50.Bölüm:'Sadece Sana Deliyim'

Start from the beginning
                                    

"Sakin ol. Şu an sapasağlam dışarıda." dedi Batu. "Nasıl?" diye sordum. "Sen bayıldıktan sonra direkt buraya getirdik. Kartal, Bozkurt'a kızdı. Galiba Bozkurt acıdı damatlarına. Saat yirmi iki otuz'a kadar atletle dışarıda koşacaklar." Kaşlarımı çattım. Kolumu kaldırıp saate baktım.

"On beş saat boyunca koşacak mı?" dedim. "Yalnız değil. Mert ile beraber koşacak." dedi. "Ama hava soğuk." dedim.

"Bozkurt; ya ölüm, ya zülüm der gibi baktı. Onlar da ikinci seçeneği seçti." dedi.

Doğrulacakken Batu engel oldu. "Senin dinlenmen gerekiyor. Bu aralar hiç dikkat etmiyorsun kendine." dedi. Umursamayıp ayağa kalktım. Serum askısını yanıma alıp çıktım. Dışarı ayak bastığımda Poyraz ve Mert'i hemen fark etmiştim.

Askeri atlet vardı üstlerinde. Ellerinde piyade tüfeği ile koşuyorlardı. Deniz yanıma geldi. "Asena abla neden kalktın?" dedi. "Babam nerede?" diye sordum. "Senin odanda." dedi Batu.

Serum askısını sürükleyerek alay binasına ilerledim. Poyraz beni farkedince kaşlarını çattı. Gözleri pencereleri taradı. "Niye kalktın?" Dişlerimi sıkıyordum. "Hayatımda senin kadar aptal bir insan tanımadım." deyip alay binasına girdim.

Batu arkamdaydı. Odamın kapısını açıp girdim. Babam beni görünce ayağa kalktı. Kapıyı kapatıp babama yaklaştım. Kolları arasına aldı beni. "Özür dilerim." dedi. Saçlarım üzerine birkaç defa dudaklarını bastırdı.

"Baba on beş saat ne? Öldürmek mi istiyorsun?" dedim. "Bayılmasaydın, kısa yoldan halledecektim ama bununla idare edeceğiz." Kolları arasından çıkmama izin vermemişti. "Seni korkuttuğum için özür dilerim. Sana dışarı çıkmanı söylemiştim." Babam asla geri adım atmıyordu. Okan amcam kolumdan tutup çekti. Koltukta oturtup yanıma oturdu. Amcamın göğüsüne başımı koymuştum.

"Kan değerlerin düşmüş. Niye dikkat etmiyorsun? Zayıflamışsında." dedi Okan amcam. "Bilerek mi bayıldın, doğru söyle kız?" dedi Ömer amcam. "Okan amca." dedim, beni savunması için. "Kızımı rahat bırakın." dedi Okan amcam.

Babam ve Ömer amcam sandalyeleri önüme çekip oturdular. Ömer amcam sağ ayağını, sol bacağının üzerine atmıştı. "Bak ben size demiştim. Bu çocuk fena demiştim, büyüyünce gelir bizim kızı ister demiştim." Ömer amcam, yangına körükle gidiyordu. Babam göz devirip arkasına yaslandı.

"Biri der; yedi yıl bekledim. Diğeri der; yirmi üç yıl bekledim. Sapıklar. Cesarete bak ya! Bir de utanmadan karşıma çıkıp söylüyorlar. Bıraksaydınız da onları uçursaydım şu tepeden aşağı. Bak ben söylüyorum Asena, benim gönlüm yok." Başımı Okan amcamın göğüsünden kaldırdım. "Olmayacak zaten baba." dedim. Babam şaşırmıştı.

"Sen de onu seviyor musun?" diye sordu babam.

Sustum.

"Asena, bir soru sordum."

Neydi birinci kural; dilin değil, gözlerin konuşsun. Ben anlarım. Babam da beni anlayacak mıydı?

"Mert ve Ela'ya karışma, baba. Ela çok mutlu." dedim. Ömer amcam elini uzatıp elimi elleri arasına aldı. "Güzel kızım, konu şu an sizsiniz." Başımı iki yana salladım. "Konu, hiçbir zaman biz olamayacak. Çünkü biz diye bir şey yok amca." Gözlerim babama değdi. Kaşlarını çatmıştı.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Where stories live. Discover now