i still love u

65 0 0
                                    

Kurt adam Zack'e verdiğim sözü hatırlayarak çıkacağımı haber vermek için Bruce'un boş olduğu anı bekledim. Akşam olmuştu, Troy'un evine gitmeliydim.

"Hey, Bruce. Gitmem gerek. Olur mu?"dedim lafı dolandırmadan. Kaşlarını çattı ve önlüğünü çıkarıp yanıma yaklaştı.

"Yine neyin var senin? 2 vardiya çalıştınız bile, gitme diyemem ama anlatmadan gidemezsin."

Ofladım. Aynı can sıkıcı olayı Bruce'a anlatırsam benden yana olacağını sanmıyordum ve acele etmeliydim.

"Sonra anlatacağım, söz veriyorum. Gerçekten gitmem gerek."

Gözlerini kıstı ve bekledi. "Jeff ile birlikte mi?"

"Hayır, Bruce. Tekim."dedim. Kendimi tutamayarak Bruce'un düşüncelerine daldım. Daniel'ın çıkardığı bir şey olduğunu düşünüyordu ve tekrar aynı olayları yaşamaktan korkuyordu. Sonra Victor'la buluşacağımdan bile şüphelendi.

Omzuma vurduğunda kendime geldim. "Kes şunu. Şimdi gidebilirsin ama Jeff'i anlatması için darlarsam bana kızma. Ayrıca, tek parça eve dönmen gerek, unutma."

Söylediklerini kabul ederek salona dönüp Jeff'i aradım. Üçlü kız grubunun servisini yapıyordu. Kızların abartılı gülümsemelerini görünce istemsizce sinirlendim ama bekledim. Yüzünü göremediğim kız elini Jeff'in koluna koyup yavaşça indirdi. Kızları suçlayamazdım sanırım, Jeff mükemmel biriydi ve ortalamanın çok üstünde bir yakışıklılığı vardı. Yine de hızlıca yanlarına gittim.

"Selam, kızlar."Dedim sinirden gülümsemekte zorlanarak. Elimi doğal görünmeye çalışarak Jeff'in omzuna koydum. Göz ucuyla gülmek üzere olduğunu görmüştüm. "Umarım memnun kalmışsınızdır. Sizi ilk defa görüyorum."

"Buraya yeni taşındık. Memnun kaldık tabii ki."dedi bir eli hâlâ Jeff'in kolunda olan kız. "İçecekler," önce Jeff'i, sonra da beni süzdü. "Ve çalışanlar. Her şey harika."

"Öyle mi? Ama biz sizi beğenmedik. Ah, hayır sadece şaka yapıyorum." Kızın elini tutup masaya koydum. "İyi eğlenceler, hanımlar."

Kapıya doğru gitmeye başlamadan önce Jeff'e benimle gelmesini söyledim. Hava kararmış ve soğumuştu. Noel'e ne kadar kaldığını merak ettim. Yakında kar yağardı belki.

"Beni o kızlardan kıskanman, Claude, çok tatlı ve gereksizdi."Dedi Jeff gülerek. Otoparkta arabamı bulana kadar durmadım. Sonra Jeff'e döndüm.

"Hayır hayır, yanılıyorsun. Seni kurtardım sadece." dedim. "Biri sana dokunuyorsa, Jeff.." elimi kolunda gezdirerek kızı taklit ettim. "Onu kibarca, istersen kaba, reddetmelisin. Bu kadar basit. Dene şimdi. Hadi."

Gülmekten yüzü kızarmıştı. "Seni reddetmeyi mi? Tamam." Elimi tutup havaya kaldırdı ve bıraktı. "Üzgünüm, sevgilim insanlarla temas etmemi istemiyor."

Gülmemeye çalıştım ama kendimi tutamadım. "Şimdi kaba ol. Bazıları için sevgilinin olması sorun değil."dedim elimi bu sefer boynuna koyup parmaklarımı yavaşça boynunda gezdirerek.

"Bu zor ama."dedi. Elimi yine tuttu ve boynundan çekti ama yaklaştı. "Kimse boynumu okşamayacak, tamam mı?"

Dudaklarını boynuma bastırdığında onu durdurdum. "Hayır, hayır. Şu an olmaz. Troy'un evine gitmeliyim. Sen de dinlen, beni bekleme."

Kafasını geriye yatırıp ofladı. "Bu kabaydı."dedi.

"Yani öğrendin mi nasıl reddetmen gerektiğini?" Dedim gülerek.

"Sende deneyeceğim. Prova için."dedi. Sonra gitmek için arkasını döndü. "Ve seni bekleyeceğim."

"Hayır uyumalısın,"diye seslendim ama uzaklaştı. Ben de arabaya bindim. Troy ve kurtlar beni bekliyordu.

MEDYUM | bxbWhere stories live. Discover now