New Housemates

344 43 26
                                    


"Bizi asla şaşırtmaz mısın sen?"

Gözlerim dalmışken duyduğum sesle irkildim. Demir parmaklıkların arkasında bir kalabalık vardı. Jeff, Daniel, Bruce, Jack, ve James. Hemen ayağa kalkıp yanlarına gittim.

"Ne işiniz var burada?"diye sordum. Onları görmeyi asla beklemiyordum. Onlar da beni burada görmeyi beklemiyor olmalıydı. 

Bruce kendini tutamadı gülmeye başladı. "Sana gerçekten inanmıyorum. Ev toplayacağım diye gidip hapse düşmek nedir?"

"Gülme lütfen. Sicilim kirlendi."dedim kederle. 

Jeff de gülüyordu ama Daniel bir şey düşünüyor gibiydi. Onu umursamamaya çalışıp Jack ve James ikilisine döndüm. 

"Siz hainsiniz. Beni düşürdüğünüz duruma bakın." 

James "dalga mı geçiyorsun" ifadesiyle karnını işaret etti. Jack boğazını temizledi. "Bir şartımız var, kabul edersen şikayetimizi çekeriz."

Sırtım sadece birkaç saat demir bank gibi yatakta yatmış olmama rağmen ağrıyordu. Küçük esnetme hareketleri yaparken "Neymiş?" diye sordum.

"Mmm, şey.." Jack sanırım çekindiğinden devam edemedi. Bruce gelip elini çocuğun omzuna attı. 

"Onlara evinde yer açman. Çünkü evlerinden kovulmuşlar."

Esnemeyi kesip diplerine gittim ve  demirleri tuttum. "Pardon, ne?"

Jeff yaklaştı. "Hadi ama, aşırı tepki veriyorsun. Kabul et de çık şuradan."

Başımı iki yana salladım. O ikisi yüzünden bir günüm çöp olmuştu. Bir de alıp evime mi götürecektim? Sanırım. "Kabul edin, bana bunu yaptığınıza pişman oldunuz." dedim zafer gülümsemesiyle. Ne kadar istemesem de yeni reşit olmuş iki çocuğu sokakta bırakamazdım. Ama bu dalga geçemeyeceğim anlamına da gelmiyordu. 

"Sen öyle san." dedi James. "Bıçaklandığım için mi kovulduk sence?" Jack dirseğiyle dürtünce sustu.

"Sonra konuşuruz."diye araya girdi Bruce. "Gidin de lanet şikayetinizi çekin."

J'ler gidince diğerlerine döndüm. Hepsi montların içindeydi ve 4 saati sırf beni buradan çıkarmak için gelmişlerdi. 

"Nasıl haberiniz oldu?"diye sordum. Onlara söylediğimi hatırlamıyordum. Hatta telefonumu elime bile almamıştım. 

"Vampirin adamı söyledi. Bir anda bara girip karakolun adresini verdi. Biz de geldik."dedi Jeff. 

"Yani beni izletiyordu."dedim düşüncelere dalmış halde. 

"Öyle görünüyor." dedi Daniel bir şeyler ima ederek. Sadece ben anladım elbette.

"İşe yaramış gibi." dedim ona inat. 

Demirleri tuttu. "Eminim tek amacı budur." 

Ben de aramızda sadece demirler kalana kadar üstüne yürüdüm. "Ne sanıyordun?" dedim ve Jeff ve Bruce'un bakışlarını fark ettim. Daniel da fark etmiş olacak ki geri çekildi. Çok aptalca bir andı. Arkamı dönüp yattığım yerdeki battaniyeyi katlamaya başladım. Oyalanmam gerekiyordu. Neyse ki biraz sonra Jack, James ve bir görevli geldi. Sonunda parmaklıklardan kurtulmuştum. İçeride hava yokmuş gibi çıktığımda derin bir nefes aldım. 

"Berbat bir deneyimdi. Kimseyi öldürmeyin." Şaka yapmak istemiştim ama söylediğim anda pişman oldum. Bruce'a öldürdüğü kurtu hatırlatmış olmalıydım. Birkaç saniye donmuş gibi durdu ve sonra kendini toplayıp hızlıca çıktı binadan. Tek kişi geldiğim yerden 6 kişi ayrıldık.

Tek arabayla geldiklerini görünce biraz hayal kırıklığına uğramıştım. 6 erkek, tek araba. Arka koltuğa 4 kişi oturacaktı ve maalesef biri bendim. Jeff ve Bruce öne oturdu. Daniel sol kenara, ben de Jack ve James'in arasına sıkıştım. Tek tesellim gidip benim arabamı da alacak olmamızdı. O zaman bir şoför bulup yolcu koltuğuna kurulabilirdim.

"Biraz amcamı anlatın." dedim ikisine. 

"Amcan mı?" dedi Jack. "Gençti. Kan ticareti yapıyordu. Bizimkileri kızdıran erkek vampirlerle de yatmasıydı. Kan bahane."

"Ne ironi ama."dedi James. Ben anlamamıştım ama Jack'le arasında kederli bir bakışma oldu. 

"Demek gençti. Belki annesi de yaşıyordur." diye mırıldandım. "Siz niye kovuldunuz evinizden?"

İkisi arasında bu sefer gergin bir bakışma oldu. Bu arada bakışlarım ikisinin arasında dolaştı. Jack siyah kıvırcık saçlıydı. James ise biraz bana benziyordu; sarı saçlıydı. İkisi de yakışıklıydı. Bir an arabadaki herkesin iyi göründüğünü fark ettim. Neredeyse gülecektim.

"Tamam, cevap vermeyin." dedim ve rahatladılar. Kısa yolculuk boyunca herkes yorgunluğundan sessizdi. Ben de çoğunlukla gözümü kapalı tuttum. 

"Hey, geldik." diye seslendi Bruce. "Herkes yorgun, bu gece burada kalalım diyoruz. Ne dersin?" 

"Tamam, bakalım." dedim ve arabadan indim. Saat gece yarısına geliyordu ve herkes uykuluydu. Evde bir yerlere kıvrılıp uyurduk. 

Eve girdik. Kapı geniş bir salona açılıyordu. Sağ tarafa iki kanepe ve televizyon konulmuştu. Karşıda üst kata çıkan merdivenler ve sağda da yemek masası, arkasında da mutfak vardı. Benim evime çok benziyordu. Gidip kanepeye oturduğumda duvara dayanmış kitaplığı gördüm. Çok vakit bulamasam da kitap okumayı severdim. Ayağa kalkıp kitaplara ve önündeki resim çerçevelerini inceledim. Amcam gerçekten gençti ve ikiz gibi benziyorduk. Onunla tanışamamış olmak beni biraz üzmüştü. 

Daniel yaklaştı ve bir çerçeveyi eline aldı. "Çok benziyorsunuz." dedi. Sonra çerçeveyi bırakıp bana baktı. "Gidecek misin?"

"Nereye?" dedim. 

"Partiye." dedi kısık sesle. "Tek gitmeyeceksin."

"Beni rahat bırakabilir misin artık?" Mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlayan Bruce ve Jeff'in yanına gitmek için hareketlendiğimde kolumdan tuttu.

"Gözünü açarsan bırakacağım." O an beni sürekli aşağılayarak gereksiz yere yardım etmek istemesinden ne kadar sıkıldığımı fark ettim.

"Elini çek, Daniel." dedim sinirle. 

"Aptalı oynama ve tehlikeli olduğunu kabul et." Israr ediyordu. 

Kolumu sertçe çekip kurtardım. "Kahretsin, tamam. Bir daha da karşıma çıkmayacaksın."

"Bunu o zaman konuşuruz." dedi. Hızlı hızlı mutfağa  yürüdüm. Hazırladıkları sandviçlerden birini alıp tezgaha yaslanarak yemeye başladım.

"Ev kalabalık olacak." dedi Bruce. Bir de o mesele vardı. Jack ve James kanepede yan yana oturmuş konuşuyorlardı. Evde benimki ve Bruce'unki dışında bir yatak odası vardı. Umarım o odada da böyle iyi anlaşırlardı.

"Çalışmaları gerekecek." dediğimde başını salladı. "Niye kovuldu ki bunlar?"

Bruce bilmiyordu ama Jeff'in bir fikri vardı. "Bence sevgililer. Baksanıza." 

"Hadi canım!"dedim şaşkınca. Üçümüz de onlara döndük. James kazağını yukarı sıyırmış, Jack de ilgiyle bandajlanmış bıçak yarasına bakıyordu. Arada başını kaldırıp bir şeyler diyordu ve James gülümsüyordu.

"Vay." dedi Bruce ve önüne döndü. "Şu altı kişiden kızlara bakan bir benim ha." 

Buna güldüm. O sırada Jeff'le göz göze geldik. Çaresizce kaçırdım gözlerimi. 



MEDYUM | bxbWhere stories live. Discover now