4.Bölüm

129 12 84
                                    

Merhabalar!

Bölüm biraz geç geldi, kusuruma bakmayın lütfen. Yeni mezun birisi olarak şu sıralar ister istemez motivasyonumu bir yere yöneltmem gerekiyor ve Bal Tuzağı'nı yapılması gereken bir görev olarak görmek istemiyorum. Yazarken, kurgularken keyif alıyorum ve bu yüzden biraz gecikmeler, ben hayatımı inşa ederken olacak gibi gözüküyor.

Medyada bölüm şarkımız olan Neyse, Eski Bahçe var.

Çok uzatmadan sizi bölüme alayım, lütfen yorum yapmayı unutmayın. Düşünceleriniz benim için çok değerli. 🧡

🔗🔗

🔗🔗

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

🔗🔗

Benim istediğim aşk başka! O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilemez bir istemek!

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali.

🔗🔗

Genç adam gözlerini tembel bir edayla duvarda olağanca sessizliğiyle çalışan saate yöneltti. Ahşap duvarda parlayan saat, gece üçü gösteriyordu. Üzeri, giydiği antrasit rengi eşofman altını saymazsak, çıplaktı. Hava o kadar sıcaktı ki göğsünde damla damla ter tanecikleri belirmişti. Yaz ayları olmasına rağmen çıkamadığı tatil yüzünden vücudu bronzlaşmamıştı aksine bir elmas gibi parlıyordu. Saçlarının bukleleri, aldığı kısa bir duştan sonra daha da belirginleşmiş ve birbirlerine sarılmış bir vaziyette alnına düşüyordu. Koyu kumral sakalları yeşermeye başlamıştı. Bacakları yayvan bir şekilde açılmıştı ve kemikli çıplak ayakları, halının üzerinde duruyordu. İrislerinde taşıdığı bal rengi, oldukça koyu bir kıvamdaydı.

Evi çatı katında bir dubleks daireydi. Şu an bulunduğu odanın duvarları ve zemini ahşaptı, bir duvarı ise sadece camdan oluşuyordu. Bir duvarda boydan boya açık renk bir kitaplık dururken odanın tam ortasında, cam tavana bakan kısımda daire şeklindeki yatağı bulunuyordu. Kitaplığın hemen önünde, krem rengi imitasyon kürk halının üzerinde kitap okuma koltuğu duruyordu. Koyu renk perdeler, cam duvarın iki yanını süslüyordu. Çeşitli maketler ve objeler kitaplıkta, kalın kalın kitapların orasına burasına serpilmişti. Koyu rengin ve ahşabın hüküm sürdüğü oda, genç adamın buram buram kokusuyla dolmuştu.

Çoğunlukla ailesinin yanında kalsa da bazı zamanlar sadece kendine ait bir odada nefes alıp vermek ona iyi geliyordu. Kalabalık bir ailede büyümüştü ve bu sebeple kalabalıktan hiçbir çekincesi yoktu. Sadece kimi zaman, düşünceleri o kadar şeffaf oluyordu ki kimsenin onu okumasını istemiyordu. Oldukça büyük bir ev bulabilirdi kendisine ancak o tam tersini istiyordu; varlığı kadar küçük bir oda. Kendisiyle baş başa kalabileceği bir oda. O yüzden evin geri kalanını pek önemsememiş kendine sadece bir oda ve banyodan oluşan bu katı ayırmıştı.

BAL TUZAĞIUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum