26°

2.9K 254 24
                                    

Tramvaya bindiğimde şöyle bir manzara ile karşılaşmayacaksam niye tramavay var???

"Kızım düzgün koy şunları, yalap şalap yapma."

"Peki Hasan amca."

Sabahtan beri bunu çektiğim için acaba bir ara sabır taşı falan mı buldum diye düşünmüyor değildim. Hayır yani zaten her şey yerindeyken neden dükkanı düzenliyorduk ki?

Ayrıca yalap şalap neydi ya, biz bu adamla iletişim kuramıyoruz yemin ederim.

Dizmeyi bitirdiğim kavanozlardan sonra ellerimle dizlerime tutunup nefeslendim. Hasan amca kurulduğu koltuğundan kalkma gereksinimi göstermeden eliyle tamam işareti yaptığında göz devirdim.

"Sen git evine dinlen Işık kızım, şuradan da ihtiyacın falan varsa al bir şeyler. O kadar uğraştın."

"Işıl adım amcacım Işıl."

"Tamam Işık kızım tamam, haydi git sen."

Yerimde tepinmemek için kendimi zor tutup köşeden poşet alıp evde eksik olanlardan poşete atmaya başladım. Bir poşet daha alıp doldurduğumda Hasan amcanın her aldığımla içi gidiyordu.

Allah için bu kadar pinti olma be adam!

Ona sırıtarak dükkandan çıktığımda inat yapacağım diye taşıyamayacağım şeyler aldığımı fark edip kendime sövmeye başladım. İhtiyacım olanları almış olsam da ağır gelmişti. Bedavayı bulmuşken ne geçtiyse elime almıştım valla.

Bir de mahalleye gidene kadar çıkacağım yokuşu düşününce ofladım. Gerçekten nasıl bir beynim vardı da bunları taşıyacağımı düşünmüştüm?

İki adımda bir durarak ilerlerken elimdeki poşetlerin çekilmesiyle gözlerimi büyütüp kim olduğuna baktım. Anıl'ı görmemle rahatlasam da bu sefer geçen gün ki şartel olayı ile başımı yola çevirdim.

Ben nereden bilebilirdim şartel atınca sadece ana düğmenin kapandığını?

Kendi salaklığıma yanarak yanında yürümeye devam ettim. Yandan ona bakıp hiç zorlanmadan poşetleri taşıdığını görünce gülümsememe engel olamadım. Beni düşünmüş olması kalbimi ısıtmıştı sanki.

Elimle önüme gelen saçımı kulağımın ardına ittiğimde mahalleye yavaştan girdiğimizi fark ettim. Ona başımı çevirince göz ucuyla bana baksa da gözleri tekar yola döndü.

"Teşekkür ederim."

"Eve gidiyordum zaten önemi yok."

"Bence sen yanlış meslek seçmişsin, öğretmenler medeni ve kibar olur. Sen bu kabalığınla o mesleğe gitmemişsin pek."

Alayla güldüğünde göz devirip yürümeye devam ettim. İnsan bir cevap verme lütfunda bulunurdu ama yok yani.

"Hangi mesleği tercih etmeliydim sayın çokbilmiş hanım."

"Polis olabilirdin en azından suçlularla iyi anlaşırdınız. Bu sabırla artık millet canından bezerdi."

Yine cevap vermediğinde yürümeyi bırakıp ona döndüm. Ben durunca o da durmuştu. Ona ters bakışlarımı göndermeme anlamazca bakınca bir kaç adım ona doğru gittim.

Lavanta ✓Where stories live. Discover now