Acıyor mu?

1.2K 68 89
                                    

~18 yıl önce~

"Beni rahat bırakın artık!"

Magnus küçük bedenini karşısındaki 3 çocuktan korumaya çalışsa da yine ve yine başarısız olmuştu.

"Şu hale bak, tam bir korkak faresin."

İçlerinden birisi sertçe Magnus'u yere itmişti. Magnus'un pantolonu yırtılmış ve dizi kanamaya başlamıştı.

"Şimdi de ağlayacak mısın yoksa?"

"Benimle neden uğraşıyorsunuz?"

"Çünkü seninle uğraşmak çok eğlenceli. Tıpkı bir kız gibi kaçıyorsun ve ağlıyorsun. Kızlar bile senden daha dayanıklılar."

İçlerinden birisi Magnus'un saçını tutarken Magnus acıyla bağırmıştı.

"Saçımı bırak."

"Bırakmazsam ne yapacaksın?"

Magnus ne yapacağını cidden bilmiyordu. Öylece karşısındaki çocuğa bakarken çocuk sinsice gülümsedi.

"Yapacağın hiçbir şey yok."

Çocuk bir anda yan tarafa devrilmişti.

"Belki onun yoktur ama benim var."

Çocuk yerde uzanırken yeni gelen çocuk diğer ikisine dönmüştü.

"Hepinizin sonu arkadaşınız gibi olsun istemiyorsanız gözümün önünden çekilin."

Yeni gelen çocuk hem uzun boylu hem de diğer çocuklardan daha güçlü duruyordu. Bu yüzden ikili yavaşça ortamdan uzaklaşırken yerdeki çocuk da ayağa kalkmaya yeltenmişti.

"Sen canına susadın herhalde. Bittin sen!"

Çocuk bir anda diğerinin üstüne atlamaya çalışmış ama yeni gelen çocuk anında onu yere sermişti.

"İstersen seni sabaha kadar yere serebilirim. Uzaklaş buradan yoksa kötü olur."

Çocuk resmen ondan kaçarken Magnus onu kurtaran kişiye bakmıştı.

"Dizin kanıyor, iyi misin?"

Magnus sessiz kalırken çocuk onun yanına eğildi ve dizini kendine çekip baktı.

"Acıyor mu?"

"Çok değil." Deyip dizine baktı Magnus. "Alıştım ben."

"O çocukların sana zorbalık yapmasına izin vermemelisin."

"Ama elimden bir şey gelmiyor."

"Çünkü çok zayıfsın. Biraz güçlenmelisin." Deyip cebinden bir peçete çıkarttı çocuk ve Magnus'un dizine bastırdı. "Onların sana zorbalık yapmasına izin verme."

"Karşı koyarsam daha fazla üstüme gelirler."

"Asıl boyun eğersen daha çok üstüne gelirler." Deyip Magnus'un saçını okşadı çocuk. "Anladın mı ufaklık?"

"Ufaklık değilim ben, 8 yaşındayım."

"8 mi? Benden daha küçük duruyorsun ama benden büyükmüşsün."

Çocuk elini uzatıp Magnus'u yerden kaldırmıştı. O sırada uzaktan birisi çocuğa seslendi.

"Hey, benim şu an gitmem lazım. Yarın tekrar geleceğim, o zaman tekrar konuşuruz tamam mı?"

"Yarın kesin gelecek misin?"

"Evet geleceğim." Diyerek Magnus'tan uzaklaştı çocuk. O sırada Magnus yere düşen kolyeyi fark etmişti.

"Hey! Kolyeni düşürdün."

"Sorun değil, sende kalsın. Yarın gelince senden alırım."

Çocuk ondan uzaklaşırken Magnus kolyeye bakmış, sonra da gülümsemişti."

"Sanırım ilk kez bir arkadaşım oldu."

....

Magnus yarın sabırsız bir halde parka gelmişti ve akşama kadar o çocuğun gelmesini beklemişti.

Ama çocuk gelmedi.

Bir sonraki gün de gelmedi. Ve diğer günler de.

Magnus umutsuz bir şekilde uzun bir zaman kolyenin sahibi olan kişinin gelmesini bekledi ama o kişi hiçbir zaman gelmedi.

"İsmini bile bilmiyorum." Deyip parkta otururken öylece kolyeye baktı Magnus. O sırada öncelerde onunla uğraşan çocuklardan birisi Magnus'a yaklaşıp aniden kolyeyi elinden almıştı

"Şuna bak, güzel kolye. Senin mi?"

"Onu bana geri ver."

"Vermezsem ne olur ufaklık?" Deyip Magnus'u itmişti çocuk.

"Vermezsen sana haddini bildirmek zorunda kalırım."

"Eminim yaparsın. Sen kendi başına..."

Çocuk daha sözünü tamamlayamadan Magnus çocuğun karnına sert bir tekme atmış, sonrasında hızlıca elindeki kolyeyi geri almıştı.

"Artık benimle uğraşmana izin vermeyeceğim. Uğraşırsan sonuçlarına katlanırsın."

Magnus çocuktan uzaklaşırken kolyeyi de boynuna takmıştı.

Bu parka uzun bir süre daha gelecekti. Ama hiçbir zaman bulmayı umduğu o kişiyi bu parkta bulamayacaktı.

Seneler sonra tesadüfen onunla karşılaştığı ana kadar.

....

İlk bölümün böyle olduğuna bakmayın arkadaşlar, hiç poncik bir kitap beklemiyor bizi ansmkad

Karanlık Sırlar Where stories live. Discover now