23- Sevebilirim

870 86 211
                                    

Selam, malum okul.. yine yoruluyorum. Sık sık bölüm atamayacağım gibi görünüyor. Alıştınız artık zaten.. buna alıştırmak hoş değil, hiç hoşuma gitmiyor ama ne yapayım zaman yaratmaya çalışıyor, bazen uykumdan alıp Red Hunter'a veriyorum.. Ayrıca Covid oldum, ölüyorum denebilir kötüyüm.

Elimden geleni yapıyorum ve siz ne kadar ara versem de aynı heyecanla gelip okuyorsunuz, çok teşekkür ederim. Bunu yazma gereği duydum çünkü Red Hunter benim için düşünüldüğünden daha değerli, çok emek harcadığım, çok düşündüğüm bir kurgu. Bu kurguda bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim. 🤍

Red Hunter'ın gelmiş geçmiş en uzun bölümüne hoşgeldiniz, keyifli okumalar efenim. 🤸‍♀️

-❤️-

(Yoongi)

Yaşamım boyunca ne böyle bir şey görmüştüm ne de bu kadar korkuncunu hayal etmiştim. Hiç bu kadar korkmamıştım. Oturduğum kucaktan titreyerek kalkıp baktım karşımdaki Hoseok'a. Aynı sahne bir kez daha yaşanmıştı. Yine aynı şekilde kalkmış yanına oturmuştum. Anında o da hatırladı o günü benim gibi. Belliydi gözlerinden.

Bedenim hâlâ titrerken gözlerine bakıyordum yine. Korkakça ve bir o kadar nazikçe elini elime uzattı ve tuttu. Baş parmağıyla elimi okşarken, gözlerindeki saf korkuyu görebiliyordum. Yine onu terk etmemden korkuyordu. Yine bağırmamdan. Ama artık her şey açıktı, Hoseok insan değildi. Hoseok iblisti.
Hoseok eşi benzeri olmayan bir varlıktı. Ve ben, Min Yoongi. Onun diğer yarısıydım.

- Hoseok.

Dedim gözlerine bakarken. O sırada konuştu,

- Yoongi, yine aynı şeyleri yaşatma bana. Seni artık bırakmam.

Güldüm, bırakmayacaktım.

- Hoseok. Ben çok korktum. Seni bir daha görememekten. Çocukları bir daha görememekten. Öyle sessizce bir anda ortadan kaybolup ölmekten çok korktum.

Sesim sakindi. Ağlamayacaktım.

- Çok yalnız kaldım Hoseok. Gelmedin yanıma. Gelirsin sandım. Bana sarılırsın sandım. Gelseydin eğer belki hemen yumuşardım. Çok özledim seni.

- Ben zaten hep geldim Yoongi.

Gözlerimi yüzüne çıkardım.

- Ben her gece yanındaydım senin, sen her uyuduğunda sildim yanağında kalan gözyaşlarını, okşadım o ipek saçlarını, öptüm güzel burnundan hep. Her gün, her anında yanındaydım seni hiç yalnız bırakmadım. Sadece sen beni göremiyordun.

Söyledikleri içime oturan öküzü alıp götürmüştü. Hoseok beni unutacak sanmıştım. Ama hiç unutmamış. Ben hiç yalnız kalmamıştım. Biraz daha yanına yanaşıp sokuldum göğsüne. Ellerini saçlarıma çıkarıp okşadı, ardından burnunu sürttü saç diplerime. Biraz kaldık böyle. Ardından hareketlendi.

- Hadi şimdi, seni bekliyorlar. Çok endişelenmişlerdir.

Kafamı kaldırıp baktım şaşkınca,

- Kimler bekliyor beni?

Gülümsedi,

- Ekip arkadaşların Yoongi.

Yattığım yerden kalktım ve şaşkınlığıma şaşkınlık katıp konuştum.

- Nasıl yani!? Gerçekten mi!? Ama onlar...

Duraksadım,

- Onlar seni çok özledi Yoongi. Hepiniz birbirinizi çok özlediniz. Hadi gidelim.

Red Hunter | SopeWhere stories live. Discover now