~ The Step Into Reality

115 21 7
                                    

Müzik ile birlikte okumanızı tavsiye ederim.

iyi okumalar...

____________🍃

     "Tanrı aşkına Potter, ne kadar da alçak gönüllüsün öyle

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Tanrı aşkına Potter, ne kadar da alçak gönüllüsün öyle."
Alice, yanında oturan Marlene'i kolundan tutarak, Gryffindor ortak masasından kalktı ve adımlarını dışarıya çevirdi.
"Hey Potter, ne zaman şu kızla konuşmaya çalışsam ne yapıp edip bir yolunu bularak masadan kalkmasını sağlıyorsunuz. Nasıl?"

Frank'in sorusu üzerine, Sirius ve James göz göze gelmişti. Omuz silkerek gülümseyen James'e gözlerini deviren Frank, gülerek yemeğine devam etti. Remus hiç oralı olmayarak oturmuş ve kendi akşam yemeğini bitirme derdindeydi.
Kısa süre için başını kaldıran genç adam, karşısında duran sevgilisine dokundu. Güzel çilleri, yüzünün hemen hemen her yanına dağılmıştı fakat fazla değillerdi. Çilek sarısı saçları her yüzüne düştüğünde, eli ile yüzünün diğer tarafına veya arkaya doğru atar; birkaç dakika sonra aynı sorunla tekrar karşılaşırdı.

Gülüyordu, önemli olan buydu. Acımasız bir güzellikte yayılan o gülüşü, nefes kesiyordu ve bu gerçek, genç adamı korkutuyordu. Her adımını tökezletiyordu bu kadın. Her doğrusuna daha doğru oluyor, her yanlışını daha da dibe çekiyordu. Her şeye değerdi.

"Hey Aylak, bir şey sorabilir miyim?"
"Sor Kuzgun."
Kızın derin nefes alışını göğsünün yükselişinde görmüştü Remus. Yanakları hafif kızarıktı ve bu oynadığı Quidditch maçının yarattığı bir eserdi.
"Kurt- diğer yanından nefret ediyor musun?"

Duraksamasına gülümsedi genç adam, duygularını düşünüyordu. Her lafı karşısındakine dikkat ederek çıkıyordu dudakları arasından. Düşündü, bir sürü anı gözleri önüne düştü.
"Küçükken ediyordum. Korkuyordum ve bunun için yeterince cesur değildim. Ama baş etmeyi öğrendim. Belki de artık bir parçam olarak görmeyi anladım."

Gülümsedi genç kız, oturduğu koltukta biraz daha yayıldı ve yanan şömine ateşinin mayıştıran hissinin bedenine hükmetmesine izin verdi.
"Küçükken ne düşünüyordum biliyor musun? Hani çikolata, köpeklere, yani hayvanlara zararlı ya..."
"Evet?"
"Belki senin bu kadar çok çikolata yemenin sebebi, o yanını öldürmeye çalıştığın içindir diye düşünüyordum."

Kızın uykulu çıkan sesine ve kurduğu cümleye karşı gülümsedi Remus.
"Çocukken bile bunun için fazla akıllıydım minik kuzgun."
Amelia'nın kıkırtısı doldu kulaklarına, çok geçmeden uyuya kalışını izledi genç kızın.

|| • Deep Ocean • ||Where stories live. Discover now