2.6 "2 week and i'll be home"

147 13 87
                                    

Aşk insanın hayatta bir kez elde ettiği birşey değildir. İnsan üç kez aşık olur.. İlk aşk, seni yerle bir eden aşk ve gerçek aşk...

Harry'nin ilk aşkı Louis'idi.. Ondan, yaşadıkları mahallede gördükten bir süre sonra hoşlandığını anlamıştı. Sonra da onu kaybetmişti.

Onu yerle bir eden aşkı ise Lowell'dı. Hayatında bozmadık bir yer bile bırakmamıştı. Sonra hayatından tamamen çıkmıştı.

Ve gerçek aşk.. En çabuk bağlanılan ve kolay kolay kaçılmayan, arkadaşlık üzerine kurulan aşk.. Harry'nin düşüncelerine göre Louis onun gerçek aşkıydı çünkü sadece birkaç aydır tanışıyorlardı ama yine de yıllardır tanışıyor gibiydiler.

Ufacık, minicik bir korku taşıyordu Harry içinde. Ya onu yerle bir eden aşk Louis'nin ki olursa..

Ama yine de Louis'yi gördüğünde içinde bir güven duygusu oluşuyordu. Aynanın karşısında nerede olacağını bilmediği bir randevuya hazırlanırken bile rahattı.

Üzerine ne giymesi gerektiğini bilmediği için ağzını aramak için Liam'ı aramış 'şık giyin yeter' lafını duyduğu gibi telefon yüzüne kapanmıştı.

Birazdan Louis ona bir konum atacaktı ve Harry arabasına binip gidecekti. Başta saçma bulmuştu. Sadece birlikte bir yemeğe gidebilirlerdi ama Louis özel olsun istediği için iki gündür onu göremiyordu Harry. Ev ve stüdyo arasında geçen hayatına heyecan katıyordu Louis ve ikiside bundan mutluyuydu.

Yatağın üzerindeki telefona gelen bildirim bütün odada yankılanınca Harry derin bir nefes alıp zamanında giymek için can attığı transparan gömleğini düzeltti. İşte şimdi gerilmeye başlamıştı. Altına giydiği siyah dar pantolonu onu daraltmaya başlamıştı. Heyecanlanmıştı..

Yavaş hareketlerle telefonunu, cüzdanını ve Louis için aldığı küçük hediye paketini aldı. Odadan çıkarken aklına gelen şeyle kapının önünden geri odaya girdi. Dolabından siyah bir ceket alıp odasından çıktı bu sefer.

Seri adımlarla önce evin kapısından sonra da apartman kapısından çıktı. Arabasına biner binmez Louis'nin attığı konumu açtı. Herhangi bir mekan adı vermiyordu ama yine de umursamamıştı. 'Bir bildiği vardır' demişti.

Louis'nin attığı konuma yaklaştıkça kalbinin atışı artıyordu. Geriliyordu. Ne çıkacağını bilmemek onu korkutuyordu.

Konuma geldiğinde resmen bir uçurum kenarına geldiğini anladı. Tam arabanın karşısında ona bakan sevdiği adamı görmeseydi korkusundan eve bile dönebilirdi ama yine de küçük hadiye paketini alıp arabadan indi.

"Hoşgeldin aşkım. İlerlemek ister misin? Mükemmel bir gece planladım."

Gerçektende Louis'nin söylediği gibi mükemmel bir gece planlanmıştı. Louis büyük bir plan yapmıştı çocuklarla birlikte. Planın ilk kısmı; romantik akşam yemeği.

Az ilerisinde uçurum olan masa da romantik bir yemek.. Uçurum kenarında alması Harry'yi korkutur diye masayı biraz daha geriye çekmiş ve Harry'nin en sevdiği yemeklerle donatmışlardı. Masa da mum yoktu. Harry'nin aksine Louis mumdan hiç hoşlanmazdı ve bu yüzden her yerde küçük renkli ışıklar vardı..

Evdeki renkli ışıkların aksine sadece mavi-yeşil renklerle donatılmış küçük bir alan ve ortasına yerleştirilmiş koca minderler... Eğer gözleri onu yanıltmıyorsa bir de içki şişesi vardı minderlerin yanında. Güzel bir gece planlanmıştı..

Addiction // Larry StylinsonWhere stories live. Discover now