give me a kiss, babe

161 12 0
                                    

Gecenin bir vakti kapı çaldığında uyandım. Saatlerdir çalınıyormuş gibi bıkkın bir ritmi bile vardı. Jeff'in yanından zorlukla kalktım ve koşup açtım.

Şaşırmamak elde değildi. Ayakta uyuya kalmak üzere görünen James, Jack'e yaslanmıştı. Bruce kapının soluna yaslanmıştı. Ve Victor. O uykulu görünmüyordu.

"Niye hepiniz geldiniz?"dedim ama sesim yeni uyandığımdan çok çıkmadı.

"Ha?"

"Biraz konuşabilir miyiz?"dedi Victor. Onu gördüğüme gerçekten şaşırmıştım. Bir daha görüşmeyiz sanıyordum.

"Biz de izninle içeri girsek?"dedi Jack.

"İlk ben geldim!"dedi Bruce yanımdan geçip içeri girerek. "1 saattir kapıdayım, bunlar sonra geldi."

"Üzgünüm, uyuyordum." Jack ve James'in geçmesi için kenara kaydım. Sonra dışarı çıkıp kapıyı çektim.

Bahçenin önündeki sokak lambasının ışığında Victor'ın karşısına geçtim. Kin tutamadığımdan sinirli hissetmiyordum. Bana yaptıklarını düşünüp biraz olsun sinirlenmek istedim.

"Özür dilemek istedim."dedi. "Bir daha görüşmeyiz sanıyorum."

"Öyle mi?"dedim aptal gibi. "Sorun yok, Victor."

"Sinirlensen daha iyi hissederdim sanırım."dedi gülümseyerek.

"Bende olmuyor o. Ve iyi olduğuna sevindim çünkü sarayınız..."

"Evet, o da var. Bir de teşekkür borçluyum, Carlos öldüğü için mutluyum."

"Diğerleri için?"

"Hepsi için değil. Ama önemi yok."

"Pekâlâ..."

Beni cümlemin devamını getirme zahmetinden kurtarıp sarıldığında şaşırdım. Başta tereddüt etsem de ben de ona sarıldım. Geri çekilip elleri omuzlarımda yüzüme baktı, sonra gitti.

Victor gittiğinde afallamış halde içeri girdim. Su içen Bruce'un yanına gidip masaya oturdum.

"N'aber?"

"İdare eder."dedi. "Barıştınız mı?"

"Evet."

"Normale döndünüz yani?"

"Evet, Bruce."

"Güzel. Uykum olmasa seni iyice fırçalardım ama uğraşamayacağım. İyi geceler Claude."

"İyi geceler.."

Omzuma iki kere vurup gitti. Ben de Jeff'in yanına döndüm. Uyanmasın diye diğer koltuğa uzandım. Tam gözlerim kapanmaya başlamşken kıpırdandı. Karanlıkta koltuğa oturup gözlerini ovuşturduğunu gördüm.

"Victor?" dedi. "O muydu?"

"E..evet." diyebildim. 

"Onu gerçekten sevmiş miydin?" 

"Cevabı biliyorsun. Onunlayken bile aklımdaydın. Ama sen Daniel'ı sevdin, değil mi?" 

"Kıskançlık mı ediyorsun bir de?"dedi gülerek. "Sevmedim elbette. Nasıl sevebilirdim ki başkasını? Seni deli gibi seviyordum ve bir anda yalnız kalmıştım. Ne yaptığımı bile bilmiyordum."

Yutkundum ve kalkıp yanına oturdum. Kafamı dizlerine koyup uzandım. Boynuma koyduğu sıcak elini tuttum. "Yorgunluğun geçti mi?"

"Hayır!"dedi elini çekerek. Gülmeye başladım. 

"Geçti!"dedim çocuk gibi itiraz ederek. 

"Kalk, yatacağım." dedi ama gülüyordu. Bu evet demekten daha istekli gelmişti.

Koltuktan kalktığımda yattı. Kendimi üstüne attım ve dudaklarını buldum. Ellerini yüzüme koydu. 

"Geçti sanırım."

Yana kaydığında koltuğa düştüm ve üstüme çıktı. Boynumu yaladığında kalbim ritmini şaşmıştı bile. 

"Hey, ayrılın!"

Jeff kafasını kaldırdı. Merdivenin başında duran Bruce'a baktık. Eliyle gözlerini kapatmıştı.

"Artık evde gezerken göz bandı takacağım yemin ediyorum, bu ne?" dedi bıkkın bıkkın. "Ayrıldınız mı?"

"Hayır Bruce, odana dön!"diye seslendim.

"Evet, gel." dedi Jeff üstümden kalkarken. "Tüm suç onun. Ona kızabilirsin."

Bruce parmaklarının arasından emin olmak için bakıp indi. "İyi bir ev arkadaşı değilsin dostum."

"Çünkü senin gibi yalnız değilim!" dedim işimizi bölmesine sinirlenerek. "Sonsuza dek yalnız kalacaksın."

"Senin derdin ne? Hem nereden biliyorsun yalnız olduğumu? Artık bir sevgilim var." Bir anda gülümseyerek yanımıza gelip oturdu. "Ciddi düşünüyoruz."

"Siktir git, Bruce. Sen ciddi düşünmezsin." dedim oturarak. "Git uyu."

Yanındaki yastığı yüzüme fırlattı. "Beni sinirlendirme. Gwen'le çıkıyoruz. Ve onu gerçekten sevmeye başladım."

"Garson Gwen?"dedi Jeff. Doğru ya, diye düşündüm. Gwen.

"Evet. Ama asıl aşağı inmemin sebebi Christina'nın annesinin hastalanması ve şehir dışına çıkmış olması. O gelene kadar barı idare etmemi istedi. Sizin de çalışmanız gerek çünkü eleman eksiğimiz var."

"Bunun için miydi? Sabahı bekleyemedin mi?" yastığı ona geri fırlattığımda havada yakaladı.

"Kafası yerinde değil galiba." dedi ayağa kalkarak. "Sana bırakıyorum, Jeff." 

"Merak etme," dedi Jeff gülerek ve Bruce'un gittiğine emin olduğunda kucağıma oturup dudaklarımızı tekrar birleştirdi. 




MEDYUM | bxbWhere stories live. Discover now