1. Bölüm

213 19 86
                                    


Merhabalar,

Yaptığınız her yorum ve verdiğiniz her oy için teşekkür ederim. 

Medyada bölüm şarkımız var.

Bu bölümü hikayenin başından beri gerçekten desteklerini esirgemeyen  iamshipperr 'a ithaf ediyorum, iyi ki varsın! 🧡

Çok uzatmadan sizleri bölüme davet ediyorum.

〰〰

〰〰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

〰〰

"Gemini okyanus akıntılarına karşı sürdüğünde terkedilmiş bir kıyı göreceksin. Uzun kavak ağaçları ve mevsimi gelmeden meyvelerini gölgeleyen söğütlerin olduğu, Persephone'nin koruluğu vardır; oradaki derin girdabın olduğu yere gemini demirle ama Hades'in karanlık mağarasına tek başına git."

Odyssea, Homeros.

〰〰

Söğüt ağaçlarının hışırdayan yaprakları, karşımdaki metal sandalyede keyifle sigarasını içen annemin sigarasının çıtırtısına karışıyordu. Havada güzel bir koku vardı, bunun sebebi etrafımızdaki çiçeklerdi. Yaklaşık on metre ötemizdeki küçük gölette birkaç ördek yüzüyordu. Kuşlar mavi gökyüzünde özgürce uçuyordu. Esen meltem, çiçeklerin başını okşuyordu. Göletteki su sesleri ritimle doğa ile bütünleşiyordu. Kısacası bu atmosfer, beni mutlu eden şeylerden oluşuyordu ve içime sebepsizce hüzünlü bir mutluluk yüklüyordu.

Gözlerim, sarı kıvırcık saçları güneşin vurmasıyla daha da bir parlayan canım anneme döndü. Gül kurusuna boyadığı dudakları izmaritte izini bırakırken dikkatlice elindeki tabletten bir şeyler okuyordu. Okuduğu her neyse, mimiklerini izlemek bana keyif veriyordu. Uzun, boyalı tırnaklarının ekranda bıraktığı sesler doğanın senfonisinde kendine bir yer buluyordu. Gözlerimin üzerinde bıraktığı ağırlığı fark ederek bana bir bakış atıp tabletine döndü. Baktı ki onu cidden izliyorum şaşkınlıkla gülümseyerek tekrar bana baktı. Yüzünde en sevdiğim gülümsemesiyle "Kızım?" diye seslendi. "Yüzümü eskiteceksin." Ben hâlâ ona içli içli bakarken kaşları çatıldı. Sandalyesinden kalkarak yanıma geldi. Beni sinesine çekerken neden hüzünlendiğimi anlayamamıştı. "Bebeğim, bir sorun mu var?"

"Yoo," diyebildim sadece. "Sanırım günüm yaklaşıyor, bir durgunluk geldi." Kafasını benimle eşitlemek için yere eğildi. Gözleri ışıldayarak ellerimi tuttu.

Annemin gözleri ne zaman bana ışıldayarak baksa benim içime umut doğardı. Boynu bükük duran çiçeklerin suya kavuşması gibi sevgisi üstüme yağmur olup yağardı. Annem benim en büyük şansımdı. Bu hayata bu çaresiz ellerimle tutunabilmişsem şayet annem sırtımdan destek verdiği içindi.

BAL TUZAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin