The Fire Of Our Love

109 13 0
                                    

Binaya girdiğimizde hiçbir durumda bu kadar gergin olmadığımdan emindim. Aklım işler yolunda gitmezse ne olacağına takılıp kalmıştı.

"Biri var."dedi Blake kontrol ettiği koridordan hemen çekilerek. "Kim olabilir?"

"Korumalar?"dedi Johnny. "Kim olacak? Git de onu binadan çıkması için ikna et."

"Sessiz ol. Bu farklı. Şey gibi.. Claude."

"Daniel."dedim neredeyse hiç düşünmeden. "Onunla konuşacağım."

İkisi beni tutmaya çalıştı ama onlara takılmadan koridora girdim. Daniel bir odadan çıkıyordu ve benden tarafa döndü. Beni gördüğünde şaşırdı ve duraksadı.

"Claude? Ne işin var burada?"

"Jeff nerede?"dedim. "Onu öldürtecek kadar da kötü olamazsın herhalde?"

"Ne? Jeff mi? Ne diyorsun?"

"Soru basit, Daniel."

Daniel birkaç saniye düşündü. "Siktir. Jeff mi? Seni ikna etmenin yolunu bulduğunu söylemişti ama Jeff olduğunu bilmiyordum. Benimle gel."

Arkasını dönüp koşmaya başladığında peşinden gittim. Koridorun sonundaki merdivenleri inmeye başladık.

"Bizden başka birilerini gördün mü?"diye sordum.

"Siz mi? Başkaları da mı var?"

4- 5 kat indikten sonra sola döndük. "Hayır."dedim. Ama onun da binadan çıkmasını sağlamalıydım. "Victor  nasıl?"

"Paçayı sıyırdı. Bu taraftan."

"Ne demek paçayı sıyırdı?"

"Kraliçe eş olarak onu seçti. Sevgilin artık kral. Pardon, eski sevgilin."

Buna sevinsem mi üzülsem mi uzun süre düşünmeliydim ama vakit yoktu. En azından binada değil ve ölmeyecek, diye düşündüm.

Binanın yarı aydınlık birkaç koridorunu daha aşıp bir kapının önünda durduk. Kapıda iki adam vardı.

"Daniel, bu kim?"diye sordu biri. "İzni var mı?"

"Elbette var. Kapıdan çekilin. Kralın emri, bilirsiniz, onun emrini hep başkasının ağzından öğreniriz."

"Sen değil."dedi diğeri gülerek. Daniel ona gülümsedi ama sahteydi. İkisi kapıdan çekildi ve Daniel kapıyı açtı. O sırada saatime baktım, 14 dakikamız kalmıştı.

"Üzgünüm Daniel ama böyle bir emir yoktu."

Biri beni içeri ittirdi. Kapı arkamızdan sertçe kapatıldığında neye uğradığımızı şaşırmıştık. 13 dakikamız vardı ve Jeff burada değildi.

"Sıçtık! Nasıl çıkacağız?"

"Sen değil, ben sıçtım."dedi. "Geceyi bekleyeceğiz. Carlos gelecek ve ne der bana bilmiyorum."

"Bekleyemeyiz! Hemen çıkmalıyız!"

"Sakin ol, hava kararana kadar Jeff'e bir şey olmaz."dedi. Sadece Carlos hakkında endişeliydi.

Derin bir nefes aldım. "Beklersek havaya uçacağız."

"Ha?"

"Kurtlar binaya dinamit yerleştirdi. Sadece 11 dakikamız var. Hemen çıkmalıyız."

Daniel şoka uğramış gibiydi. Donup kaldı. "Ne diyorsun sen? Dinamit mi? Claude ne yaptınız siz?"

"Jeff'i kurtarmak içindi!"dedim savunmaya geçerek. Çok sinirlenmişti ve kendini zor tutuyordu.

Kapıya avuç içiyle sertçe vurdu. "Sikeyim böyle işi!"

"Daniel, çıkmalıyız buradan." Kapıdaki elini tutup indirdim. "Hadi, ne yapacağız?"

"Arkadaşın burada mı? Blake?"

"Evet."dedim.

"Önceki gibi yerini bulmasını bekleyeceğiz çünkü elimizden başka bir bok gelmez."

"Sadece bekleyecek miyiz? Gizli geçit falan yok mu çıkalım?"

Bana sinirli sinirli baktı. "İstersen havalandırmadan kaçalım?"

Havalandırmayı bulmak için odaya dalga geçtiğini anlayıncaya kadar baktım.

10 dakikamız kalmıştı. 10 dakika sonra havaya uçacaktık. Jeff de öyle. Buna inanmak istemiyordum.

9 dakika.
8 dakika.
7 dakika.

Kapı hızla açıldığında irkildim ve hemen ayağa fırladım. Blake odaya daldı.

"Sonunda! Gelin hadi!"

Blake koşmaya başladığında peşine düştük. Merdivenleri çıkıyorduk. 3 kat art arda çıktığımızda nefesim kesilmişti. Daniel beni geçti ve en arkada kaldım. Kendimi tutamayıp saatime bir göz attım, 3 dakikamız kalmıştı.

,

Jeff'den.

Gözlerim kapıdaydı. Ben çoktan dışarı çıkmışken beni kurtarmaya gelenler içerideydi. Claude içerideydi ve yalnızca 2 dakika kalmıştı. Kötüyü düşünmek istemiyordum. Dayanamazdım.

Siyah saçlı olan dışarı çıktığında dudağımı ısırmaktan kanatmıştım. Daniel da çıktı. Gözümü kapıdan alamazken saçları dağılmış, gözleri etrafı arayan Claude göründü. Kapıdan 10 metre kadar uzaktım. Beni gördü ve yanıma koştu. Ellerini kafamın iki yanına koyup dudaklarımızı birleştirdi. Gözlerim kapalıydı ama arkadaki patlamanın alevlerinin turuncu ışığını görebilmiştim.

Yazması en uzun süren bölümdü...

MEDYUM | bxbWhere stories live. Discover now