7.Bölüm, Part I

89 12 67
                                    

Merhabalar 🧡

Bu bölüm Sezgin ailesinin evine geçiyoruz, bakalım orada neler olacak?

Bölüm, diğer bölümlere kıyasla bir tık daha uzun bir bölüm oldu ve o yüzden iki kısımdan oluşuyor. 

Multimedyada Son Feci Bisiklet, Elektrot şarkısı yer alıyor. Yazarken dinlediğim bir parçaydı.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi lütfen benimle paylaşmayı unutmayın 💕

Keyifli okumalar dilerim 💋 

〰〰

〰〰

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

〰〰

"Kendimi arıyorum, bulamıyorum. Kasımpatı saatlere, gergin vazoların belirgin çizgilerine aitim ben. Tanrı, ruhumu bir süse çevirdi.

Ruhumun seyrini hangi şatafatlı, özentili ayrıntılar tarif eder, bilemiyorum. Süsü, hiç kuşkusuz, onda varlığımın özüne benzer bir şey sezdiğim için seviyorum."

Huzursuzluğun Kitabı, Fernando Pessoa

〰〰

Özgürlüğün tadını sanırım en çok masmavi, uçsuz bucaksız gökyüzünde uçan kuşlara bakarken merak ederdim. Özgürlük nasıl olmalıydı? Ellerimle uzansam tutabilir miydim onu? Kalbimi zorlayan demirden telleri, bir bir kırsam yetinebilir miydim özgürlük dediğim duyguyla? İnsan düşüncelerle kuşatılmış bir et parçası iken nasıl olurdu da özgür olduğunu iddia edebilirdi? Bize hükmeden düşüncelerin esareti altında boynu bükük bir kardelen gibi yaşamaya çalışmıyor muyduk? Düşüncelerimizi ancak öldüğümüzde mi durdurabilirdik şayet öyleyse gerçekten ne yazıktı...

Gözlerimin görebildiği mavilikte birbirlerine sataşarak uçan saka kuşlarına gülümseyerek bakarken düşüncelerimin bir sirke gibi keskin olmasının tezatlığı da insanlığın varoluşunun gizeminde saklıydı belki de.

"Haya?" Cansu'nun kucağımda çırpınışlarını başını öperek durdurmaya çalıştım. Minicik bedenine sardığım elimdeki yüzükler dikkatini çekmiş olacak ki ağzının suyunu ellerime akıtarak kavramaya çalıştı. Minik parmaklarındaki ufacık tırnakları yeni kesilmişti.

"Senin şu pasaklılığını ne yapacağız acaba, küçük lama?" Aldığım karşılık badem gözlerini iyice kısarak gülmesi oldu. İki yaşına girmesine az kalmıştı, yürüyor arada bir tamamlanmayan anlamsız sözcükler söylüyor, çokça şebeklik yapıyordu. Uzayan saçları, ki uzama hızı beni dehşete düşürüyordu, gözlerinin azıcık üzerinde biten kâkülle süslenmişti. Yaşıtlarına göre cılız bir bedene sahipti, anne sütü içemeden büyümek zorunda kalmıştı. Süt anne fikrine Celil sıcak bakmamıştı, ben ise saçmaladığını söylemiştim ancak babasıyım ben onun kartını öne sürünce ses çıkaramamıştım.

BAL TUZAĞIWhere stories live. Discover now