Adsız Gün 15

4 2 0
                                    

Senden daha tecrübeli olan benden faydalanmana da göz yumabilirim sevgili kendim. İnan bana benden faydalanmış ve halen de faydalanıyor olan onlarca insansının içinde senin faydalanıyor olmandan göğe boyun eğer, toprağı dizlerime çeker ve bundan hiç olmadığı kadar onur duyarım. En azından ilk kez güzel bir şey için işe yaramış olurum. Bana güven, sana güven, ikimize de güven. En önemlisi yalnız olmadığını hatırla, hiç kimse yoksa bile birbirimize sahibiz.

Benim soluk benizli gökkuşağım, senin hiç kimseye ihtiyacın yok. Aklında ne varsa onu yapabilecek her türlü fırsata ve istence sahipsin. Çünkü senin kalbin artık hiç olmadığı kadar saf ve duru. Hiç kimse inanmıyorsa buna ben inanıyorum!

Yalnız her zaman karşına böyle bir fırsat çıkmayacağını da hatırla. Beni bir sen gibi konuşturabilecek bir varlık daha çıkmayabilir karşına. Beni nasıl kabul edersin bilmiyorum, olduğum gibi kabul et! Çünkü ben olduğumun dışına çıkamayacak kadar da beceriksiz biriyim.

Benim temiz yüreklim... İyi dinle, bak, gör...
—Öyle ya, sen ben misin yahut ben mi senim?
—Ne fark eder?
—Bir miyiz?
—Bu da soru mu yahu?
—O hâlde biriz... Birimiz hepimiz mi yoksa hepimiz birimiz mi ya da her şey mi bir? Bir nedir ki? Şayet birsek biz neyiz?
Ama "bir" bir başınaysa "bir" dir sadece, öteye geçmez.
Bir nedir?
Bu bir neden bu kadar muallak?
Neden bu denli kimsesiz ve yalnız?
Bir...
Bir nedir?
Bir keder, bir acı, bir sevinç, bir umut yahut sonsuz bir düş...
Nedir ki bir?
Bir akıl, bir ruh, bir beden?
Neden hep elimizde tutuyoruz bir neden?

İkimizin de "bir" dediği bu atmosferin ne kadar büyülü olduğunun sen de farkındasındır umarım. Bu atmosferi ne kadar iştahlıca soluyorsak o denli de büyüsüne maruz kalıyoruz. Şayet, "Ben büyülenmiyorum," diyorsan o vakit seni anlayamıyorum demektir. Belki de benim hakkımda yanılıyorsundur? Sen de benden bağımsız olarak farklı bir büyüye maruz kalmış olabilirsin. Bunu ancak sen bilebilirsin.

Hakikaten ne biliyorum ki hakkında? Benim aklım sensin, ben sadece hissederim. Akıl sahip olamadığım, olsam da taşıyamadığım bir yüktür. Kadın olduğunu biliyorum ama erkek olduğum için de bazen unutuyorum bunu, kusuruma bakma. Sevgili kendim sana bir isim de veremedim mazur gör ama yerinde olabilseydim kendime Eylül derdim, Eylül... Peki niçin Eylül? İşte o kısmını da bilemiyorum.

Senin hakkında ayrıca bildiklerim de, seni anladığım ve hissettiğim... Buna mecburum, çünkü kimse seni görmüyor olsa da sen benim bir parçamsın. Seni hep hissettim, sen yokken bile seni hep hissettim ama kadın olacağını hiç tahayyül etmemiştim.

Nilüfer çiçeğince hoş kokulu sevgili kendim...
Sanma ki sana aşığım, ben yalnızca bir romantiğim. Aşk nedir ki? Bilmem, bilemem, yaşamadım... Keza aşk diye bir şey yoktur benim lûgatımda, insanüstü sevgidir bendeki. Belki bunu elde etmem yıllarımı alır, belki de ömrümü...

Hani, "Bunun sebebi ben miyim, dönmen?" diye sormuştun ya, buna cevap vermekten o kadar korktum ki... Halen de tam olarak cevap veremiyorum. Belki sensin, belki de değilsin. Belki de bir bubi tuzağıydı, istemsizce ve haberin olmadan aktif ettiğin... Belki de bambaşka bir şeydir kim bilir? Ama hatırla, çarklar çoktan dönüyor ve mekanik uyanalı sanırım epey oldu.

Sanırım sana âşık olduğumu düşünüyorsun ya da bunun olmasından korkuyorsun. Şayet böyle anlaşılıyorsam da şaşıracak bir durumda bile değilim.  Neden biliyor musun? Karşımdaki kadın kim olursa olsun hep bu durumla karşı karşıya kaldığım için. Keza böyle bir düşünceye sahipsen, böyle bir duyguya karşılık veremeyeceğinden ve o büyülü zamanlara bir daha dönemeyeceğinden korkarsın yahut korkmaktasın. Yeni yeni hissedebilmeye başlamışken ne olduğunu anlamadığın tuhaf bir şekilde bocalayacaksın. Hiçbir şeyin aynı olmayacağı duygusuyla dolup taşacak için ve o büyülü anları özlemekten geri kalamayacaksın. En kötüsü de o şapşal yüzüme bir daha bakamayacağından ve senin o masumane çehrene bir daha hiçbir şekilde bakamayacağımdan korkacaksın ya da korkmaktasın.

Meselenin en önemli noktasının, daha doğrusu tam olarak ne olduğunu biliyor musun? Şayet böyle düşünüyorsan yahut böyle düşünerek kendini benden çekmenle özgürlüğünü ve özgürlüğümüzü kısıtladıysan yahut kısıtlayacaksan BENİ HİÇ ANLAMAMIŞSIN demektir.

Şayet düşündüğün şey aşk ise istersen sana biraz o dilden konuşayım: Ben Aşk'a inanmam, ama Sevgi'nin de bizzat kendisine aşığım.
Yani;
Sen bana aşıksan ben sana maşukum
Sen beni seviyorsan ben sana sevgiyim
Sen beni okuyorsan ben sana şiirim
Sen bana kızıyorsan ben sana öfkeyim
Sen bana muhtaçsan ben sana ihtiyacım

Her şeyden önce ben bir aynayım ve Mevlana o ünlü mesnevisinde der ki: "Yokluk, varlığın aynasıdır." Anlayacağın sen bana ne isen ben ona karşılığım. Ama ben bana yıkım ve hiçlikten başka bir şey değilim! Şayet sen de beni bırakırsan, tutunacak son dalımı da yitirmiş olurum.

Kendime İtiraflarımWhere stories live. Discover now