Adsız Gün 17

1 2 0
                                    

Sevgili Kendim,

Yazmayabilir, hatta okumadan geçebilirsin beni. Doğruca görmezden gelebilir veya hiç umursamadan yok sayabilirsin de. Tabiri caiz ise kâle alman için hiçbir nedenin olmadığını ifade etmeye çalışıyorum. Yani canını sıkabilir ve moralini bozabilir bu durum. Tek cevabım, "Umursama," olurdu. Keza aynı durum benim başıma gelse, "Yahu ne saçmalıyor bu deli?" der geçerdim. Ancak ben var olduğum kadar varım, düşünüp eyleme döktüğüm kadar özgürüm. Bu sebeple yazmış olduğum şu yazının sonuçlarını düşünmeden hareket ediyorum.

Okuduklarımdan belli, belki de bunları diyemeyecek ve hatta zihnimin ucundan geçiremeyecek kadar ince ve nahif düşünüşe sahip biriyim. Bilemem...

Demiştim ya pesimistim... Senin neşenden hiç nem kapmamışım. İçsel dünyamda nasıl bir kaos mevcut düşünemiyorum bile. Okuduklarımdan ziyade, okuduklarımın içerisinde bulup da cımbızla çektiğim o pesimist cümleler de buna dahil.

Sen de hissettiğiyle yaşayacak, ancak hislerini anlatamayacak kadar o hislerle yoğrulan ve bu hislere tam olarak karşılık gelen o cümlelerle tartıp, "İşte bu!" diyerek ortaya döken kalabalık bir yapıya sahipsin.

Sanırım bazen ben de senin gibi ne dediğimi bilmiyorum, bu yalnızca sana özgü değilmiş. İnan demeyeceğim -ki demiş bulundum- inanmayacaksın çünkü, yüzüme askı misali takılmış olan o önyargı maskesini indirmediğim müddetçe. Kısacası, sanırım kendimde kendimi gördüm, yani seni sevgili ben.

Tıkandım...

Ne diyordum?

Sadece yazmak istediğim için yazıyorum, üzgünüm senden. Bu yüzden ne denli suçluluk duysam da bunu artık telafi edemem. Bende herhangi bir duygu olmadığını da biliyorsun, o yüzden hissediyor olduğumu söylediklerimi incelik olsun diye söylediğimi unutma. Eğer bunları yazıyor olmasaydım, zihnimde veryansın eden o kurtlarla mücadelem epeyce zorlu olacaktı. Kendini düşünen o bencilliğimin özrünü kabul etmen dileğiyle...

Son bir şey daha, anlaşılmayı bekleme, çünkü bu mümkün olsaydı, gerçekten bir mucize olurdu.

Sevgili kendimden gelen bir mektup... En azından yazmaya tenezzül edebilmiş. Ama onca zaman ne yaptığından, nereye gittiğinden bahsetmemiş.

İçim eziliyor... Bu vurdumduymaz kimsesizlik beni hiç ediyor. O kadar yalnızım ki... Şu geçen 3 ay yalnız olmadığıma o kadar inanmıştım ki, bunun bir döngü olduğunu göremeyecek kadar körmüşüm meğer. Kendi iç dünyamı yalnızlığın buğusundan göremez olmuşum. Hem neden bu kadar canım yanmak zorunda ki? Neden içten bir gülüşü hak ettiğim gibi, üstüne üstlük bir de sunamaz haldeyim?

Hasret...

Onun adı Hasret...

Adını daha önce hiç duymadığım kadın...

Hasret...

Hasret olduğuna inandığım ve aynı zamanda öyle olmasını dilediğim kadın...

Beni bu kuytudan, bu zifiri karanlıktan kurtaracak mısın? Gerçekten o kadar güçlü müsün? Beni bulacak mısın? Sana, bir çift gözüne hapsolmuş beni bulamaz da, bu sığ kuytudan çıkaramazsan artık kendime tahammülüm kalmaz.

Öyle yorgunum ki... Sanırım köşeme çekileceğim. Kimsenin beni kabul etmediği -kendimin bile- bu dünyada, sanırım oradan başka gidecek bir yere sahip değilim.

Beni bulmak istemediğinden emin olduğum gibi, benim tarafımdan da bulunmak istemediğine eminim artık. Ömrüm boyunca yalnızlığa ve acı çekmeye mahkûm bir hayata hapsedildiğim için ne mutlu bana! Öyle ki, hissettiğim acılar hayatımdan daha değerli bir hale geldi. Artık şundan hiç olmadığım kadar eminim: Birinin kalbinde bir yere sahip olabilmeme imkân yok!

İlk acı gerçeği Meydan Döner'deki Merve söylemişti bana, "Bence o kız aramayacak seni," diye. Nereden mi biliyordu? Çünkü o da bir kadındı!

Hayatımdan ve yaşamaktan vazgeçiyorum. Belki ölmeyeceğim ama ölmüş gibi yapacağım. Eğer bunu yapmazsa, durmadan mezara girip çıkmaktan dolayı ölmekten daha beter hale geleceğim.

Onca yıl sonra ilk kez gönlümü birine kaptırmışken, ilk kez korkularımı aşıp birine şans tanımışken, oysa onunda bir başkasına gönül vereceğini hiç düşünmedim. Belki gönlünde başka biri vardı ha? Düşünemedim... Böyle bir ihtimal var mı bilmiyorum. Ama o ihtimalin varlığını dahi düşünmeliydim. Sonuç olarak, ne hata yaptığımı bilmesem de hatamın kurbanıyım ve yaşamsızlığa mahkûm edildim.

Kendime İtiraflarımWhere stories live. Discover now