AJAN

33. BÖLÜM

BURAK- Ne işin var burda?!

ALEYNA- Su!

  Bağırarak birinden su alıp ağzıma tuttu, suyu eline döküp her yerimi ıslattı.

BURAK- Nefes alabiliyor musun?

Gözlerimi açtığımda dudaklarıma yaklaştığını farkettim. Gözlerimi büyütüp kendimi yere attım. Öksürüp derin bir nefes aldım.

ALEYNA- E-evet alabiliyorum.

O kadar yakınlaşmıştı ki bi garip oldum. Yerden kalkmaya çalışırken yardım edip sırtımı duvara yasladı.

BURAK- Ambulansı çağırın, oksijen tüpünü getirsinler!

ALEYNA- Hayır gerek yok! Çok uzun süre kalmadım zaten.

BURAK- Başının halini görmüyorsun herhalde.

  Elini değdirdiği an sızladığından bağırdım.

BURAK- Tamam dokunmayacağım, başka bir yerinde bir şey var mı?

ALEYNA- Hayır. Eğer tabanca boş olmasaydı bunlar başıma gelmezdi.

BURAK- Kalk hadi.

  Kalktığımda yürüyemediğimi farkedip beni kucakladı. Ambulansın basamağına bıraktı, yardım ekipleri başımdaki yaraya pansuman yaptıktan sonra ayağa kalkıp Burak'ın yanına gittim.

   Komiserle olay hakkında konuşuyorlardı büyük ihtimal.

BURAK- Her şey kontrol altında zaten.

- Kaçtığını sanıyor ama cihazlardan takipteyiz merak etmeyin.

BURAK- Sağol gidebilirsin.

  Arkasını dönüp beni gördüğünde şaşırıp koluma girdi.

BURAK- Ortada yığılıp kalacaksın şimdi!

ALEYNA- Vuruldum sanki.

Telefonu çalınca biraz ilerleyip açtı.

BURAK- Ne? Yarına yetiştiremeyiz.

Telefonu oflayıp kapattı.

ALEYNA- Noldu?

BURAK- Gece boyu gemilerin giriş çıkışlarını takip edecekmişiz.

ALEYNA- Biz niye yapıyoruz emniyette adam mı yok?!

BURAK- Yok.

ALEYNA- Nasıl yok?

BURAK- Herkes Eren İlhan davasıyla ilgileniyor, yoğun şu anda emniyet.

ALEYNA- Anladım.

Birden konuşmada adı geçince garip hissettim.

BURAK- Ee napacağız?

ALEYNA- Evi daha yeni temizledim giremezsin.