3.4K 286 25
                                    

Tokum ama acıktım *-* Sen ne güzel şeysin beeee!

"Gökçe? Kız bir dur Allah aşkına, sabah sabah dayandın kapıma zaten. Uykum açılmadı benim hem nasıl işe alsınlar beni bu hâlde?"

Gökçe gülüp beni hiç umursamadan şalının ucunu arkaya iterken oflayıp peşinden yürümeye devam ettim. Bir yandan da söyleniyordum.

"Hayır ben anlamıyorum ki sen ne yapıyorsun? Ben her dükkana sordum iş var mı diye, berbere bile sordum ya berbere! Planım da gelen adama saç mı sakal mı diye sormaktı biliyor musun? Bu hayatta ki tek büyük hayalim berberde çalışıp saç sakal tıraşı yapmaktır zaten."

Gökçe söylediklerime küçük bir kahkaha atıp yürümeye devam etti. Ben de beni umursamadığını fark ettiğim için hem de gerçekten bana iş bulmuş olma ihtimali yüzünden sustum.

Biraz daha yürüyüp meydana girdiğimizde iş sorduğum berber amcayı görüp selam verdim ama adam kapıyı kapatıp kapalı yazısını asmıştı.

Şizofren falan acaba yeni açtığı dükkanı kapatıyor?

Gökçe'nin benden uzaklaştığını fark edip yanına geldiğimde o dümdüz markete doğru ilerliyordu. Ne yapacağını anladığımda gözlerim irileşmişti.

Kız beni hayallerime ulaştıracakmış meğerse! Bileydim uykulu halimi dert etmeyi bırak pijamalarımla bile gelirdim be!

"Markete de sormuştum Gökçe ve verdikleri cevabı bil bakalım! Aaaa, hayır dediler biliyor musun? Ne acayip öyle değil mi? Allah Allah!"

Beni umursamadan göz devirerek içeri giren Gökçe'nin taklidini yaparak ben de peşinden içeri girdiğimde gözlerim hedefini hemen bulmuştu.

Anıl biraz ilerimizde kolileri düzenliyordu ve henüz bizi fark etmemişti. Eğildiği için alnına dökülen saçlarına bakıp içimden acaba dokunmak nasıl bir histir diye düşündüm ve Anıl'ın gözlerime bile bakmadığı gerçkelğiyle bunu silip attım.

Boş yere olanaksız hayaller kurup kendimi umutlandırmaya da üzülmeye de gerek yoktu.

Anıl eğildiği yerdem kalkıp karşıya baktığında bir kaç saniye gözlerim kesişse de o gözlerini yumup bezgin bir ifadeyle başka bir tarafa geçmişti.

Ben de ileride beni bekleyen Gökçe'nim yanına gittim ama öylece duruyordu. Kaşlarımı çatmış ne yaptığını anlamaya çalışsam da anlayamamıştım.

"Gökçe?"

"Işıl abla, bak şimdi benim abim burada çalışıyor tabi normalde burada çalışmıyor ama sadece yaz için burada da konumuz bu değil."

Gökçe, Anıl hakkında konuşmaya başlayınca pür dikkat kesilip söylediklerini aklımın bir köşesine yazmıştım. Demek Anıl aslında burada çalışmıyor ama o zaman nerede çalışıyor?

Bunu öğrenmek şu an ki tek gayem gibi görünüyordu.

"Bak şimdi Işıl abla, sen buraya geldin iş aradın ama vermezler. Niye? Çünkü tanıdık falan yok yani kısaca torpilin yok ama şimdi var."

Sırıtarak söylediklerinden bir şey anlamayıp çattığım kaşlarımla ona bakarken gözlerim yanımıza gelen bir adamı buldu. Gökçe'ye gülerek sarıldığında şaşırsam da belli etmedim.

Lavanta ✓Where stories live. Discover now