7.Bölüm, Part II

75 12 50
                                    

Merhabalar 🧡

Arayı çok açmayacağımı söylemiştim vee ikinci kısımla geldim.

Diğer bölüm hakkında şunu belirtmek istiyorum, belli bölüm sayısından sonra bazı karakterlere özel bölüm yazacağım. Bir sonraki bölümümüz Bengü Yavuz ile ilgili olacak. 

Yorumlarda buluşalım, okumayı seviyorum.

Bölüm şarkımız Vega, Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı.

Keyifli okumalar 💋

〰〰

〰〰

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

〰〰

"Bana tutku verecek herhangi bir şeye veya kimseye artık rastlayamayacağımı biliyorum. Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş ve körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumdan atlamak gerekir. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan.

Ve ben artık atlayamayacağımı biliyorum."

Bulantı, Jean Paul Sarte

〰〰

Köşklerin arasında ortak bir yaşam alanı kuran iki aile, sanırım günün birinde yabancı bir kadının, masiften yapılmış bahçe masalarının altında sigara söndüreceğini tahmin etmemiştir.

İkinci sigaramı paketinden çıkarırken parlatıcıyla bezenmiş tırnaklarım, güneş ışıklarıyla daha da bir parlıyor ve bakışlarımın tırnaklarıma kaymasına neden oluyordu. Uzun yapıya sahiptiler, bunun için uzayınca kesmekten gocunmuyordum. Bakkal çakmağını elimde bir ileri bir geri çevirirken mavi gökyüzüne baktım.

Sabah saatlerinde özgürlüğün tadının nasıl olacağını tahmin etmeye çalışıyordum. Özgürlük, pahalı bir menüden nasiplenmiş üzerine de bir güzel sigara içilmiş bir tada mı sahipti? Pek emin değildim ancak ağzımdaki sigara tadı daha da yoğunlaşırken böyle düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Son derece muntazam bir ölçüde biçilmiş çimlerin - bu çimlerin bile kalitesi benden fazlaydı sanırım - üzerine basan adım seslerini duyunca aldırmadım. Bacak bacak üstüne attığım için yırtmacım epey açılmıştı. Hafif bir hareketle kumaşı bacaklarımın üzerine çektim.

"Sana eşlik edebilir miyim?" Tatlı tatlı gülümseyen İlhan, her iki elinde de tuttuğu kahve fincanlarıyla yanımdaki sandalyeyi işaret etti.

"Elbette," derken sigaramı dudaklarımda sabitlemiş, bir elimle de İlhan'ın elindeki fincana uzanmıştım. Sigaradan yayılan duman gözümün önüne gelince hafifçe gözlerimi kıstım. Tüten dumanın ardından gülümseyen yüzünü gördüm.

BAL TUZAĞIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora