, az önce doğmamış çocuğumuza bile sövdü. Mezarlıktakinden tut beşiktekine kadar!" Dedi bayılacak gibi.

Büyük bir kahkaha patlattım. Kahkaham onu daha fazla şoka sokmuş gibi bana bakıyordu. Ne kadar şerefsiz bir herif olsa da onu seviyordum. Yasemin ve ben kahkaha ata ata arabaya binerken Anıl beni sevgilisine şikayet ediyordu. Arabayı sürmeye başlarken ona dik çıkarmayı ihmal etmedim. Konser için çok heyecanlıydım çünkü ilk defa gidecektim.

Konser alanına varana kadar deli gibi kahkaha atarak eglenmiştik.
                              🫀🫀

"Başlıyor, başlıyor!" Diye bağırırken Kaan Tangöze sahneye çıktı. Ve topluluktan büyük bir çığlık döküldü. Yerimde zıplaya zıplaya on iki yaşındaki Justin Bieber hayranları gibi 'İ love you Justin' diye bağırmadığım kalmıştı.

Anıl ve Yasemin yiyişirken Kaan şarkı söylemeye başladı. "Kanar gibi yaramı dağlarım" ben de dahil herkes eşlik etmeye başladı.

"Yanar içim yine de saklarım"
Geçmez sözün bir bana geçmez.

Çıldırmış gibi şarkıyı söylerken gözlerimin dolmasına engel olamadım en sevdiğim kısma gelmiştik.

"Öyle dertli dertli bakma, gören olmaz gören olmaz. Kalbinden söyler ama duyan olmaz"

Telefonun kamerasıyla onları çekerken önüme çok uzun boylu biri geçti. Ben 1.63 boyundaydım, şaka mı bu!

Önümde ki adama defalarca bağırma rağmen beni duymuyormuş gibi zıplaya zıplaya dans ediyordu. Ona dokunamazdım. Üzgünlükle iç çekip tam telefonu indirecekken telefonu bir el aldı ve sahneye odaklayıp çekmeye başladı. Ben ağzım açık kimin aldığına bakarken o büyük bir dikkatle sahneye bakıyordu.

Karanlıktan ve ışıklardan gözlerinin rengini tam anlayamıyordum ama maviydi galiba.

İlk defa bu kadar yakışıklı birini görüyordum. Yüzü bir ressamın elinden çıkmış gibi kusursuzdu. Düzgün bir burnu, çıkık elmacık kemikleri, dolgun koyu renkli dudakları, çekik doğuştan sürmeli gözleri.... Ağzımın suyunu akita akıta ona baktığıma emindim. O hala sahneye bakarken olanları sonunda algıladım. "Teşekkürler!" Diye bağırdım. Sadece kafa saklamakla yetindi. Konserin tadını çıkarmaya devam ederken önümde duranlar yüzünden artık hiç bir şey göremiyorum. O sırada kulağıma değen sıcak nefesi hissettim ve onun sesini duydum "İstersen seni biraz kaldırabilirim" sertçe yutkunup ona baktım. Bir gözü diğerinden daha açık renkti şimdi net görüyordum. Sanki... Sanki göremiyor gibiydi. İstemeden oraya odaklanmışken kendini geri çekti ve yüzünü başka tarafa çevirdi. Kafama sıçayım! Kafama sıçayım!

Ani bir telaşla "Özür dilerim!" Diye bağırdım. Bana dönüp çenemi tuttu ve sahneye çevirdi. Önümde ki insanlara bir şeyler söyledi ve sahneyi gorebilmeye başladım. Telefonumu elime verip bana gülümserken mest olmuş gibi ona güldüm.

Eminim yiyecek gibi bakıyordum. Çok ama çok güzeldi. Şarkılar değişti, bağıra bağıra söylerken onun bana baktığını hissediyordum. Sesim gerçekten bok gibiydi ve onun rahatsız olduğunu anlayabiliyordum.

Ah, kimin için atıyor bu yürek?" Diye bağırırken göz göze geldik. Kalbim hızlandı.

"Söyle kimin için atıyor bu yürek?
Ne yapıp ediyor, sevdiğini üzüyor, aklımız ermez" dedi bağırarak. Bunu tam gözlerimin içine bakarken söylemesi... Nemrudun oğlu!

"Aman Allah!"

"Naz mı ediyor gözlerimi süzüyor?" Kendimi okuduğum kitaplarda gibi hissediyordum. Kalbim duracak gibiyken bağırdım.

"Ah geri gelmez"

Konser bitmişti. Bana küçük bir baş selamı yollayıp giderken aklıma dank etti. Sonuçta o kadar bakıştık, şarkı söyledik bence numarasını bana vermesi lazımdı. Arkasından koşarken o çoktan gözden kaybolmuştu. Adını bile bilmiyordum ki!

Sinirle inlerken Yasemin ve Anıl yanıma geldi. Anıl "Ne koşuşturuyorsun deli dana gibi kız!" Dedi. Zaten sinirliydim bir de bunun sesi...

"Sanane be!" Dedim ve Yasemine döndüm. "Az önce ultra yakışıklı, boyu deve gibi olan bir çocuğu kaybettim. Gördün mü?" Dedim. Yasemin şaşkınlıkla bana baktı. "Ne?" Diye sorarken ona gözlerimi devirdim. Jeton baya köşeli bunda.
Anıl kaşlarını çatarak bana baktı. "Ne erkeği, hangi XY kromozonu? Söyle!" Dedi. Anıl ve onun abicilik oyunu...

Ona yüzümü burustururken Yasemin kolumdan çekti. " Demek sonunda birini beğendin?" Dedi muzip bir sesle. Ona küçük bir çocuk gibi hızlı hızlı başımı sallarken "Karnım kasılıyor" dedim. Yasemin gülerek koluma girdi "Eğer kaderiniz bir yolda birleşiyorsa illa karşılaşırsınız aşkım!" Dedi. Dudaklarımı büküp çocuğu düşündüm.

Gerçi çocuk olamayacak kadar olgun gözüküyordu. Benden büyüktü orası kesin. Yol boyunca şarkı söylediğimiz anı düşündüm durdum. Tanrım eğer yollarımız bir ise onu tekrar karşıma çıkar!

Hayatın hiç feleğini yememiş bir kızdım. 22 yaşında olmam bir şeyi değiştirmiyordu. Her zaman Disney prensesleri gibi Bir aşkımın olmasını istemiştim. Belki de kendini sevmeyen bir kızın birinin kendini sevmesine ihtiyaç duyuyordum kim bilir! Ama bir gerçek vardı ki ilk defa böyle şeyler hissetmiştim. Yatağa uzanırken aklımda onun gözleri vardı. Huzurlu bir uykuya dalarken kadifemsi sesi benle beraber uykuya daldı.
      

Merhaba! Hikayenin konusunu Instagram da gördüğümu belirtmek isterim. Görür görmez büyük bir imrenmeyle izledim. Çok tatlı bir şeydi!

Eğer beğendiyseniz vote atmayı ve yorum yazmayı unutmayın. Telefondan yazdığım için hatalarım olabilir affola. Hoşça ve sağlıkla kalın!🖤

KONSERWhere stories live. Discover now