35.Bölüm:'Onuncu Koğuştaki Güzel'

21.1K 1.2K 699
                                    

İyi okumalar dilerim.

Öncelikle kusura bakmayın. Annem ameliyat olduğu için buralara fazla uğrayamadım. Sizi ve yorumlarınızı çok özledim.

35.Bölüm: Onuncu Koğuştaki Güzel

🔫🔫

"Cinayetten tutuklusunuz."

Polis memuru elindeki kelepçeler ile üzerime doğru gelecekken Poyraz aramıza girmişti. "Ne saçmalıyorsun sen? Ne zamandan beri kendini savunmak suç olmuş?" dedi Poyraz, sesini yükselterek.

Beni savunacak başka kimse kalmadı mı?

"Bizim yapacağımız bir şey yok. Verilen emri uyguluyoruz." dedi polis memuru. Poyraz'ın arkasından çıkmıştım. "İzin verirseniz üzerimi değiştireceğim." dedim. Üzerimdeki çelik yeleği ve elimdeki sniper'ı gösterip, "bunlarla gelebileceğimi düşünmüyorum." diye devam ettim. Yanındaki polis memuruna baktı. Onaylarcasına başını oynatmıştı. "Kaçmayacağınızı düşünerek size izin veriyoruz. Elinizi çabuk tutun." dedi. Başka işim yok kaçacağım.

"Asena!" dedi Batu. "Bir yere gitmiyorsun." dedi Poyraz. "Ben birini öldürdüm. Kaçamam." dedim. Keşke birkaç darbe daha uygulasaydım. Alnımdan öpüyorum.

Alay binasına doğru ilerledim. Bizimkiler polis memurlarıyla tartışma içindeyken, Poyraz peşime takılmıştı. Hızlı hızlı adımlar atarak odama ulaşmıştım. Poyraz odama girince kapıyı kapatıp kilitledi. "Gitmeyeceksin değil mi?" dedi. "Benim kararıma kalmış bir şey değil." dedim. "Ben izin vermiyorum. Babanı arayıp söyleyeceğim. Bu odadan da çıkmayacağız." dedi Poyraz. Sahte bir kahkaha atıp Poyraz'ın yüzüne baktım.

"Bu durumda beni güldürdün ya, sağol. Ama benim kimseye ihtiyacım yok. Özellikle de sana." dedim. Kapıyı gösterip devam ettim. "Hayatımdan çıktığın gibi odamdan da çık."

"Asena?" dedi. "Ne Asena ya? Ne? Hayatımın içine ettin şimdi beni tutuklanmaktan mı alıkoyacaksın? Ya bir siktir git ya!" dedim. Kaşlarını çatmıştı. "Çok mu meraklısın cezaevine girmeye?" dedi. "Müebbet verselerde yüzünü bir daha görmesem." dedim. Allah korusun.

Bir şey diyemedi. Sadece gözlerime baktı. Çok kısa bir aradan sonra sessizliği bozmuştu. "Ne söylersen söyle. Haketmediğin bir şey için ceza almana izin vermeyeceğim." dedi. Gülümsedim. "Senin benimle oynamanı hakettim mi? Bana söylediğin kırıcı cümleleri hakettim mi? Kalbim yok ettin benim, Poyraz. Sen neyden bahsediyorsun?" dedim. Sessiz kalmıştı.

Kapıya doğru ilerledim. Kolumdan tuttu. "Özür dilerim." dedi. Kaşlarım havalanmıştı. "Ne için?" dedim. "Benim yüzünden öldürdün onu." dedi. Bende başka bir şey sanmıştım. Omuz silktim. "Başka birgün yine karşıma çıksa yine aynısı olacaktı. Takma." dedim. "Çıkacak mısın?" diye ekleme yaptım. Ama çıkmaya niyeti yoktu.

Kolumu elinden sıyırıp üzerimdekileri çıkarmaya başladım. Çelik yeleğimi, çantamı, Sniper'ı, ceket ve gömleğimi koltuğun üzerine koydum. Poyraz hâlâ çıkmamıştı.

Ona arkamı dönüp tişörtü üzerimden sıyırdım. Dolabımdan sivil kıyafetlerimi çıkardım. Ve onda kilit sesi duyuldu. Kapı açıldı ve kapandı. Gülümsedim. Sen kendi isteğinle çıkmazsan böyle çıkarırlar.

Kapıyı kilitleyip koltuğun üstünde oturdum. Of Poyraz of! Bir süre boş boş tavana baktıktan sonra tekrardan ayağa kalkıp kıyafetlerimi giydim. Silahımı ve telefonumu yanıma alıp odadan çıktım.

Poyraz yaslandığı duvardan ayrılıp yanıma doğru adımladı. Onun ardından Batu, Oğuzhan ve Mert'te çıkmıştı. Batu kollarını boynuma doladı. "Asena seni yalnız bıraktığım için çok özür dilerim. Seni oradan çıkaracağım, söz veriyorum. En iyi avukatları tutacağım." dedi. Gülümseyerek geri çekildim. Dolan gözlerine baktım. "Yapma böyle. Yapacak bir şey yok. Ne zaman birini öldürsem, ya kaza geçiriyorum ya da hapishane yolu gözüküyor. Kaderim böyle. Benim halam Başsavcı. Beni kurtarır. Sen üzülme." dedim. Telefonum ve silahımı Batu'ya uzattım. "Bunlar sana emanet. İyi bak." Telefonu cebine, silahımı da arkasına yerleştirip tekrar sarıldı. Sırtını sıvazladım.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin