3.4 Him

133 12 0
                                    

"Yani demek istediğim- tabii ki bu takımı giyebilirsiniz Bay Sty- Tomlinson. Ama etrafın karanlık olacağını düşünürsek siyah takım giymeniz-" Harry günlerdir içinde tuttuğu gerginlikle karşısındaki kadına baktı.

"Bu kostümler neredeyse bir senedir özenle hazırlanıyor. Her günün kıyafeti de şimdiden belli. Tura başlamışken değiştiremeyiz." Harry karşısındaki kadından gözlerini çekip odaya bir göz gezdirdi. Herkes durmuş ona bir çözüm bulmasını istermiş gibi bakıyordu.

"Ama ışıklar? Baba renkli ışıklar olsa olmaz mı?" Harry odanın diğer ucunda konuşan kızına döndü. Louis'nin yanında, giydiği yeşil elbisesiyle ona bakıyordu. Küçük kızın söylediği olabilir mi diye Louis'ye döndü. Ufak bir sessizlikten sonra Louis ensesini kaşıyıp Harry'yle göz göze geldi.

"Beyaz ışıklar hiç kapanmasa ya da şarkılara uygun renkli ışıklar seçilirse makul bir seçenek. Zaten bu saatten sonra yeni bir takım bulmamız çok zor aşkım. En mantıklısı ışıkları kullanmak. Biraz da kendi ışığını kullanmak. Hm?" Harry gergin bir şekilde ona bakan kocasına gülümsedi. Louis'nin bir bakışı bile Harry'nin gerginliğine iyi geliyordu.

Odadaki herkes apar topar ışıklandırma işi için çıkarken Hannah babasının yanına gelmişti. Harry eğilip küçük kızı sarmalarken Louis boş koltuğa oturmuştu stresle.

"Yine de takım elbiseleri başka şekilde kombinleyip sorunu ortadan kaldırabiliriz aşkım. Işıklar sıkıntı olabilir." Harry küçük kızı kucağına alıp yavaş adımlarla Louis'nin oturduğu koltuğa ilerledi ve oturdu.

"Ama aylarca bu kıyafetler için çalışıldı. Son dakikada değiştirmek olmaz ki. Işıklar gayet mantıklı." Teşekkür amaçlı küçük kızın saçları arasına uzun bir öpücük bıraktı. Gergin vücudunu koltukta geri yaslayıp gerginliğini azaltmaya çalıştı.

"En son düğünümüzde bu kadar gergindin aşkım. Biraz sakin olmayı dener misin?" Harry başını Louis'nin omuzuna yasladı. Hannah da sırtını babasının göğüsüne yaslayıp mırıldanmaya başlamıştı. Uykusu gelmişti.

"Freddie nasıl oldu bebeğim?" Harry kurulduğu yerden mırıldanıp hafif Louis'ye dönmüştü.

"Hâlâ aynı. Babamın kucağında uyukluyordu en son. Ama düne göre daha iyi. Sen onu düşünme bebeğim. Ben hallederim. Sen sadece çıkacağın Dünya turunu düşün." Louis kafasını Harry'nin boynuna yaslayıp derin bir nefes aldı kurduğu cümleden sonra.

"Sürekli çocuklarla sen ilgileniyorsun aşkım. Rahatsız oluyorum Louis. Aileme yaptığım tek şey varolmak gibi." Harry'nin sıkıntılı sesi ile Louis Harry'nin boynuna doğru kıkırdadı.

"Kendini öyle görme aşkım, sen bizim para kasamızsın." Harry kıkırdadı ve ardından derin bir iç çekti.

"Aklım Freddie'de. Çok ateşi vardı. Annem 'diş çıkarıyor olabilir' dedi. Ama yine de endişeliyim." Louis Harry'den uzaklaşıp babasının kucağında uyuyakalan kızını alıp ayaklandı. Odadan çıkıp kendisi ve çocuklar için hazırlatılan odaya girdi, kızını büyük koltuğa yatırdı. Üzerindeki ceketi çıkartıp kızının üzerini örttü ve odadan çıkmadan önce kızını öptü.

Harry'nin yanına geri döndüğünde Harry koltukta dik bir şekilde oturmuş başını ellerinin arasına almıştı.
Sakin adımlarla yanına gidip oturdu.

"Hey! Hazz bunu daha önce yaşamadık demek atlatamayacağız demek değil. Her şeyi bu kadar kafana takmanı istemiyorum. Sonunda üzülen sen olursun." Harry kıkırdayıp Louis'nin kolları arasına girdi. İşte huzur buydu.

Addiction // Larry StylinsonWhere stories live. Discover now