10. Bölüm

99 15 31
                                    

Merhabalar, nasılsınız?

Yeni bölümle geldim, umarım keyif alarak okursunuz.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi isterseniz çok sevinirim, iyi okumalar dilerim. 🧡🧡

〰〰

〰〰

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

〰〰

"Ancak yeni doğan bir bebek baştan başlayabilir. Sen... Ben.. Biz artık geçmiş zamanız. Bir anlık öfke, binlerce sahne... Oyuz biz.

John Steinbeck, Gazap Üzümleri"

〰〰

Tik, tak, tik, tak, tik, tak...

Genç adam, yeşil boyalı duvarda asılı olan saatin akrep ve yelkovanını izlerken bir elini başının altına almış diğer elindeki telefonu oldukça geniş bir yatakta uzanmış çıplak bedenine vurarak döndürüyordu. Maviye çalan gözlerini uzunluğu renginden dolayı belli olmayan sarı kirpikleriyle örttü. Derin bir nefes aldı.

Odayı sadece yatağın üzerine gelişigüzel attığı dizüstü bilgisayarının ışığı aydınlatıyordu.

Kendisiyle çetin bir savaşın içerisindeydi ve oldukça bitap düşmüş bir hali vardı. Her seferinde yenildiği, bile isteye yenildiği yüzün hatları gözlerinin önüne gelince sımsıkı kapattı gözlerini. Belki bu kadar sıkı kapatırsa onu hep terk ettiği gibi terk etmezdi hayali.

İnce parmağını uzatarak bilgisayarın boşluk tuşuna bastı ve gece boyunca defalarca kez art arda oynattığı video tekrar başladı.

"Nico, sevgilim!" diye fısıldadı bir ses. Cıvıl cıvıl, hayat dolu sesin sahibini kaybetmek ne büyük bir acıydı. Ruhsal acısı boyut atlamıştı ve acısını tam yüreğinde hissediyordu. Elleriyle kaybettiği geleceğini nasıl da mahvetmişti!

"Bunu senden gizli yapmak için ne kadar uğraştığımı bilemezsin," ekrandaki kadınla aynı sözler kalın dudaklarından çıkıp havaya karıştı. Videoyu o kadar başa sarmıştı ki kadının es verip nefes aldığı kısımları bile ezberlemişti. "Çünkü hep birlikteyiz ya hani, bir anda ortalıktan kaybolsam anında buluveriyorsun beni sevgilim," diye güldü kadın mutlulukla. "Beni hep bulacağını biliyorum ya gerçi işte ondan dolayı çok uzaklaşmam gerekti." Ondan kaçabildiği en uzak mesafe evlerinin arasındaki yarım saatlik mesafe olmalıydı, ülkeler olmamalıydı. Ardından birden eğilerek cebinden çalan telefonu çıkarıp kameraya doğrulttu. Şen bir kahkaha attı. "Bak arıyorsun beni ama üzgünüm sevgilim seni senin için meşgule alacağım," dedi şımarık bir tavırla. Önüne gelen saçlarını geriye savurdu ve derin bir nefes aldı. Bütün hareketleri ezberindeydi.

BAL TUZAĞIWhere stories live. Discover now