15. Cehennem

564 88 287
                                    

- Bölüm Sope'tan ziyade Hoseok'un hikayesini anlatıyor keyifli okumalar-

-💔-

- Siktir Yoongi!

Hoseok'un boğuk sesiyle oturduğum kucakta daha da hızlı sürtünmeye başladım. Sertliği başımı öyle bir döndürüyordu ki neredeyse gözüm kararacaktı. Ellerini eşofmanımın içine soktu ve kalça yanaklarımı boxerımın üstünden sıkıca kavradı. Kavramasıyla dışarıya zevk dolu bir inleme verdim. Ve tekrar dudaklarımızı birleştirdim. Resmen rüyamda gördüğüm her saniye, kırmızı dudaklara aç yaşamıştım. Açlığım bitmiyordu. Doyamıyordun tadına. Ağzımı aralamamla dilini içine gönderdi. Dillerimiz adeta dans ediyordu. Bu sırada sakince ellerimi omuzlarından aletine indirdim. Pantolonunun deri kemerini açmakla uğraşırken kalçamı sertçe sıkıp ağzının içine inlememi sağladı. Ben ise sonunda kemeri açmayı başarmıştım. Düğmesi açıp fermuarını indirdiğimde elimi yavaşça içeri soktum. Aleti o kadar büyüktü ki tutmakta zorluk yaşıyordum. Aletinin ucuna başparmağımla bastırdığımda ağzımın içine tısladı. Ben ne olduğunu anlayamadan eşofmanımın içinden boxerımı yırttı. Şu an çıplak ellerini kalçamda hissediyordum. Dudaklarımızı ayırmadan gülümsedim. Orta parmağıyla deliğimi okşamaya başladığında dudaklarımızı ayırıp kafamı geriye doğru yatırdım ve inledim.

Baygın bakışlarımla ona baktığımda gözleri kocaman olmuştu,

- Yoongi-

- Sus ve devam et Hoseok, madem evime geldin hakkını ver.

Cümlesini yarıda kesmiş ve boynuna gömülmüştüm. Kollarımdan tutup beni uzaklaştırdı kendinden.

- Hakkını vereceğim ama şu an değil. Gitmem gerek.

Ne sik saçmalıyordu bu adam? Yine mi böylece bırakacaktı beni. Sinirlenmiştim, bu sefer ciddi anlamda. Ona karşı içimde ne ara doğduğunu bilmediğim duygular doğmuştu ama kızıl bunu hak etmiyordu. Delici bakışlarımla kucağından indim. Üstümü düzeltip elimle kapıyı gösterdim,

- Evimden, hayatımdan ve aklımdan defol git Jung Hoseok.

Hiçbir şey söylemeye tenezzül etmemişti. Öylece kalkıp çıkmıştı evden. Bir şey söylemeden.

Hoseok

Yoongi bir insandı değil mi? Benim onu sevebilme ihtimalim milyonda birdi. Ayrıca sığınağımı bulmuştu bir şekilde o sikik ekibiyle? Bulmuştu işte. Ona sinirliyken onunla  sevişmeye gitmemiştim elbette. Böyle bir şey yapmayacaktım. Asla. Bir şeyi kontrol etmek için gitmiştim, ve cevabını da almıştım. En azından aklımdan geçeni biraz daha doğrulamıştım. Son olarak hiç hoşlanmasam da lanet olası babamın yanına gitmeli ve sormalıydım.

Saat gece yarasına yaklaştığında odamın duvarına ilerledim ve duvardaki sonradan eklenmiş tuğlaya elimi yerleştirdim. Canım deli gibi acıyordu şu an, canımı acıtan bir durumdu bu. Sonunda bittiğinde duvarımdan çıkan kırmızı ışığı izledim ardındansa duvarın yıkılmasını. Bu sığınak benim cehenneme gidebilmem için özel olarak yapılmıştı çünkü.

Ben, ben şeytanın oğluydum. Tanrı beni sevmezdi. Çünkü annem insandı, babam deli gibi aşık olmuştu anneme. Yanlıştı bir şeytanın insana aşık olması. Ama olmuştu, annem her şeyi kabul etmiş babamla cehenneme gelmişti, çok aşıklardı çünkü birbirlerine. Aşk diye bir şey varsa tabi. Aşklarının sonucunda ben geldim bu dünyaya. Tabii ki kolay değildi bir iblis doğurmak. Evet iblistim, eğer annem insan olmasaydı ben de şeytan olabilirdim. Ama annem insan olduğu için iblistim.

Kolay olmadı ben doğdum, annem ölecekti. Neredeyse... Tanrı hiçbir zaman olumlu bakmadı bu duruma bir şeytan bir insanla birlikte olamaz, ona aşık olamazdı. Tanrı için iğrenç bir varlıktım ben. Çok değil ben on yaşıma bastığımda annem öldü. Ben içindeyken ölümü başlamıştı onun. Tanrı'nın cezasıydı bu.

Red Hunter | SopeWhere stories live. Discover now