1.2 "Please don't cry"

215 19 56
                                    

Berkan Altunyay - Rengarenk Acılar

Berkan Altunyay - Rengarenk Acılar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

•••••

Harry yatağında uzanmış tavanı izleyerek düşünüyordu. Herkes iyiydi. Hatta Niall iyiden de iyiydi. Şu sıralar birisiyle görüşüyor ve sürekli gülüyordu. Anne, oğlu hastaneden çıktı diye mutluydu. Zayn şu sevdiği kıza mesaj atmıştı ve şuan flörtleşiyorlardı. Liam'a da bir kız mesaj atmıştı ve şu aralar konuşuyorlardı. Yani bunların hepsini son bir günde öğrenmişti ama sonuçta insanlar mutluydu. Harry ise...

Harry ise bir boşlukta süzülüyordu. Mutlu değildi ama mutsuz da değildi. İyi değildi ama kötü de değildi. Gerekten boşlukta süzülüyordu. Kafenin açılışından sonra eve geldiğinde Lowell'ın attığı mesajı görmüştü ve sonra Niall'dan öğrendiğine göre Lowell New York'a taşınmış. Hemde bir günde?!

Harry düşünceler içinde süzülürken odasının kqpısının açıldığını bile duymamıştı. Yanına gelen bedeni, ancak yanına yattığında farketmişti.

"Bundan sonra ne olacak Hazz" Yüzünü çevirip yanında yatan mavi gözlü adama döndü. Bir süre sadece yüzüne baktı sonra ise yatağında yan dönüp tamamen mavi gözlerin sahibine döndü. Bu soruyu cevaplamayı çok isterdi ama o da bilmiyordu. Bilmeyi çok isterdi ama o da bilmiyordu. Dürüstçe cevap vermesinin daha iyi olacağına inanarak cevapladı soruyu.

"Bilmiyorum Louis. İnan bana bilmeyi çok isterim ama bilmiyorum. Bir ilişkiye hazır değilim, ki sen de değilsin bunu görebiliyorum. Yaşadığın şeyler kolay değil şeyler değil ama benimde yaşadığım şeyler kolay değil Lou. Bilmemek beni delirtiyor ama bilmiyorum." Sakin konuşması arkasında çok fazla sitem vardı ve bunu oda da ki iki genç de farketmişti.

Harry yattığı yerde doğrularak sırtını yatak başlığına yasladı. Louis ise hâlâ aynı yerde yatıyordu sadece kafasını biraz kaldırmıştı Harry'yi daha net görebilmek için. Hiç yaşamak istemediği şeyleri yaşamak istemediği şeyleri yaşamıştı Harry. Hiçbirisi Harry'nin tercihi değildi ve yaşanıp geçmişti ama Louis'nin yaşadığı çoğu şey kendi tercihleri yüzündendi. Yani düzeltilebilirdi. Denenebilirdi..

"Haftaya annemin ölümünün yıldönümü olduğu için ailecek bir yemek düzenlenecekmiş. Benimle gelir misin Hazz? Yani hemen cevap verme. Gelmek sorunda değilsin. Kendini zorlunlu hissetme lütfen.  Ben aslında seni içeri çağırmaya geldim. Zayn ve Liam içeride seni bekliyoruz hadi giyin de gel." Louis söyleyene kadar onun yanında tişörtsüz oturduğunun bile farkında değildi Harry. Louis oda dan çıkarken Harry de yerde ki tişörtünü hızlıca üzerine geçirip Louis'nin peşine takıldı. Tam salona girerken çalan kapı yüzünden geri dönnmüştü.

"Brain? Burda ne yapıyorsun?" Şaşkın bakışlarıyla karşısında ki adama bakıyordu Harry. Burayı nasıl bulmuştu?

"Biraz konuşalım mı Harold?" Brian'ın içeriye girmesi, çocuklara konuşacaklarını söylemeleri ve kendilerini mutfağa kapatmaları çok hızlı olmuştu. Harry bu durum karşısında gerilmişti. Brian ona hiçbir zaman 'Harold' diye seslenmezdi. Sadece ciddi olaylarda öyle seslenirdi ve bu Harry'yi çok gererdi. Aynı şuan olduğu gibi. Karşısındaki adamın kanuşmasını beklerken istemeden de olsa bacağı sallanıyordu gerginlikten.

Addiction // Larry StylinsonWhere stories live. Discover now