12.bölüm

524 27 7
                                    

"BU KADAR ÇABUK MU PES EDİYORSUN ?!" dedi biri arkamdan.

Ona doğru dönüp "Pes etmek mi ?" dedim.

"Evet ! Korkuyorsun bu yüzden de pes ediyorsun !" dedi Yiğit bana dik dik.

"Pes etme konusunda bana ders verme Yiğit sakın !" dedim.

"Korkaksın ! Pes etmek işine geliyor !" dediği sırada sinirden yakasına yapıştım.

"Sakın ! Bir daha böyle bir şey söyleme ! Bu hayatta hiç bir şeyden korkmadım, korktuysamda cesaret edip korkularımı yendim anladın mı beni !" dedim.

"Yine öyle yap ve bana korkak olmadığını kanıtla hadi" dedi dik dik.

"Yiğit !" dedim.

"KANITLA !" diye bağırdı ve yakasını ellerimden kurtardı.

O kadar çok köpürmüștüm ki sinirden, lojmanın yanındaki spor salonuna gittim ve kum torbasını yumruklamaya başladım. Karşımda Yiğit varmış gibi davranıyordum kum torbasına.

En son nefes nefese kaldım, sonra tek başıma oturup düşünmeye başladım. Yiğit'in dedikleri beni çok derinden üzmüştü, ama haklı olduğunu düşünmeye başladım bir anda.

"Hayır ! Yiğit asla haklı değil ! Ben korkak değilim ! ASLADA OLMADIM !" dedim kendi kendime.

Öğle ezanı okunduktan sonra lojmana döndüm. Eve girip duş aldım sonra abdestimi alıp namazımı kıldım.

Namazda bol bol dua ettim Allah'a. O kadar kötüydüm ki nerdeyse ümidimi yitiriyordum ama biliyordum ki elbet bir ümit vardı.

Oturup saatlerce kara kara düşünmeye başladım. Çok şey düşündüğüm için dalıp gitmiştim.

Kafamda "Bunlar beni kaçırsınlar diye koluma bir çip taktırdım ama hala beni kaçıran olmadı. Şimdi ne yapmam lazım ? Ne yapmam lazım ki beni kaçırsınlar da kim olduklarını bileyim ?" dedim. Bu sorunun cevabını bulmak çok zordu.

Akşam saatlerine doğru ezan okundu ve akşam namazını kıldıktan sonra özel harekatta çalıştığım zamanlardaki resimlerime baktım. O kadar çok mutluydum ki o dönemlerde, her şey çok güzeldi.

Birden "Tabi ya neden bu daha önce aklıma gelmedi ki, bunu yaparsam mutlaka bir şey olur" dedim ve telefonumu bir kenara koydum.

Evden çıkıp Yiğit'in evine çıkacaktım bulduğum çözümü söylemek için ama merdivenin ilk basamağında bastıktan sonra durdum. Yiğit'le daha yeni tartışmıștık, hatta ona çok öfkeli olduğumu nerdeyse unutuyordum, bu düşünceden sonra eve tekrar geri döndüm.

Çözüm bulduğum için artık rahat bir şekilde uyuya bilirdim.

Sabah erkenden kalkıp ezandan sonra sabah namazımı kıldım sonra hemen özel harekat şubesine gittim.

Kapıdaki polisler beni gördükleri an şaşırdılar biraz "Başkomserim ?" dedi.

"Aç şu kapıyı kardeşim hadi" dedim.

"Ama Asiye abla..." dedi.

"Asiye abla demeyeceksin !" dedim.

"İyi de ne demem lazım ki ?" diye sordu polis.

"Sana Başkomserin olarak emrediyorum aç şu kapıyı !" dedim.

"Başkomserim mi ? Asiye abla sen...geri mi döndün ?" diye sordu diğer polis.

"Açıyor musunuz kapıyı yoksa zorla mı içeriye gireyim ?" dedim.

"E...emredersiniz" diyip kapıyı açtı bende şubeye girdim.

Ali müdürün odasına çıktım ve kapısına vurdum.

"Girin" dediği sırada odaya girdim.

"Asiye senin ne işin var burda hemde bu erken saatte ?" dedi beni görür görmez.

Ali müdürle bir kaç saniye bakıştık, benden bir cevap bekliyordu çünkü anı gelișime bir anlam vermiyordu.

"Asiye söylesene neden geldiğini" dedi Ali müdür.

O an Alper girdi müdürün odasına ve beni gördüğü an şaşırdı kaldı.

"Asiye ? Senin ne işin var burda hemde sabah sabah ?" diye sordu.

"Beni tekrar teşkilata alın" dediğim sırada Alper elinde ki çay bardağını düşürdü, bardak yerde paramparça oldu, ardından bir bardak daha duydum, kapının arkasındaki kişiye baktığım sırada Yiğit olduğunu gördüm, o'da aynı şekilde elinde ki bardağı düşürdü.

"Müdürüm ?" diye seslendim, Ali müdür donup kalmıştı.

"Ben yanlış duydum heralde, bir daha söyler misin Asiye" dedi Ali müdür.

"Hayır, yanlış duymadınız" dedim.

"Müdürüm bu bir rüya sanki" dedi Yiğit.

"Hemde nasıl bir rüya" dedi Alper.

"Ben ciddiyim ! Beni tekrar teşkilata alacaksınız !" dedim kızarak.

"Nasıl ya ? Hani sen teşkilata girmek istemiyordun, hani bir daha ayak basmayacaktın, hani o üniformayı bir daha giyinmeyecektin, noldu da bir gece buna karar verdin hani ne olmuş ola bilir !" dedi Alper.

"Demek ki hayatta büyük konuşmamak lazımmış" dedim.

"Kızım sen ne dediğinin farkında mısın ? Geldin kıyameti kopardın bir daha bu teşkilata ayak basmam diye !" dedi Ali müdür.

"Müdürüm..." dediğim sırada beni durdurdu.

"Ne oldu bir gecede ?! Nasıl karar verdin buna ?!" diye sordu Ali müdür sinirli bir şekilde.

Canlarım sizleri Wattpad hesabımı takip etmeye davet ediyorum, duvarımda bilgilendirmelerden haberdar olmak için takip edin. Desteğinizi bekliyorum, bölüme de yorum görüşlerinizi bırakmayı ve not vermeyi unutmayın 💙 Teşekkür ederim hepinize. Yeni bölümde görüşmek üzere 🥰

KumpasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin