23.bölüm

319 16 3
                                    

Yiğit'e doğru koşup "Kokusunu aldı çakal kapının önünde bekliyor" dedim.

"Hangi çakal ?" diye sorduğu an birden gözlerini iyice açtı "O mu ?" diye sordu.

"Evet, sakın ses çıkarma yollayacağım onu" dedim ve kapıya doğru yöneldim Yiğit'de peşimden geliyordu duvara yaslandı bende kapıyı açtığım sırada o kapının tam arkasına denk geldi.

Kapıyı açtıktan sonra karşımda duran kişi tabi ki Özcan'dı.

"Özcan ?" dedim.

"Nasıl olduğunu merak ettim de ?" dedi.

"Teşekkür ederim, ben iyiyim, kolum biraz ağrıyor malum iki gün oldu daha taze, ama iyileşir" dedim gülümseyerek.

"Şey ben sana...bir şey söylemek istiyorum" dedi.

"Tabi dinliyorum seni" dedim.

"Şey, Asiye ben...nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, ben...yani seni..." diyip büyük bir nefes aldı ve "ben seni seviyorum" dediği sırada kapının arkasında duran Yiğit'in yumruk sıktığını gördüm ve tam buraya doğru gelmek istediğini gördüğümde kapının ucuna yaslanıp elimle Yiğit'i tuttum.

"Asiye, bir şey söylemeyecek misin ?" diye sordu.

"Şey Özcan ben...yani ne desem bilemedim ki" dedim.

"Şimdi hayır deme, yani düşün taşın sonra kararını ver olur mu ?" diye sordu.

"Bugüne kadar sen...benim kalbimi çok kırdın, yani üzdün hatta öldürmek bile istedin" dedim üzgün yüzü yaparak, ağlıyor numarası yaptım bir anda.

"Asiye, ağlama ne olur, biliyorum telafisi olmaz, ama affetmeye çalış beni, ben...seni seveceğimi düşünmezdim ama...oldu...hemde bu bir kaç gündür çok şey hissetmeye başladım ve bugün sana duygularımı açmaya karar verdim" dedi.

"Tamam, düşüneceğim" dedim gözlerim yaşlı bir şekilde. Elimle hala Yiğit'i duvara doğru sabit tutmaya çalışıyordum, resmen onu itiyordum görünmesin ve her şeyi bozmasın diye.

"Neyse ben senin cevabını bekliyor olacağım, bana...müsaade" dedi.

"Peki, görüşürüz" dedim gülümseyerek.

Özcan gittikten sonra kapıyı kapatıp kapıya doğru yaslandım ve ağlama modundan çıkıp gülmek moduna geçtim, elimle göz yaşlarımı sildim. Sonra Yiğit'e baktım, bana çok pis bakıyordu.

"Bana öyle bakma, eğer seni durdurmasaydım planımı bozacaktın" dedim.

"Seni sevdiğini söyledi, ben bunu alır öldürürüm" dedi.

"Tamam sakin" dedim.

"Sana dokunamaz o bunu bil, sana dokunmasına izin vermeyeceğim" dediği sırada bana kumpas kurulan geceyi hatırladım.

Daldığım yerden çıkıp ona baktım tekrar ve üzgün kırılmış bir ifadeyle "O gece sen bana hain dedin, şimdi de gelmiş korumak istiyorsun" dediğim sırada başını yere eğdi.

"Hala kırgınsın, affettim diyorsun ama...affetmemișsin" dedi bana gözleri dolu bir şekilde bakarak.

"Neyse boșver" dedim gülümseyerek.

"Bu arada senin bu yönünü ilk defa görüyorum, resmen yalandan ağladın, tam bir oyuncusun" dedi.

"Emin ol ki bende bu yönümü tanımıyordum, bu soysuz bana başka çare bırakmadı, bunların yüzünden bu hale geldim" dedim.

Bana doğru gelip omuzlarımdan tutarak "Sonuna kadar yardım edeceğim sana, inșAllah hatamı böyle telafi etmiş olurum" dedi.

"İnşAllah" dedim.

KumpasWhere stories live. Discover now