24°

2.8K 252 32
                                    

Yurtta bununla dolaşsam en fazla ne olabilir ki?

Yalnız bunu en son dün dedim, pahalı bir kafede pasta yedik ben diyorum ki en fazla kaç lira olabilir? Küçücük pastaya elli lira verdik :') Hayatımın kazığıydı ama pişman değilim

Günlük boşumu da yaptığıma göre bölüme geçebiliriz efenim

"Aptal! Her şey farklı olabilirdi aptal, ne diye kızı bırakıp gittin aptal!"

Elimde kaşıkla sarellemi yemeye devam ederken bakkalın küçük televizyonundan günlük dizimi izliyordum. En azından dükkan sahibimiz Hasan amca evinde oturuyordu da dükkanda başka biri yoktu.

Rahat rahat sövemeyeceksem ne diye dizi izliyordum ki?

Ayaklarımı kasaya doğru uzatmış yayılırken dükkandan içeri giren müşterilerle ayaklarımı indirip sarelleyi kenara bıraktım. Hasan amca dükkandan bir şeyler aşırdığımı duysa ne yapardı Allah bilir?

"Buyurun nasıl yardımcı olabilirim?"

"Listeyi vereyim ben, siz halledersiniz."

Adam elime upuzun bir liste verdiğinde yüzümü buruşturup listeye baktım. Kibar olmaya çalışarak başımı sallayarak köşedeki kutuya istediklerini atmaya başladım.

Hepsi bittiğinde poşetleyip onlara uzattım. Arkadaki kadın parayı uzatıp kısaca teşekkür ettiğinde dışarı çıkmışlardı. Arkalarından dil çıkartıp kurulduğum yerime geri oturdum.

Neyse en azından iyi para kazanmıştım, buna şükür.

Dizi iyice sıkmaya başladığında kapatıp arkama yaslandım. Dışarı çıkıp markete doğru bakmaya başladım. Anıl ile düğünden sonra görüşmemiştik. Düğünde de zaten oturduğum yerden kalkmamış atıştırmalıklardan yiyerek vakit geçirmiştim.

Acaba ne yapıyordu? O da beni düşünüyor muydu? Kafam vurup kendime kızdığımda gelip geçen teyzelerden birinin anlam veremeyerek bana baktığını görüp şirince gülümsedim.

Heh, aferin Işıl yakında mahallenin delisi olup çıkacaksın kızım. Böyle devam et.

Bakkala kısa bir bakış atıp köşede oynayan çocuklardan birinin yanına gittim. Onlu yaşlardaydı.

"Ufaklık bak bakalım buraya."

"Efendim abla?"

"Patron olmak ister misin?"

"Nasıl yani?"

"Bak ben iki dakika şu markete gidip geleceğim ben gelene kadar bakkalda patron koltuğunda oturup patron olabilirsin. Ne dersin?"

Çocuk heyecanla başını sallayıp bakkala girdiğinde bu işi de hallettiğime sevinip markete doğru yürümeye başladım. Anıl'ı biraz olsun görüp geri dönecektim zaten.

Kafasını karıştırdığımı söylerken ki hâli aklıma gelince sırıtmamak için kendimi zor tuttum. Belki de o da benimle aynı hisleri paylaşıyordu? Olamaz mıydı ki? Yani sevilmeyecek biri değildim sonuçta.

Allah için tam evlenilecek kızdım. Yemek yapamasam da idare ederdik yani.

Lavanta ✓حيث تعيش القصص. اكتشف الآن