•Love is kindness

543 121 6
                                    

Medya: Sirius ve Amelia
(Kendi editim çünkü ben bir işsizim.)

Şarkıya hayranım tavsiye ederim.
🦋
—————
  "Losing my reflection in the water
         Chasing my complection in the tide
   Keeping all my secrets in the cold cold wind
           I can hear you calling in the night"

—————
      "Nasıl yani Bayan Johnson?"
     "Babam gibi delirdiğimi söyledi, bende üzerine yürüyüp boğazını sıktım. Elimi itti sonra da Profesör Mcgonagall bizi buraya getirdi."
      "Eksik anlattı sanırım arkadaş Profesör. Gözlerinin anında kızıl oluşunu söylemeyi unutmuş sanırım. Kendine güçlendirici bir iksir mi yaptın acaba."
Lucius'un söylediği cümle sinirlerimi bozarken Remus bana yaklaşıp sakice parmaklarını parmaklarıma geçirdi. Beni sakinleştiriyor olması hoşuma gidiyordu.
    "Eminim Amelia öyle bir şey yapmamıştır Bay Malfoy. Animagus'undan kaynaklanan bir durum oluşunu tahmin ediyorum çünkü böyle bir şeye daha önce de rastladım. Siz çıkabilirsiniz."
Kaşlarım çatıldı. Olabilir miydi? Ama o zaman duyduğum sesler neydi? Bellatrix çıkarken Sirius'a küçümseyici bir bakış atmıştı. Onların çıkmasıyla kapıya sessizlik büyüsü yapan Profesör bize dönmüştü.
    "Bayan Johnson, Bay Charles ile görüşmelerim sürmekte. Tahmin ettiğimiz şeyin doğru olduğunu düşünüyorum."
   "Tahmin ettiğiniz şey ney Profesör?"
   "Bu işe açıklık getirmesi muhtemel olan biri ile görüştüm. Sadece sizinle konuşucağını dile getirdi. Sizin onayınızla üç gün sonra buraya gelicek kendisi."
Kaşlarım çatılmıştı. Kim?
    "Kim?"
   "Babanız. William Johnson."
Duyduğum isimle kaskatı kesilmiştim. Babam?
    "Babam? Annemi öldürüp deli olduğuna herkesi inandıran, beni terk eden, ailemizin adını lekeleyen, kardeşime lanet savurup kaçıran, kabuslarımı kaplayan kişi buraya gelicek? Gözlerimin içine bakıp benimle konuşucak? Ve bana yardım edicek? Öyle mi Profesör?"
Sinirlendiğimi farkeden Profesör Minevra ile göz göze gelmişti. Remus yanaklarıma koyduğu elleri ile sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama şuan mümkün olucağını sanmıyorum.
    "Asla. Ben. O. İğrenç. İnsanla. Görüşmem."
Her kelimesini basa basa söylediğim bu cümle Profesörü gözlerime kenetledi.
     "Sana yardım edebilecek tek kişi o Amelia"
    "O bana yardım falan edemez! Bize kimse yardım edemez! Özellikle de o iğrenç yüzsüz! Bizi görmeyi haketmiyor!"
Söylediğim şeylerle görüşüm tekrardan netleşmeye başlamıştı, ellerim titriyordu, vücudumda yayılan ısı sanki canlı bir şekilde yanıyormuşum gibiydi. Remus'un ve arkadaşlarımın adımı bağırmasını zar zor duyuyordum. Gözlerim profesörüme kilitlendiğinde korkuyla gözlerini büyüttüğünü gördüm. Elleri titriyor ve zor nefes alıyordu. Remus sakinleştirmek için her yolu deniyordu ama nafile. Başımı sol omzuma hafifçe yatırıp profesörün gözleri içine bakmaya devam ettim. Dumbledor'un sert nefesleri kulağımı doldururken eli boğazına gitmişti.
     Her şey bir anda kesilirken bütün hücrelerim yenilenmiş gibi hissediyordum. Profesör sakin nefesler almaya başladı, hafifçe öksürüyordu, gücümün çekildiğini hissetmiştim. Herkes sakin nefesler alırken beni durduran şey Remus'un öpücüğüydü. Elleri yanaklarımda, kendini bana yaslamış bir şekilde öpüyordu. Alt dudağımı emmeye başladığında tamamen sakinleştiğimi farkettim. Alt dudağını ısırdığımda geri çekildi ve yutkundu. Onun yutkunmasıyla bende yutkundum. Yaptığım şeyin ne olduğunu bilmiyordum ama yeni farketmiş gibiydim.
      "B-ben."
Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı, iki eli masasına yaslanmış profesörü gördüğümde kalbimde hissettiğim acıyı açıklamaya kelimelerim yetmezdi.
      "Ö-özür d-dilerim Profesör."
Bana bakıp gülümsemesiyle karşılık verdi. Gözüm sırayla Minevra, James ve Sirius üzerinde dolanıyordu. Remus ile göz göze geldiğimde elalarında gördüğüm korku ve şaşkınlık daha da kalbimi burkmuştu. Elini koluma atan Remus'tan sıyrıldım ve dolan gözlerimle hızlı adımlarla odadan çıktım.

|| • Deep Ocean • ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin