47.bölüm

110 8 0
                                    

Araçtan inmeden önce Yiğit'e baktım, onda tuhaf bir şey vardı sanki benden bir şeyler gizliyormuş gibi hissediyordum.

"Ne oldu neden öyle bakıyorsun ?" diye sordu.

"Yiğit bu plan çok kolay olmadı mı ?" diye sordum.

"Nasıl yani ?" diye sorduğu an açıkaçık konuşmaya karar verdim.

"Sen benden bir şey saklıyorsun" dedim ve bir anda öyle bir kahkaha patlattı ki neden bu kadar güldüğünü merak etmiştim.

"Hayırdır komik olan ne ?" diye sordum.

"Ya ben senden ne gizleyeyim, dediğin laf çok komiğime gitti" dedi ve gülmeye devam etti.

"Bu gülme şeklin kesinlikle psikolojik bir davranıştır, insan bir şey sakladığında durup dururken gülme krizine gire bilir, benden her ne saklıyorsan bil ki elbet bir gün bulacağım" dediğim an gülmesi durdu ve araçtan inip eve girdim.

Evde odada otururken yanıma Alper geldi, bana baktı sanki bir şey söyleyecekmiș gibi bakması içimde bir merak uyandırdı, söylemesini beklerken sadece sustu buda merakımı iyice büyüttü.

"Ne söyleyeceksin ?" diye sordum bıkkın bir şekilde.

"Ne söyleyeyim ki anlamadım ?" diye cevap verip salağa yatması beni sinirlendirdiği oldukça aşikardı.

"Alper ne gizliyorsunuz benden, Yiğit de bir tuhaf zaten" dedim.

"Yok nasıl olduğuna bakmaya geldim" dedim.

"Gördüğün gibi" dedim.

"Tamam sen rahat ol yakalayacağız o hainleri" dedi.

"İnşAllah" dedim, sonra yanımdan kalkıp gitti.

Alper'den:
Asiye o kadar zeki birisi ki her şeyden şüpheleniyordu bizimde ondan bir şeyler sakladığımızı anlamıştı.

"Yiğit, Asiye şüpheleniyor" dedim.

"Zaten uzun sürmeyecek hainler ortaya çıkacak yakında ve kendisi öğrenir" dedi.

"Biz ona nasıl söyleyeceğiz ki Mustafa amirin..." dediğim sırada Mustafa amir geldi.

"Hayırdır benden mi bahsediyorsunuz ?" diye sordu Mustafa amir.

"Evet, aslında size bir şey söylemem gerekiyor amirim" dedim.

"Sor" dedi.

"Amirim, Yiğit'le konuşuyorduk acaba size söylesek de Asiye ile ilgilenseniz diye, kendisi biraz fazla düşüncelere dalıyor, belki sizinle konuşursa iyi olur, sanki bir umudu yokmuş gibi davranıyor" dedim.

"Tabi ilgilenirim, o iyi olsunda" dedi ve gitti.

Yiğit parmağını dudaklarının önüne koyup susmamı işaret etti, belli ki Mustafa amir hala burdaydı, bu sefer yırtmıştık.

"Mustafa amir ilgilensin Asiye belki daha iyi hisseder kendini" dedi Yiğit.

"Haklısın kardeşim" dedim.

Yiğit ile yaptığımız plan çok iyi bir şekilde işliyordu ama Asiye'nin bundan haberi olmaması şarttı çünkü eğer doğruları öğrenirse plan bir şekilde bozulurdu ve kesinlikle Asiye'yi tutamazdık, mutlaka bir yanlış yapardı haklı olduğu yerde haksız durumuna düşerdi, bununla da kalmaz yine teşkilattan atılır ve hapise tekrar girerdi bunada hiç birimiz engel olmak istesek de mümkün olamazdı, sadece Asiye değil hepimiz yapardık ve hepimiz meslekten ihraç edilirdik.

Yiğit'den:
Ertesi gün öğlen saatlerinde Alper ile hazırlık yaptık, Uğur abiyide yanımıza çağırdık ve hep birlikte asıl planımızı gerçekleştirmek için harekete geçtik.

"Dediğim gibi Alper sen Aslan'ı takip edeceksin, Nil şu an Özcan'ı takip ediyor, Uğur abide Mustafa'yı takip edecek. Bakın Mustafa dünden beri dışarı çıkmadı biliyorsunuz biz pek izin vermedik buna, bugün bırakacağız, bunlar kesinlikle buluşacaklar, emin olun" dedim kendimden emin bir şekilde.

"Tamamdır" dedi Alper ve hepimiz dağıldık.

Ben o esnada Asiye'nin olduğu bilinen ama aslında olmadığı mezarlığa gittim. Özcan ile Aslan Mustafa amire kesinlikle inanmayacakları için mutlaka gece vakti mezarlığa gelip mezarı açacaklar ve DNA örneği alıp test edecekler. Onların resmini çekmek şarttı, mahkemeye başvurduğumuzda Asiye'nin masumiyetini kanıtlaya bilecektik resimlerle hatta videolarla.

Mezarlığa vardığımda araçtan inip kamerayı arabanın bagajından çıkardım, sonra uygun ve gizli bir yeri seçip oraya kamerayı yerleştirdim. Güneşin batışına son bir saat kalmıştı. Kameranın hafızasınıda kontrol ettikten sonra artık her şey yerindeydi. Diğerlerinden haber bekliyordum, Aslan ile Özcan'ın mezarlığa doğru hareket edeceklerini bekliyordum.

Nil'i arayıp "Nil, unutma buluştukları an kameraya çekeceksin, ama dikkatli ol, seslerini duymak için yakın olman şart" dedim.

"Merak etme buldum ben nasıl yaklaşacağımı, her şey bende" dedi emin bir şekilde.

Bir saat geçtikten sonra güneş battı, akşam namazı ezanı okunuyordu. Alper mesaj attı ve Aslan'ın bir parka doğru ilerlediğini söyledi, ikinci mesaj Nil'den geldi, sonra üçüncü mesajda Uğur abiden geldi, Özcan ile Mustafa amirde yola çıkmışlar parka doğru ilerliyorlardı.

Buluştuklarını bana mesajla Alper bildirdi. Ben hala bekliyordum ve adım gibi emindim mezarlığa geleceklerini.

Üzerinden yarım saat geçtikten sonra Nil bana videoyu yolladı, videoyu açtığımda ses çok net bir şekilde geliyordu.

Video da Mustafa "Asiye yaşıyor, onun yanından geliyorum, size oyun oynuyorlar" dedi.

Özcan "Asiye öldü biz kendi gözlerimizle gördük ne saçmalıyorsun sen ?!" diye tepki verdi tamda tahmin ettiğim gibi.

"Bakin yalan söylemiyorum, bir kaç gündür onun yanındayım, Uğur denen bir adam var eski yüzbaşı mı ne, Asiye'nin tanıdığı birisi, onu evinde saklıyor bir köyde, onun yanına gittim ben" dedi Mustafa amir.

"Özcan ya doğruysa ?" dedi Aslan.

"Biz sana nasıl inana biliriz ? Nasıl güvene biliriz ? Sen Asiye'ye kol kanat gerdin yıllarca, bu kız teşkilata girdiği ilk günden beri hepiniz hayranı oldunuz" dedi. Demek ki aslında Mustafa amir başta pek öyle hain değildi ama sonradan bozuldu.

"Tamam, en başında öyleydi ama o kız sonradan çok başarılı oldu bu yüzden de artık kanıma dokunuyor, o kızı istemiyorum teşkilatta, benim rütbemi geçerse kabul edemem bunu ! Benim de bir onurum gururum var, o bir kadın, bir kadın benim rütbemi geçemez !" dedi Mustafa amir büyük bir öfkeyle, çok şaşırmıştım aslında, Asiye çok başarılıydı doğruydu ama bunu kompleks yapıp teşkilatın bir polisine ihanet etmek de bir suçtu, düşman olmaya ne gerek vardı ki.

Hepinize hayırlı hafta sonları diliyorum canlarım. Bir kaç ay önce bu kitabı devamlı olarak yazıyordum ama daha önceki bölümde yazdığım gibi maalesef zor zamanlardan geçiyordum durum sıkışıktı ve aynı zamanda fikirlerim tükenmişti. Artık yeni fikirlerle geldim bu kitabı yazmaya devam edeceğim bu yüzden de en başından beri kitabı okuyup ve yeni bölüm bekleyenlerden özür diliyorum, geciktirdiğim için ve bu kadar beklettiğim için hakkınızı helal edin. Umarım yazdığım yeni bölümler hatamın telafisi olur. İyi okumalar diliyorum yeni bölümde görüşmek üzere 🌹

KumpasWhere stories live. Discover now