38.bölüm

261 18 0
                                    

''Bize yardım et, bize yardım et abi, bizimle ol, teşkilatla birlikte ol, bak onları yakalamamız lazım sende bize katıl'' dediğim sırada bana baktı tuhaf tuhaf.

''Asiye ben...yani sandım ki sadece bilgi falan istiyorsun benden yani bu yönden yardımımı istediğini sandım ama sen bana çok farklı bir teklifle geldin'' dedi.

''Bu ne demek oluyor abi ?'' diye sordum.

''Ben yaralıyım Asiye, ben kendimi iyileştirmeden sana yararım olmaz, sen en iyisi beni azad et'' dedi.

O an ayağa kalkıp bayrağıma baktım ve Uğur abiye doğru dönüp gözlerinin içine baktım ''Sen bu bayrağı kurtardığımız günü unutmuşsun ama ben unutmadım, hatırlıyor musun ben daha özel harekat polisi değildim, o köye bizi bir cinayet için yollamışlardı karakol polisi olarak orda bulunuyordum, sonra teröristler saldırdılar biz de neye uğradığımızı şaşırdık, bir çok silah arkadaşım şehit oldu orda, seninle o operasyonda taanışmadık mı, orda birlikte bu bayrağı teröristin elinden kurtarmadık mı, sen orda vurulmadın mı, ben geldim sana kan verdim sende bana 'yarım kardeş olduk' dedin, bir gün bu sefer aynı köyde ben vuruldum ve bu sefer bana kan veren sen oldun 'bu sefer tam kan kardeşi olduk' dedin, o dediklerin yalan mıydı, bayrağı kurtardık ama sende o eskisi gibi vatanseverliği göremiyorum, nerede kaldı vatanseverliğin söylesene ?'' dediğim sırada birden ayağı kalktı ve bana baktı.

''ASİYE YETER !'' dedi büyük bir öfkeyle.

''Silkin ve kendine gel çünkü sen bu halinden daha fazlasın abi'' dedim ve ceketimi alıp evden çıktım bir hışımla.

''Asiye dur !'' dedi Yiğit arkamdan.

''Yiğit arabaya bin gidiyoruz'' dedim ve arabaya bindi bende direksiyon başına geçtim o ıssız köyden uzaklaştım.

Şubeye döndüm öfkeyle, karşıma Ali müdür çıkınca durdum öyle.

''Ne oldu sana ?'' diye sordu tuhaf bakarak, anlamaya çalışıyordu ruh halimi.

''Bazıları vatana olan sevdasını yitirmiş bulamıyorlar tekrar'' dedikten sonra silah odasına gidip çelik yeleğimi giydim ve keskin nişancı silahımı alıp atış poligonuna gittim.

Atış poligonunda atışlar yaptım ama bu normal atışlar değildi tamamen sinirle öfkeyle yapılmış atışlardı. O anda Esra yanıma geldi bizim özel harekatçı kızlardan, kendisi komserdir, yıllardır tanırım ama uzun zamandır onu buralarda görememiştim.

''Asiye ?'' dedi.

''Esra ?'' dedim ve birbirimize anında sarıldık.

''Sen nerelerdesin böyle çok uzun zaman oldu'' dedim.

''Ben dokuz aylığına Trabzon'a gönderildim o yüzden burda değildim dün döndüm, peki sen...neden burdasın...haklandın mı yoksa ?'' diye sordu.

O an üzüldüm ama bunu belli etmemiştim ''Hayır bir türlü haklanamadım'' dedim.

''Seni nasıl tekrar aldılar ki teşkilata ?'' diye sordu.

''Ali müdür kefil oldu, yani bu kız suçsuzdur dedi en başta istemediler ama Ali müdür uğraşıp halletti'' dedim.

''Dönmen çok iyi oldu, ben seni çok özledim, ve emin ol bir gün gelecek haklanacaksın'' dedi.

''Bana inandığın için teşekkür ederim'' dedim ve birbirimize tekrar sarıldık.

''Sen neden bu kadar sinirlisin söyle bakalım'' diye sordu.

''Boşver önemi kalmadı artık'' dedim.

''Konuşmak istersen ben buralardayım'' dedi.

''Anlaştık'' dedim ve gitti.

KumpasWhere stories live. Discover now