9. Hisler

617 96 232
                                    


-💓-

Sabahın ışıkları camımdan içeri girmiş, suratıma vuruyordu. Hiçbir zaman ışığı sevmemiştim, güneşi bile sevmemiştim. Üzücü olan şey ise hayran olduğum ayın, ışığını güneşten almasıydı.

Gözlerimi acıtan güneş ışığı yüzünden şikayet dolu mırıltılarla yataktan kalktım ve kırmızı perdelerimi çektim. Hızlı adımlarla yatağıma geri döndüm. Hafta sonu olduğu için öğlene kadar yatmak istiyordum, tıpkı evdeki herkes gibi.

Yorganımın altına girip yan döndüm, ellerimi boynumun hemen altında birleştirdim, uyku sersemi olmamın büyük etkisiyle yaramı hissettiğim için elimi hafif yukarı çıkarıp okşadım, gün geçtikçe iyileşiyordu.

Gözlerimi yumup, yaramı hissettim. Çok geçmeden hissettiğim şey yaram değil karşımdaki kusursuz kırmızılıktaki dudaklardı. Her zamankinin aksine gülümsüyordu garipti, bir şey ona aşırı zevk veriyordu. Umursamadan oynadım dudaklarıyla, yaklaşıp öpmek istiyordum bazen. Ama kollarım dışında hareket edemiyordum.

Alt dudağını çenesine doğru çekiştirdiğimde boğuk bir tıslama duydum. Gereksiz gelen mutlulukla işime devam ediyordum, ta ki Jungkook'un sesini duyana kadar.

- Hyuuuung. Ya uyansana Jin hyung gelirse kafandan aşağıya su yiyeceksinnn.

Gözümü zar zorda olsa açmıştım,

- Ya saat daha kaç bırakında uyuyayım.

- Hyung saat iki oldu iki, cidden Jin hyungdan dayak yiyeceksin kalksana ya sen uyanmayınca bana kızıyoo.

İki mi oldu, ben daha beş dakika önce perdeyi kapatmadım mı? Nasıl bu kadar hızlı geçti zaman? Jungkook'un nazlı nazlı, cümleleri uzata uzata söylemesinin üstüne çok tatlı da gözükse ters bir bakış atıp konuştum,

- Yuh! Niye o kadar uyuttunuz beni?

Omuzlarını silkip çıktı odadan, ben de hızlıca üstümü değiştirip indim aşağıya.

- Uyanmış uyuyan güzel!

- Bir haftasonum var hyung onu da uyuyarak geçirmek en mantıklısı.

- Şuna bak şuna bi de cevap veriyor.

Taehyung kıkırdamıştı,

- Hyung bazen o kadar anne gibisin ki çok hoşuma gidiyor.

Jin hyung gülümsedi,

- Hergeleye bak sen, gösteririm ben sana anneyi şimdi kalk ekmek kızart işe yarayın bi.

Tae kıkırtılarını arttırarak ekmekleri kesmeye başladı. Namjoon hyung ise bilgisayarından kafasını kaldırdı ve konuştu,

- Yoongi şu sönmeyen ateş olayı ile ilgili araştırma yaptım biraz. Gel bakalım mı?

- Geldim hyung.

Uzun uzun sohpet ettik, araştırdık ama bu olayı  hiçbir şey mantıklı açıklamıyordu, bu konuda da elimiz boş kalmıştı.

Evde biraz daha takılıp kendimizi dışarı attık, daha doğrusu ben Jungkook ve Taehyung, Namjoon ve Jin hyung'u dışarı çıkarmıştık. Kafalarına Jimin'i bulmayı öyle koymuşlardı ki günlerdir doğru düzgün yemiyor, uyumuyor, konuşmuyorlardı bile. En büyükler olarak almışlardı bu sorumluluğu belli ki, her zamanki gibi.

Red Hunter | SopeWhere stories live. Discover now