Giriş

216 16 70
                                    

Merhaba!

Geri dönüşleriniz için teşekkür ederim, umarım hikayeyi beğenirsiniz ve destek olursunuz. 🧡

Yukarıda ise bölüm şarkımız var.

Lafı uzatmadan ilk bölümü paylaşıyorum, şunu da belirteyim hikaye genel olarak kadın karakterin ağzından yazılacak.

〰〰

〰〰

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

〰〰

Bir zaman sonra,

Genç adam, evinin önünde bahçe kapısına giriş yapan arabaları sakin gözlerle izliyordu. Ellerini cebine koymuştu. Siyah kısacık saçları, esen rüzgardan etkilenmiyordu. Gözleri gökyüzüne çevrildi, sabah güneşli olan hava yerini bulutlu, gri bir havaya bırakmıştı. Arabalar durunca derin bir nefes aldı. İlk olarak bastonunu gördüğü adamın kim olduğunu gayet iyi biliyordu. Siyah ve olabildiğince parlayan kundura, asfalta kendini bıraktı. Pahalı takım elbisesi yüz metre öteden bile kendini belli edermiş gibiydi. Gri saçları, bulutlardan kendini bırakmaya başlayan seyrek yağmur damlalarından nasiplenmişti ancak adam bunun farkında bile değildi. Ağır ağır indiği arabadan evin kapısında bekleyen adama doğru ilerledi. Onun ardından inen iki adama yoklarcasına bir bakış attı. İhtiyatlı görüntüsü yaşı dikkate alındığında kabul edilebilirdi ancak ihtiyatının sebebi yaşı değildi.

"Onur Celil Aydın," dedi selamlarcasına. Genç adam, kıstığı gözlerle onları izlerken hafif bir baş selamı verdi. "Neden baskın yapar gibi geldiğimizi merak ediyor olmalısın." Eliyle siyah renge kuşanmış dört arabayı işaret etti. Onur Celil, karşılık olarak kibirle gülümsedi.

"Bunu baskın olarak görmem için on tane daha araba gerekir, Birol Bey." Yüzündeki gülümseme rahatsız edici boyutta genişledi. "Zaten benim evimi basacak olan adam, evimin yoluna çıkan yola bile ulaşamayacağını bilir o yola çıkmazdı." Birol'un arkasında olan adamın homurtusunu duyunca başını ona çevirdi. Adamı pek tanımıyordu, ismini duymuştu ama yüz yüze görüşmeleri olmamıştı.

"Onur Celil," diyerek boğazını temizleyen Birol'a bir bakış attı. Gözlerindeki tanıdıklık ve irisinden yayılan yansımalar bir an için onu ürpertmişti. "Bizi içeri almayacak mısın?" Onur Celil, burnundan sert bir nefes verdi. Arkasını döndü, evin kapısının çaprazında bulunan demirden yapılma zırhlı kapıyı iterek misafirlerini ağırladığı odaya ulaştı. Onu takip eden üç adamı hissedebiliyordu. Odası geniş ve kasvetliydi. Biriciği ve nadide çiçeği, bu odaya her gelişinde kusma taklidi yapar ve zevksizliğinden dem vururdu. Bunu anımsayınca sert çehresi bir an kırılır gibi oldu.

Masasının arkasındaki hükmedici koltuğa kurulunca odadaki adamlara baktı. Misafirperver olmamasını pek sorun etmezdi. Çünkü misafiri, hele hele davetsiz misafiri hiç sevmezdi. Odadakiler anlık bir duraksamadan sonra odanın merkezinde yer alan koltuklara yerleştiler. Onur Celil, lafı uzatmayı da hiç sevmezdi.

BAL TUZAĞIWhere stories live. Discover now